Yerel tohumlar koruma altına alınıyor
Atatürk Üniversitesi ile Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı şirketi tarafından yürütülen proje kapsamında, kokusu, aroması ve lezzetiyle damaklarda tat bırakan yerel tohumlar koruma altına alındı.
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, BTC Proje Koordinatörü Prof.Dr.Mükerrem Kaya, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Şirketi ile Atatürk Üniversitesi işbirliğinde yürüttükleri, ''Erzurum'da Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma Projesi'' kapsamında, bölgedeki yerel tohumları korumak ve geliştirmek için bir çalışma yaptıklarını söyledi.
Projeyle, bölgedeki tohumları koruyarak, yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirten Kaya, ''Bunlar bizim doğal ürünlerimiz, önemli kaynaklarımızdır. Bunların kaybolmaması için pilot ilçe olarak Pasinler'i belirledik. Pasinler'de önder çiftçi Muhammet Bağdigen ile 2010 yılında bu çalışmalara başladık'' dedi.
Prof. Dr. Kaya, bu çalışma ile doğal ürünleri, gen kaynaklarının kaybolmasını önlemeyi ve elde edilen ürünlerin takas yoluyla yaygınlaştırılmasını sağlamayı amaçladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Bu çalışmayla, yerel tohumları toprakla buluşturarak, insanların özlediği, tipik tat ve kokudaki sebzeleri üretmeye başladık. Pasinler'de meşhur bir salatalık vardı, kokusuyla ve tadıyla kaybolmak üzeriydi. Proje sayesinde sadece salatalığı değil diğer pek çok sebze türünü çalıştık. Bunların kaybolmasını önledik. Böylelikle insanların lezzet arzularını karşılayabiliriz, istedikleri ürünleri tekrar onlara sunabiliriz.''
Prof.Dr.Kaya, gelecek yıllarda bunları yaygınlaştıracaklarını ifade ederek, ''Bal kabağı, dolmalık biber, fasulye, salatalık, aş otu başta olmak üzere çok değişik ürünleri, sebze türlerini bölgeye kazandırıyoruz. Yerel ürünlere ilgi oldukça fazla, çünkü tipik tadı ve kokusu tüketiciler için önem arz ediyor. Doğal ürünlerde kesinlikle pazar sıkıntısı da yok'' dedi.
'Deden kalan genotipleri koruma altına almamız gerekiyor'
Projenin uygulanmasında bilimsel ve teknik destek sağlayan Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Dursun da Türkiye'nin genotip bakımından çok zengin olduğuna dikkati çekerek, her bitki ıslahçısının, gen kaynaklarının korunması için çalışma yürütmesi gerektiğini söyledi.
Yeni geliştirilen çeşitlerin, eskiyi ortadan kaldırdığını dile getiren Dursun, şöyle konuştu: ''Çünkü yeni çeşitler daha gösterişli. Birim alandan daha fazla verim elde edildiği için çiftçi hemen buna yöneliyor ve eskiyi unutuyor. Tabii ki her güzelin bir kusuru var. Yeni geliştirilmiş ürünlerde eski güzellik, aroma, lezzet, koku kayboluyor. O zaman doğal kaynakları, bizim geçmişten atadan, deden kalan genotipleri koruma altına almamız gerekiyor.''
'Amacımız yerel kaynakları Türkiye gen bankasına kazandırmak'
Yerel tohumların koruma altına alınmaması durumunda zamanla kaybolacağına dikkati çeken Dursun, şunları kaydetti: ''İşte bizim bu projedeki amacımız bu kaynakları koruma altına almak. Sadece yöresel anlamda değil, bu kaynakları aynı zaman ülkemiz gen bankalarına da kazandırmak. Yörede yaygın yetiştirilen, geçmişten günümüze kadar taşınmış olan tohumları, vatandaşların sandıklarından, bohçalarından çıkararak, ticari boyuta taşıyabilmek için bu çalışmayı yaptık.''
Projeyi uygulamak için köy köy gezerek, atalardan kalan tohumları topladıklarını anlatan Dursun, önder çiftçiye doğal sebze yetiştiriciliği tekniğini öğreterek, yerel tohumların ekimini yaptıklarını ifade etti. Yerel ürünleri organik şartlarda ürettiklerini belirten Dursun, toprakta yorgunluk ve besin eksikliği olmadığı için sadece çiftlik gübresi kullanarak, toprağın kalitesini iyileştirdiklerini, mevcut besin elementleriyle ürünün gelişmesini sağladıklarını vurguladı.
'O eski isteğimiz tat ve koku yüzde 100 aynı'
Önder çiftçi Muhammet Bağdigen ise öğretim üyelerinin tavsiyesi üzerine, dedelerinden kalan tohumu ekerek, hem tohum artışını sağladıklarını hem de ürününü piyasaya sürmek için bir çalışma başlattıklarını söyledi. Bu proje sayesinde yerel tohumların arttığını anlatan Bağdigen, ''Piyasaya sürebileceğimiz miktarda değil ancak ilçede ekilebilecek miktarda tohum ürettik'' dedi.
Ektikleri ürünlerin tadının, geçmiş yıllarda üretilen sebzelerin tadıyla eş değer olduğunu kaydeden Bağdigen, ''Bu tohumlardan elde edilen ürünlerin, o aradığımız ürünlerin tat ve kokusuyla yüzde 100 aynı. Bizim doğal ürettiğimiz sebzeleri yiyen bir vatandaş, diğer sebzeleri yese de zevk alamaz. Ürünlerimize çok yoğun bir ilgi var. Şu aşamada bu taleplerin tamamını karşılayamayız'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı