"Yol ayrımında olan, AB'dir"

Türker İnanoğlu Vakfı Sinema Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığının açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bağış, ''Türkiye AB'yle bir yol ayrımında mı?'' sorusuna karşılık, bu dönemin fasıl açılmayan ilk dönem başkanlığı olmadığını, AB sürecinde daha önce de fasıl açılmayan dönemlerin olduğunu söyledi.

Hatta Türkiye'nin AB üyeliğine en çok destek veren Finlandiya gibi bir ülkenin dönem başkanlığında fasıl açılamadığını anımsatan Bağış, şöyle konuştu:
''Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak endişelerini en sıkça dile getiren ve toplum nezdinde de sanki Türkiye'nin AB üyeliğine en çok sorun çıkarıyormuş gibi gözüken bir Almanya'nın dönem başkanlığında da 3 fasıl açıldı. Fasılların açılması dönem başkanlığına çok da bağımlı değil. Çünkü dönem başkanlıklarına çok da etkisi yok. Biz Belçika dönem başkanlığı içerisinde rekabet faslını açmak için çalıştık, çabaladık.''

Şu anda Avrupalıların Noel tatilinde olduğunu ve bu nedenle tek bir Avrupalı siyasetçiyi görmenin mümkün olmadığını söyleyen Bağış, ''Bizim için aynı anlamda olan bir Kurban Bayramı'nda ben ve çalışma arkadaşlarım, rekabet faslını açabilmek için harıl harıl çalıştık. Ben arefe günü Atina'daydım, bayramın birinci günü Brüksel'de, ikinci günü de Dublin'deydim'' diye konuştu.

Ancak bazen AB'de ortak uzlaşmanın sağlanamadığını anlatan Bağış, şöyle devam etti:
''Birtakım ülkelerin farklı beklentileri olabiliyor. Biz rekabet faslını açabilmek için Avrupa'nın 6. en büyük ekonomisini riske atmadık. Ülkemizin çıkarlarını, ulusal ekonomik gücünü bir fasıl açmaktan daha önemli bulduk, bugün de aynı şeye inanıyoruz. Biz rekabet faslını açmak için yapabileceklerimizi Avrupalılarla müzakere masasında paylaştık. Onların birtakım farklı beklentileri varsa, sadece 'fasıl açılmış olsun' diye ülkemizin ekonomik gücünü riske atmayız. Bundan sonraki süreçte faslın açılması için yine çalışmalarımız sürüyor.''

"Fasıl açıldığı zaman boyumuz uzamıyor"

TBMM'de 13 Kasımda Devlet Yardımları Otoritesi Kanunu'nun kabul edildiğini anımsatan Bağış, şöyle konuştu:
''Bu faslın açılması için en önemli engel buydu. Bunu kısa süre sonra da Cumhurbaşkanımız imzalayarak Resmi Gazete'de yayınlattı. Şu anda Devlet Yardımları Otoritesi Kurulu oluştu, genel müdürü atandı, çalışmalar yapılıyor. İlk defa Türkiye'de farklı kamu kurumlarının, farklı sanayi sektörlerine yaptıkları desteklerin bir envanteri çıkarıldı. Bunlar önemli çalışmalardı. Bu çalışmaların yapılmış olması fasıl açılmasından çok daha önemlidir. Bizim, bir fasıl açıldığı zaman boyumuz uzamıyor, ülke olarak ek bir kazanım elde etmiyoruz. Ancak bu faslın açılmasına yönelik kriterleri yerine getirdiğimiz zaman ülkemizin AB standardına kavuşması sağlanıyor. Aynı çevre faslıyla daha temiz bir havayı teneffüs etmenin güvencesini sağladığımız gibi, aynı gıda güvenliği faslında tükettiğimiz yiyecek ve içeceklerin daha sağlıklı, daha hijyen olmasını sağlamak gibi.''

Fasılların açılmasının bürokratik bir süreç olduğunu belirten Bağış, ''Bizim önemsediğimiz, insanımızın, vatandaşımızın yaşam standardını yükseltmek; o konuda da gerekli adımları atmak'' dedi.

"20 faslın 17'sinde siyasi engel var"

Türkiye'nin ulusal programının, 2013 sonuna kadar ülkenin kanunlarını, anayasasını, yönetmeliklerini AB standartlarına getirmeyi öngördüğünü bildiren Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz onu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. 2013 sonuna geldiğimiz zaman Türkiye bugünkünden daha da yüksek standartlarda, daha da çağdaş, demokratik, şeffaf, insan haklarına saygılı bir ülke olacak. Benim için önemli olan o. Yoksa Avrupa'daki falan ülke şuna sorun çıkarmış, filan ülke şuna sorun çıkarmış, çok takılmamamız gerekir. Bakın 33 fasıl var. 13'ünü açmış bulunmaktayız. Geriye kalan 20 faslın 17'sinde siyasi engel var; istesek de açamıyoruz. Bu yüzden bizi rekabet gibi ekonomi üzerine yük getirebilecek bir fasla zorluyorlar. Biz de onların dediği gibi değil, bizim önerdiğimiz gibi açılması için müzakerelerimizi yürütüyoruz.''

''Biz diklenmiyoruz ama dimdik de duruyoruz, durmaya devam edeceğiz'' diyen Bağış, ''Türkiye'nin çıkarlarını korumaya devam edeceğiz. Bunu yaparken AB bir de İlerleme Raporu yayınladı. İlerleme Raporunda da 33 faslın 33'ünde de son bir yıl içinde ilerleme kaydettiğimizi AB üyesi ülkeler bize itiraf etti. Demek ki Türkiye doğru yolda, yavaşlayan varsa o da AB; O'nun da kendi ulusal çıkarlarını gözeterek artık karar vermesi gerekir. Yol ayrımında olan Türkiye değildir, AB'dir'' şeklinde konuştu.