Yumurtalık kanseri başka hastalıkları taklit ediyor!

Yumurtalık kanseri ülkemizde rahim içi kanseriyle birlikte en sık görülen ve en riskli sonuçları olan jinekolojik kanser türü. Yumurtalık kanserinin belirtileri hastalığa özgü olmuyor.

Yumurtalık kanseri başka hastalıkları taklit ediyor!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.04.2013 - 12:09

Genelde sindirim sistemi ve mesane sorunları dahil, diğer birçok yaygın hastalığın semptomlarını taklit ediyor. Hastalar da doktora başvurmakta geciktikleri için tanı konduğunda kanser çoğunlukla ileri evrede oluyor.

Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Kanser Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, yumurtalık kanserinin tanısının çoğunlukla rutin jinekolojik muayenelerde konulduğunu belirtiyor. Bu nedenle kadınların hiç olmazsa senede bir kez rutin jinekolojik muayene ve pelvik ultrason yaptırmalarının yaşamsal önem taşıdığını vurguluyor.

İşte kadınların asla ihmal etmemeleri gereken yumurtalık kanserinin belirtileri ve tedavi yöntemleri…

 

Yılda bir rutin jinekolojik muayene şart!

Yumurtalık kanserinin tanısı çoğunlukla tesadüfen rutin jinekolojik muayenelerde konuyor. Dolayısıyla kadınların hiç olmazsa senede bir rutin jinekolojik muayene ve pelvik ultrason yaptırmaları yaşamsal önem taşıyor. Prof. Dr. Mete Güngör, kadınların asla ihmal etmemeleri gereken yumurtalık kanserinin belirtilerini şöyle anlatıyor:

•Karında basınç hissi ve şişkinlik
•Kasıkta dolgunluk veya ağrı,
•Uzun süreli hazımsızlık, gaz veya bulantı,
•Bağırsak alışkanlıklarında kabızlık gibi değişiklikler,
•Mesane alışkanlıklarında sık sık idrara çıkma ihtiyacı dahil değişikliler,
•İştah kaybı veya hızlı bir şekilde tokluk hissi,
•Vajinal kanama,
•Kilo kaybı.

 

Kimler risk altında?

Kalıtsal gen mutasyonları, ailede yumurtalık kanseri öyküsü olması, daha önce başka bir kansere yakalanmak, artan yaş ve hiç hamile kalmamış olmak risk faktörleri arasında yer alıyor. Bununla birlikte özellikle erken yaşta ve çok sayıda doğum yapan kadınlarda yumurtalık kanseri daha az görülüyor. Ayrıca en az bir yıl doğum kontrol hapı kullanmış olmak da yumurtalık kanseri riskini azaltıyor.

 

Kapsamlı bir operasyon yapılıyor

Prof. Dr. Mete Güngör yumurtalık kanseri tedavisinin genelde geniş bir ameliyat ve kemoterapi kombinasyonu içerdiğini söylüyor. Laparotomi (karında büyük bir kesi aracılığıyla yapılan operasyon şekli) tedavisi çoğunlukla her iki yumurtalık, fallop tüpleri, rahim ve çevredeki lenf düğümleri, yumurtalık kanserinin sıklıkla yayıldığı ve omentum diye bilinen karın yağ dokusu katmanı ve apendiksin alınmasını içeren kapsamlı bir operasyondan oluşuyor.

 

Amaç tümör dokusu bırakmamak

Yumurtalık kanseri cerrahisindeki amaç geride hiç tümör dokusu bırakmamak. Bu, kanserin yayıldığı her doku ve organın (diyafram, bağırsak, dalak, karaciğerin bazı parçaları) çıkartılması demek. Kemoterapi büyük, hacimli yumurtalık tümörlerine etki edemiyor. Tümörün mümkün olduğunca çıkarılmasıyla kemoterapi tedavisi tümöre daha etkin şekilde nüfuz edebiliyor. Böylelikle tümör kemoterapiye daha fazla yanıt veriyor ve hastanın hayatta kalma ihtimali artıyor. Bu nedenle bu cerrahileri mutlaka bu konuda eğitim almış jinekolojik kanser cerrahisi uzmanlarının (Jinekolog Onkolog) yapması gerekiyor. Ameliyat sonrası genellikle 6 kur kemoterapi uygulanıyor.

 

Erken evrede kapalı yöntem cerrahi uygulanabiliyor

Eğer tümör erken evredeyse, küçükse ve yumurtalıkta sınırlı kalmışsa, laparoskopi veya robotik cerrahi ile rahim, yumurtalıklar, omentum ( Karında yag dokusu ) ve lenf bezlerinin çıkartıldığı standart ameliyat yapılabiliyor. Prof. Dr. Mete Güngör, böylece hastanın iyileşme süresinin açık ameliyata göre çok hızlı olacağı için kısa sürede kemoterapiye başlamasının mümkün olabileceğini söylüyor. Ancak bu yöntemler yaygın, ileri evre kanserlerde uygun olmuyor. Yumurtalık kanseri tedavisi gören hastaların büyük bir kısmında kanser ilk 5 yıl içinde tekrarlıyor. Bu nedenle hastalar tedavi bitiminden sonra 3-4 ay aralıklarla 5 yıl boyunca takip ediliyor.

 

Hastanın doğurganlığı korunabiliyor

Yumurtalık kanseri çok erken evrede tespit edildiyse veya genç yaşlarda görülen bazi yumurtalık kanseri türlerinde ise operasyon, diğer yumurtalık ve rahim bırakılarak yapılabiliyor. Prof. Dr. Mete Güngör, böylece daha çocuk doğurmamış ve genç kadınlarda, çocuk sahibi olma yeteneğinin ve hormon üretiminin korunabildiğini belirtiyor.

 

Tanı için 4 yönteme başvuruluyor

Prof. Dr. Mete Güngör, tanı için başvurulan yöntemleri şöyle anlatıyor:

Pelvik ve karın muayenesi: Jinekolojik ve karın muayenesinde ele bir kitle gelebiliyor. Ayrıca karında birikmiş sıvıya bağlı şişkinlik tespit edilebiliyor.

Radyolojik incelemeler (ultrason, CT, MRI ): Bu yöntemlerle normal anatomik yapıdan farklı olan ve yumurtalıklardan kaynaklanan çeşitli boyutlardaki kistler ile kitleler, karın boşluğunda sıvı birikimi ve karın boşluğunda bulunan diğer organlarda tümörel kitleler ve büyümüş lenf bezleri tespit edilebiliyor.

CA 125 kan testi: Yumurtalık kanseri olan birçok kadında kanlarında anormal yüksek CA 125 düzeyleri bulunuyor.

Tanısal laparoskopi veya laparotomi: Komplike kistleri olan hastalar doku tanısı için ameliyat ediliyor ve şüpheli olan kitle etrafa yayılmadan tam olarak çıkartılarak patolojiye gönderiliyor. Tanı kötü huylu ( yumurtalık kanseri ) gelirse evreleme cerrahisi denilen ve jinekolojik onkoloji uzmanlarının gerçekleştirebildiği geniş bir ameliyat yapılıyor. Amaç hastalığın yaygınlığını tespit etmek ve geride hiç tümör kalmadığından emin olmak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler