'Yolsuzluk yapan bakanları açıkla'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "namuslu adamsan, düzgün adamsan, yürekli adamsan o yolsuzluğa adı bulaşan bakanlarını çık millete tek tek anlat' diyorum yüreğin varsa. Anlatır mı? Ya onlar da çıkıp, şunu söylerse 'sen bana bunu söyledin' diye. 'Hani bölüşmüştük' derse ne olacak? Türkiye sarsılacak o zaman. Korkudan konuşamaz'' dedi.

'Yolsuzluk yapan bakanları açıkla'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.05.2011 - 09:32

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin mitingine katılmak üzere geldiği Adana Havalimanı'nda çok sayıda partili tarafından karşılandı. Daha sonra seçim otobüsüne binerek Mersin'e hareket eden Kılıçdaroğlu, Tarsus'a bağlı Yenice beldesinde halka hitap etti. ''Haramilerin iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracaklarını'' söyleyen Kılıçdaroğlu, 12 Haziran'dan sonra Türkiye'ye temiz siyaset anlayışı getireceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Biliyorum ki Yenice halkının büyük çoğunluğu çiftçilikle uğraşıyor. Bizim iktidarımızda halkın alın teri değer bulacak. Sizlerin büyüklüğünü ve çalışkanlığını biliyorum. Ama emeğinizin karşılığını alamıyorsunuz. Bizim iktidarımızda emeğinizin karşılığını alacaksınız. Sizin için yola çıktık, sizin için mücadele edeceğiz.''

İktidara gelmeleri halinde çiftçilerin kullanacağı mazotu 1,5 TL'ye düşürecekleri vaadini yineleyen Kılıçdaroğlu, ''Bunları yazın bir yere, göreceksiniz'' dedi. Konuşması sık sık sloganlarla kesilen Kılıçdaroğlu, ''Hiç meraklanmayın bunları dinletiyorum zaten. Kimyasını bozdum. Artık Recep Tayyip Erdoğan'ın itiraflar dönemi başlayacak'' ifadesini kullandı. Daha sonra Mersin'e hareket eden Kılıçdaroğlu'nun yolu bazı yerlerde partililer tarafından kesildi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine seçim otobüsünden halkı selamladı.

Öte yandan, Yenice mevkisindeki bir fabrikanın kapatılması nedeniyle işten çıkarıldıklarını savunan bir grup işçiyle de görüşen Kılıçdaroğlu, işçilerin sorunlarını dinleyerek, çözüm için destek sözü verdi. Kazanlı beldesinde de bir grup biber üreticisi ürünlerinin para etmediğini öne sürerek, Kılıçdaroğlu'nun geçişi sırasında kasalar dolusu ürünü yola döktü. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, seçim otobüsünü durdurarak üreticilerin sorunlarını dinledi.

 

'12 Haziran'da sandık başına giderek, bir tarih yazacağız'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Mersin'de Tevfik Sırrı Gür Stadı önündeki alanda düzenlenen mitingdeki konuşmasında, Mersin'in her zaman Türkiye'de önemli değişimlere imza attığını, Mersin İdmanyurdu'nun 28 yıl sonra şampiyon olduğunu, şimdi sıranın Mersin'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin şampiyonluğuna geldiğini ifade etti. Konuşması ''Başbakan Kemal'' sloganlarıyla kesilen Kılıçdaroğlu, ''12 Haziran'da sandık başına giderek, bir tarih yazacağız, 12 Haziran'da haramilerin iktidarına son verip, halkın iktidarını kuracağız. Çünkü, halk bunu bekliyor ama sevgili Mersinliler değerli kardeşlerim unutmayın, Türkiye'de sorun varsa sorunların çözüm adresi var, o adres CHP'dir, halkın partisidir o'' dedi.

Kılıçdaroğlu, hükümetin gündemiyle kendilerinin gündeminin farklı olduğunu ifade ederek, ''Onların gündeminde rant var, bizim gündemimizde vatandaş var; onların gündeminde yandaş var, bizim gündemimizde vatandaş var; onların gündeminde nasıl köşeyi döneriz var, bizim gündemimizde halk nasıl zenginleşecek var; onların gündeminde nereden nasıl bir vurgun vururuz var, bizim gündemimizde yarattığımız değeri nasıl halka dönüştürürüz var. Düşüncemiz bu kadar farklı, dünya görüşümüz bu kadar farklı'' diye konuştu.

Geçmişte ''CHP hep eleştirir, proje üretmez, vatandaşın tercihi ile ilgilenmez'' dendiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Yeni CHP, halkın sorunlarına kilitlenen CHP, halkla birlikte yolda yürüyen CHP, sizin bütün dertlerinize çözüm üreten CHP var. Son altı ayda CHP Genel Merkezini bir üniversite gibi çalıştırdık; herkes işçi, memur, emekli, taşeron, esnaf, sanatkar, çiftçi herkesin derdini bulup, herkesin derdine çözüm üretildi'' dedi. Kendisini dinleyenlere ''Limon dalında kaldı diyorlar öyle mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''Portakal da para etmedi öyle mi? teşviki ne zaman verecekler, ne zaman verecekler teşviki? Halkın iktidarında teşvikler, çok önceden belli olacak, vatandaş neyi ektiğini bilecek, ne kadar ekeceğini bilecek. O nedenle söylüyorum: Biz, üreten Türkiye'den yanayız, herkes üretmeli, herkes çalışmalı Türkiye kazanmalı, insanımız kazanmalı'' şeklinde konuştu.

'Mustafa Kemal'in askerleriyiz'

Konuşmasında her konuya değineceğini belirten Kılıçdaroğlu, gençlere seslenerek ''Gençlerden başlıyoruz, umudumuz gençlerden, geleceğimiz olan gençlerden. Gençlere özgür bir Türkiye vaat ediyoruz. Üniversitelere özgür Türkiye vaat ediyoruz, her düşüncenin özgürce dile getirildiği, kimsenin kimseyi kırmadığı ama düşüncelerini de özgürce dile getirdikleri, hiç kimsenin incitilmediği güzel bir Türkiye yaratmak istiyoruz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, gençlere sözlerinin olduğunu, askerlik süresini önce 15 aydan önce 9 aya sonra 6 aya indireceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Üniversite öğrencilerimize sözüm var, siz üniversitelerde okurken arzu ederseniz yaz tatillerinizi askerlik yaparak bitirebileceksiniz. Dolayısıyla üniversiteden mezun olduğunuzda askerliğiniz de bitmiş olacak. Bize dediler ki 'siz bunu nasıl yaparsınız'. Önce itiraz ettiler sonra baktılar dünyada var örnekleri şimdi diyorlar ki 'askerliği kısaltacaksınız bu memleketi kim savunacak' diyorlar.''

Kılıçdaroğlu, kendisini dinleyenlere ''Kim savunacak?'' diye sorduktan sonra, ''Evet, biz savunacağız, dişimizle tırnağımızla, gücümüzle iman gücümüzle yeri geldiği zaman 9 ay değil, ülkeyi savunmak için 9 yıl da askerlik yaparız biz'' dedi. Halkın, ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' diye slogan atması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Evet Mustafa Kemal'in askerleriyiz. Vatandaşın oğluna gelince 'efendim askerliği kısaltacaksınız da memleketi kim savunacak' diyorlar. Kendi oğluna gelince bir şey diyor mu? 21 gün askerlik yaptı bir şey diyor mu? Ne yaparsan yap Recep Bey, ne söylersen söyle Recep Bey, senin maskeni indirmek Kemal Kılıçdaroğlu'nun boynunu borudur'' diye konuştu.

 

'Elbette Recep'in istikrarı var'

Kılıçdaroğlu, ''iktidarın, memlekette istikrar var dediğini, bu istikrarın halkın değil, Recep Bey'in istikrarı olduğunu'' söyledi. Kendisini dinleyenlere ''kimin istikrarı var?'' diye soran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ''Elbette Recep'in istikrarı var, Recep'in durumu çok iyi keyfi de yerinde. Her türlü imkana sahip. Sanıyor ki bütün vatandaşlar böyle. Şimdi emekli kardeşlerime soruyorum: Sizin durumunuz iyi mi?''

Kılıçdaroğlu, ''hayır'' cevabı alınca şöyle dedi: ''Yapmayın ya siz doğruyu söylemiyorsunuz, ya Recep Bey. Kim doğruyu söylüyor? Halk doğruyu söyler. Recep Bey, 'emekliye zam yaptık durumu çok iyi, imkanı çok iyi, hatta yaz tatillerini Kanarya Adaları'nda geçiriyor emekliler' diyor. Öyle mi? Sizi gidi emekliler sizi, yaz tatilinizi Kanarya Adaları'nda yaparsınız bizim haberimiz olmaz. Emekli kardeşlerime sesleniyorum: İşin şakası bir tarafa sizin hakkınızı en fazla savunan genel başkan benim.''

Emeklilerin milli gelirden pay alması gerektiğini söyleyen genel başkanın da kendisi olduğunu, İntibak Yasası'nı çıkaracağını söyleyen genel başkanın da yine kendisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Emeklilerin hakkını dile getiren benden başka genel başkan var mı? O zaman 9 milyon emeklinin 9 milyonunun da oyunu istiyorum 12 Haziran'da'' diye konuştu.
 

Kadınlara seslendi

Kılıçdaroğlu, kadınlara seslenirken de şunları kaydetti: ''Annelere sesleniyorum, eli öpülesi annelere...Size seçme ve seçilme hakkını veren parti CHP'dir. Bunu unutmayın. Şimdi ikinci büyük değişime imza atacağız. 13 Haziran'dan sonra ilk dört ayda her yoksul aileye, her hanede kadının banka hesabına en az 600 lira para yatıracağız, onu namerde muhtaç etmeyeceğiz, o sosyal devletin koruması altında olacak, çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Bizim ülkede yaşanan yoksulluğu, tarihe gömmek gibi bir misyonumuz var, yoksulluğu yönetmeyeceğiz; tümüyle bitireceğiz tümüyle. Türkiye'de herkesin karnı doyacak. Aile sigortası getireceğiz. '12 milyon 715 bin yoksul var' diyorduk. Bir itirafta bulundu Recep Bey. Recep Bey ezberini bozdu, itiraflar dönemine başladı. 'Siz 12 milyon 715 bin diyorsunuz, bu rakam resmi rakamdır, yoksul sayısı bundan daha fazla' dedi. İlk kez Cumhuriyet tarihinde bir başbakan resmi rakamların üzerinde çok daha fazla yoksul olduğunu itiraf etti. Ama bu kardeşiniz hesap uzmanı, bu kardeşiniz bütün hesapları yaptı, bu kardeşiniz yoksul sayısını 15 milyon 600 bin olarak aldı, en az 600'ü öyle buldu.''

Kılıçdaroğlu, önce ''parayı nereden bulacaksınız?'' dediklerini, daha sonra baktılar ki para var, bu kez ''Biz zaten veriyoruz'' dediklerini savunarak, ''Bize, 'biz sizden daha fazla veriyoruz' demeye başladılar. Niye yoksulluk var o zaman veriyorsan? Devletin harcadığı 100 liradan 2 lirayı ayırdığınızda Türkiye'de yoksulluk bitiyor. Kararım var, bu ülkede bir çocuk bile yatağa aç girmeyecek'' dedi. Annelerin çocuklarını doğurduktan sonra beslediklerini, büyüttüklerini, yemeyip yedirdiklerini, giymeyip giydirdiklerini, içmeyip içirdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Anneler boğazlarından kesip üniversite kazansın diye çocuklarını dershanelere gönderdiler. Ama ne yaptılar? Bir milyon 700 bin çocuğun umuduyla oynadılar'' dedi.

Kılıçdaroğlu, annelere seslenerek, ''Sizin çocuklarınızın umutlarıyla oynayan bir siyasal partiye oy verecek misiniz?'' diye üç kez sorduktan sonra, hayır yanıtını alınca teşekkür ederek, şöyle devam etti: ''Doğru siyasetten yanasınız, çocukların da hakkı var, bundan da yanasınız. Bakın bizim bir projemiz de çocuk bütçesi. Hiçbir siyasi parti çocuk bütçesi lafını ağzına almadı, hiçbir çocuk aç yatmayacak, her çocuğun karnı doyacak. Çocuk bütçesinden çocuklar rahat bir nefes alacak; bizim hedefimiz bu. Sosyal devleti yeniden ayağa kaldıracağız. Sosyal devleti, yani bizim devletimiz, yani halkın devleti kimseye muhtaç olunmayan bir devlet, herkesin karnının doyduğu, alın terinin değerli olduğu, toplumun örgütlendiği, taşeron düzeninin olmadığı, taşeronlaşmasının sona erdiği herkesin kadrolu, sendikalı, toplu sözleşme hakkının olduğu bir düzeni yeniden getireceğiz.''

Kılıçdaroğlu, 2 milyon taşeron işçisinin, 9 milyon emeklinin bulunduğunu vurgulayarak, ''İşçilerin hakkını koruyan, örgütlerini savunan onlara sendikalı toplu sözleşmeli uluslararası standartta hak vermeyi savunan tek lider benim, tek parti CHP'dir'' diye konuştu.

 

'İnsanlarımız mutlu olsun, huzur içinde olsun'

Kılıçdaroğlu, CHP'nin bütün projelerinin insan üstüne, bütün projelerinin insanların mutluluğu üzerine olduğunu belirtti. ''İnsanlarımız mutlu olsun, huzur içinde olsun, anneler çocuklarını okula gönderirken güler yüzlü olsun istiyoruz. Çatık kaşlı insanların bulunduğu bir ülke olmayalım istiyoruz. Herkes çalışmalı, herkes üretmeli ve halkça bölüşmeli'' diyen Kılıçdaroğlu, bunun sadece CHP iktidarı ile mümkün olabileceğini savundu. Kılıçdaroğlu, Mersin'e gelirken yolda kapanan bir fabrikanın işçileriyle beraber olduğunu belirterek, ''Fabrikalar kapanıyor, Recep Tayyip Erdoğan büyüyor. İşsizlik artıyor, AKP büyüyor, yolsuzluk artıyor AKP'nin yandaşları büyüyor. Şimdi diyorlar ki 'istikrar devam etsin'. Yani bu yolsuzluklar devam etsin, işsizlik devam etsin, yoksulluk devam etsin, biz de büyüyelim' diyorlar'' ifadesini kullandı.

''Bu düzene evet diyecek misiniz?'' diye soran Kılıçdaroğlu, ''hayır'' cevabı aldıktan sonra şöyle devam etti: ''Bu düzeni değiştireceğiz hedefimiz o. Halkın düzeni kuracağız, halktan yana düzen kuracağız. O zaman göreceksiniz ki Türkiye mutlu insanların Türkiye'si olacak. Siyaseti de kirlilikten arındıracağız. Temiz siyaset olacak ve siyasette liderler televizyon ekranlarında yan yana gelip vatandaşın önüne çıkacak. Şimdi çıkıyor mu? Niye çıkmıyor? Recep Tayyip Erdoğan benimle ilgili bir sürü şey söyledi, kendisine bir teklifte bulundum, 'gel arkadaş kendine mi güvenemiyorsun gel televizyon ekranlarına çıkalım beraber milletin önüne çıkalım' dedim, sen sor ben cevap vereyim, ben sorayım sen cevap ver' diye. Niye çıkmaz? Efendim demiş ki 'sen kameralara çok meraklısın' demiş.''

Kılıçdaroğlu, mitinge katılanlara ''Kameraya kim meraklı?'' diye üç kez sorduktan sonra, ''Kim kaset meraklısı? Biliyorsunuz değil mi? Recep Bey mesaisinin büyük kısmını ona ayırıyor. Buradan söylüyorum, kendine güveniyorsan, halkına saygın varsa, çıkacaksın Amerika'daki gibi İngiltere'deki gibi Japonya'daki gibi oturalım adam gibi konuşalım millet de bizi dinlesin. Gücün varsa, yeteneğin varsa, bilgin varsa çık karşıma'' diye konuştu.

'Yolsuzluk yapan bakanları açıkla'

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın ezberini bozduklarını öne sürerek şunları kaydetti: ''Recep Bey'in ezberini bozdum, kimyasını bozdum, şifresini de çözdüm. Şimdi itiraflar dönemine başladı. Diyor ki 'ben bazı bakanları listeye almadım' diyor. 'Çünkü onlar yolsuzluk yaptı' diyor. Bakın ne dedim itiraf dönemi başladı. Allah büyüktür, Allah büyüktür itiraf ettirir. Rahmetli babam derdi ki 'oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur.' Şimdi itirafa başladı. Şimdi buradan söylüyorum; namuslu adamsan, düzgün adamsan, 'bu lafları yemiyorum' diyorsan, yürekli adamsan o yolsuzluğa adı bulaşan bakanlarını çık millete tek tek anlat' diyorum yüreğin varsa. Anlatır mı? Anlatabilir mi? Söyleyebilir mi? Ya onlar da çıkıp, şunu söylerse 'sen bana bunu söyledin' diye. 'Hani bölüşmüştük' derse ne olacak? Türkiye sarsılacak o zaman. Korkudan konuşamaz.''

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Ama sözüm sadece Recep Tayyip Erdoğan'a değil, bir sözüm daha var, adı yolsuzluğa bulaşan bakanlara sözüm var, 'sessiz kalırsanız yolsuzluktan bu toplum sizi mahkum edecek'. O bakımdan Kürşat Tüzmen çık konuş, yolsuzluk yaptın mı yapmadın mı? Hilmi Güler çık konuş yolsuzluk yaptın mı yapmadın mı? Kemal Unakıtan çık konuş yolsuzluk yaptın mı yapmadın mı? Ben söylemiyorum, söyleyen Recep Tayyip Erdoğan. O söylüyor bunlar yolsuzluk yaptığı için listelere almadım diye.''
 

Nükleer santral

Kılıçdaroğlu, Akkuyu'da yapımı planlanan nükleer santrala da değinerek, miting alanındakilere ''nükleer santral istiyor musunuz?'' diye sordu. Halktan ''hayır'' cevabı alan Kılıçdaroğlu, ''13 Haziran'da göreceksiniz. Çevreyi koruyan, çevre dostu güneşimiz var, enerji için suyumuz var. Tarımımız var enerji için. Niye peki nükleer santralı getiriyorsunuz buraya kuruyorsunuz?'' diye sordu. Kılıçdaroğlu, nükleer santral işinin ihalesiz verildiğini ileri sürerek, ''İhalesiz. 20 milyar dolara yaptılar. Bir tek Türk mühendis bile çalışmayacak, bir işçi bile çalışmayacak ve karşılığında da kilovatsaatini 13,5 sente satacaklar, dünyanın en pahalı enerjisi. Nükleer santral işini Anayasa Mahkemesine götürdük. Bakalım nasıl karar çıkacak? Ama söylüyorum burada referandum yapacağız'' dedi.


'Yeşil kart iptal olmayacak'


Kılıçdaroğlu, aile sigortası getirildiğinde yeşil kartın iptal olacağı iddialarının ortaya atıldığını; ancak bunun doğru olmadığını belirtti. CHP Lideri, ''Yeşil kart sağlık sigortasıdır. Aile sigortası aileye ekonomik güvence getiren sigortadır. Aile sigortası da olacak yeşil kart da olacak'' diye konuştu. Kendilerine yöneltilen eleştirilerde, CHP iktidar olduğunda faizlerin yükseleceğinin, halkın borcunun artacağının ileri sürüldüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 'Vatandaş borç içinde. Bu doğru, borç gırtlağı açtı bu da doğru. CHP iktidar olursa faizler yükselir, halk borcunu ödeyemez' diyorlar. İnanıyor musunuz bunların söylediğine. Buradan söylüyorum, çiftçinin borcu azalacak, çiftçinin mazotu 1,5 lira olacak, bunu yazın bir köşeye. Diyorlar ki 'çiftçinin mazotu 1,5 lira olunca biz de petrol yok, dışarıdan geliyor, fiyat artarsa biz de artırıyoruz, zammı ona göre yapıyoruz' diyorlar. Buradan söylüyorum mazotun maliyeti 1,5 lira, benzin istasyonu sahibinin karı da dahil. Ama diyeceksiniz ki 3,5 lira. 2 lira nedir? Bir lirası ÖTV, bir lirası KDV. İkisini de almayacağız. Devletin zararı olmayacak, maliyetine vereceğiz mazotu. Benzin istasyonu sahibi de karını alacak.''

Sadece çiftçilerin değil, kamyon şoförlerinin de mazottan yakındığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''800 bin kamyon şoförümüz var, deposunda yağ yakıyor mazot yerine. Kamyon şoförlerine sesleniyorum; yağ yakmaya devam etmek istiyorsanız adresiniz belli AKP. Hayır 'biz kamyonumuzu perişan etmek istemiyoruz, biz de uygun fiyatla mazot almak istiyoruz' diyorsan, adresiniz Cumhuriyet Halk Partisidir'' dedi.
 

Çiftçinin elektrik borcu

Kılıçdaroğlu, çiftçinin elektrik borcunun da bulunduğunu belirterek, ''Çiftçinin 900 milyon lira elektrik borcu var. Bir milyar 600 milyon lira da 900 milyon liranın faizi var. Hem faizi hem ana parayı sıfırlayacağız, zaten alamıyoruz, çiftçi rahat etsin, rahat nefes alsın'' dedi. Atanamayan öğretmenlere de seslenen Kılıçdaroğlu, ''Mersin'de de bu sorun var. Çocuklarımız var okula gidiyor, öğretmen yok. Oysa dışarda öğretmen var, okul da var. Öğretmenle öğrenciyi birleştireceğiz. Çocuklarımız okuyacak, okula gidecek öğretmenimiz alın teri dökecek dışarda işsiz kalmayacak bunu da yapacağız'' ifadelerini kullandı.

2B arazileri

Kılıçdaroğlu, 2B arazileri sorununa da değinerek, halka ''2B nedir biliyorsunuz değil mi?'' diye sorduktan sonra, şöyle devam etti: ''Bizim 2B'ye bakışımızla AKP'nin bakışı arasında çok fark var. Fark şu; AKP diyor ki '2B arazilerini veririm ama rayiç bedelden satarım, bedeli neyse çıkarım ihaleye, fiyat bu ver fiyatı al' derim diyor. Biz ne diyoruz '2B'yi zaten bu adam ekiyor, biçiyor, üretiyor, alın teri döküyor, ne diyorduk toprak işleyenin su kullananın diyorduk, 2B sizin olacak.' Eğer kentin merkezindeyse emlak vergisi üzerinden, orman köylüsü ise hiçbir bedel alınmadan 2B arazisinin sahibi olacak. Onlar ranta biz halka çalışıyoruz aradaki fark bu.''

Kılıçdaroğlu, dün ''Çİftçiler Günü'' olduğunu anımsatarak, ''Dün Çiftçiler Günü'nde çiftçiler üretikleri biberi döküp çiğnediler. Mersinli çiftçiye söyleneni biliyorsunuz. Mersinli çiftçiler diyorlar ki 'sadece anamızı değil, babamızı, dayımızı, halamızı, amcamızı alarak sandığa gideceğiz' diyorlar. 'Recep Tayyip Erdoğan'a ders vereceğiz' diyorlar. Kılıçdaroğlu, 2002'de Türkiye'deki 73 milyon vatandaşın borcunun 6 milyar 605 milyon lira olduğunu, 2010'da bu borcun 175 milyar 633 milyona çıktığını savunarak, ''Bu tabloya bakıp da 'efendim Türkiye büyüsün, istikrar sürsün' diyorlar. Bu mu istikrar? Vatandaşı borç batağına sürükledin. 33 milyar dolarlık özelleştirme yaptılar ne oldu bu paralar? Niye vatandaş bu kadar borç içinde sormayacak mıyız hesabını? Hep beraber soracağız'' dedi.
 

Mitingten notlar

Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda yapılan mitingde geniş güvenlik önlemleri alındı.
Kılıçdaroğlu, konuşma yapacağı platforma çıktığı sırada Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan, CHP liderinin boynuna Spor Toto Süper Lig'e çıkan Mersin İdmanyurdu'nun kaşkolunu taktı. Konuşmasını kaşkolla sürdüren Kılıçdaroğlu'nu izlemek isteyen çok sayıda yurttaş ise çevredeki binaların balkon ve çatılarına çıktı. Bazı partililerin hükümeti eleştiren pankartlar açtığı mitingte sıcak hava nedeniyle fenalık geçiren 2 kişiye 112 acil Servis ekiplerince müdahale edildi. Mitingi güvenlik şeridinin içerisinde izleyenler arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile 2006 yılında Mersin ziyareti sırasında girdiği diyalogla gündeme gelen çiftçi Kemal Öncel de yer aldı.

 

'Ben çiftçinin dostuyum'

Kılıçdaroğlu, ''Bir şey söyleyeceğim ama Recep Bey yine kızacak, yine de söyleyeceğim. Allahına kurban Kahramanmaraş'' diye başladı. ''Siz Kemal kardeşinizi iyi tanıyın'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Ben çiftçinin dostuyum, emeklinin dostuyum, esnafın dostuyum, çöpten kağıt toplayan vatandaşın dostuyum, ben halkın dostuyum. Siyasete atılırken bir söz verdim; 'milletime yalan söylemeyeceğim' dedim. Temiz siyaseti getireceğim. Bu coğrafyada tek bir çocuk yatağına ac girmeyecek. Barış içinde yaşamalıyız'' diye konuştu. Kahramanmaraş'ın, bu ülkenin en güzide kentlerinden biri olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Hem Necip Fazıl'ı hem Mahzuni Şerif'i yetiştirdi. İkisiyle de onur duyuyoruz'' dedi.

''Bir sınavı yapamayan bu kadar beceriksiz bir hükümet, Allah aşkına ülkeyi güzel yönetebilir mi?'' diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Yönetemez ben de biliyorum, neden? Bu kadar işsizlik varken, bu kadar perişanlık varken, yoksulluk varken, bunlar kalkmışlar 'istikrar sürsün Türkiye büyüsün' haydi buyrun şimdi. Hangi istikrar? Bir örnek vereceğiz diyorlar ya istikrar sürsün. Devletin resmi rakamlarını söylüyorum. 2002 yılında Türkiye'de vatandaşın borcu 6 milyar 605 milyon lira. 2010 yılında ise bu rakam 175 milyar liraya çıkmış. Hükümetin başındaki vatandaşıma soruyorum, Sevgili Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum: Benim söylediğim rakam yanlışsa çık söyle 'yanlış' de, doğruysa şu sorunun cevabını ver: Bu milleti neden bu kadar borçlandırdın? Yazık günah değil mi bu millete. Ne diyor 'istikrar sürsün', hangi istikrar. Bu kadar borcun olduğu yerde istikrar mı olur? Ama neyi kastettiğini ben söyleyeyim, kendisinin istikrarı sürsün milletin değil, millet zaten borç batağında.''

Devletin resmi rakamlarına göre 2002'de hapishanedeki hükümlü sayısının 123 bine çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Diyorlar ki; Türkiye 3 kat büyüdü; burada söylemiş. 2002'ye göre durumu 3 kat büyüyen var mı? Size söyleyeyim millet mi doğru söylüyor, Recep Tayyip Erdoğan mı? Millet doğruyu söylüyor. O zaman Kahramanmaraşlılardan istirhamım var. Herhalde 12 Haziran'da millet ders verecek. 49 tane yeni hapishane yaptılar. Elinizi vicdanınıza koyun düşün, 49 tane hapishane yerine 49 fabrika yapılsaydı o fabrikalarda gençlerimiz çocuklarımız çalışsaydı, alın terlerini dökselerdi evine ekmek götürseydi günah mı işlemiş olurduk. İşte 'istikrar sürsün' dedikleri bu. 'Büyüyen Türkiye' diyorlar herkes küçülüyor onlar büyüyorlar, o kadar büyüdüler ki artık firavunlaştılar. Hizmet için geldiler halka zulüm ediyorlar'' dedi.

Gençlerin askerlik süresini 15 aydan önce 9 aya indireceğini yineleyen Kılıçdaroğlu, ''Bunu söyleyince efendim memleketi kim savunacak dediler, gel de söyleme, söyleyeyim, peki kardeşim senin oğlun Burdur'da 21 gün valiliğin gözetiminde el bebek gül bebek askerlik yaparken bu memleketi kim savunacak diye aklına geldi mi, gelmedi mi? Kendi oğluna gelince ses yok, vatandaşın oğluna gelince o da 9 ay yapacak memleketi kim savunacakmış. Kahramanmaraştayız yiğitlerin harman olduğu yerdeyiz. Vatan savunması olunca 9 ay değil 9 yıl da askerlik yaparız biz'' şeklinde konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon