İhtiyacımız olan şeyler
Edebiyatla, yazıyla yolculuğu çok daha eskiye uzanıyor elbette Aytül Akal’ın. Okuruyla bir kitabı aracıyla tanışıklığıysa 1992’de, ilk kitabı Geceyi Sevmeyen Çocuk’un çıkışıyladır. Bizim tanışıklığımız da öyledir. Geride bıraktığı otuz yıla, Türkçenin yanı sıra başka dillerde de yayımlanan iki yüzü aşan kitap ve onlarca projeyi başarıyla sığdırdı.
Otuz yıl! Dile kolay. Kucağındaki Geceyi Sevmeyen Çocuk’a¹ umutla gülümseyen bir yazar. Sonrası, yazının her türünde yapıtlarla çocuk yazınına adanmış bir ömürdür.
Ne zaman bir Aytül Akal kitabıyla karşılaşsam; anlatım, kahramanlar / karakterler, metnin arka planından inceden seslenen çağımızın / kurduğumuzu savladığımız dünyanın sorunları, dayatılanlar, okuru hep diri tutan merak öğesi, buluşlar... bunların hepsinden öte ve her zaman ustalıkla ördüğü kurguyu merak etmişimdir.
Bir dizi olarak tasarladığı Süper Gazeteciler’in ilk kitabında da böyleydi bu. İkinci kitap Parktaki Esrar, üçüncüsü Likörlü Çikolata, dördüncüsü Belalı Davetiye ve işte beşinci kitap Son Baskı da öyle. Bana kalırsa yalnızca Süper Gazeteciler 5 - Son Baskı değil masanızdaki; hepsi ilginizi bekliyor.
KAPSAMLI BİR YÜZLEŞME
Ortaokulun son sınıfına erişmiş dört kafadar; “içlerine gazetecilik ruhu kaçmış” Evren, Selin, Yener ve Elif’le Süper Gazete’nin yeni sayısının hazırlığını birlikte yaparken son yıllarda epeyce yaygınlaşan onlarca toplumsal sorunla da yüzleşiyoruz.
Akal’ın, Son Baskı’nın kurgusuna ustaca yerleştirdiği sorunlar için, “Bütün bunlar belki sizin marifetiniz değil ne ki sessiz, ilgisiz kalırsanız ortak olursunuz!” çağrısı aslında yetişkinler için. Israrla söylediğimiz, “Yetişkinler de okumalı çocuklar/ gençler için yazılanları...” gerçeğini bu vesileyle bir kez daha anımsatalım.
Çünkü çocuklar temiz, saf, dupduru... Çünkü çocuklar her şeyin farkında... Çünkü çocuklar sorun çözme becerilerini ortaya koyabilir, kendi kararlarını alma fırsatını yakalarlarsa daha güçlü katılırlar hayata.
Çünkü çocuklar sorun çözme süreçlerinde yaşadıklarından öğrenirler, değilse bizim ezberlemelerini istediklerimizden değil. Bence Akal’ın Son Baskı’yla kulağımıza küpe olsun istediği budur.
‘AZICIK SAYGI VE NEZAKET’
Kitabın dört kahramanı aracılığıyla çocuk ve genç okurlarından beklediğiyse hazır / kurulu buldukları; haksızlığın, hukuksuzluğun daha yaygın ve etkin olduğu dünyada kendi kararlarını kendilerinin cesaretle almaları; adil, vicdanlı, haksızlığa karşı çıkan bireyler olmaları, kendilerine her zaman güvenmeleridir.
Son yıllarda gün geçtikçe artan sorunlarımızdan kimilerini (çalınan sınav soruları, haksız kazanç, çocuk yaşta evlendirilen kızlarımız, boşanmaların çocuklar için yarattığı iki arada bir derede kalma halleri, yalnızlık, yoksullaşma, orman yangınları vb.) kurgunun bütünlüğü içinde tartışırken, “en ihtiyacımız olan şey”in de altını çiziyor: “Azıcık saygı ve nezaket...”
Çizim: ZEYNEP ÖZATALAY
NELER OLUYOR?
Peki, Son Baskı’da neler olup bitiyor, derseniz onlara ilişkin de birkaç ipucu vermek isterim.
Resim alanında başarılı çalışmalar ortaya koyan Selin’in resimleri, sergide yerini alır almaz kayıplara karışır.
İlkin bütün ipuçları süper gazetecilerden Elif’i gösterir. Selin, uzun süre; ekip arkadaşının böyle bir şey yapmasından duyduğu üzüntüyle kaybolan resimleri arasında gidip gelir.
Evren’in, okulunu dereceyle bitirmesi takıntısından bir türlü kendini kurtaramayan annesi Nermin Hanım, evlerine gelen “gizemli” konukların oğluyla karşılaşmalarını istemez. Yalnızca onların emlakçi olduğunu söylemekle yetinir. Ne ki ailenin bütün birikimini de bu insanlara kaptıracaktır.
Elif’in halası Sultan Hanım, köydeki onca işini bırakıp neden gelmiştir Eliflere ve yeğeninin okulu bırakmasını neden ısrarla istemektedir? İneklerini nasıl bir salgında yitirmiştir? Bağında, bahçesinde çıkan yangın bir kaza mı yoksa sabotaj mıdır?
Babasının yeni eşi Bahar Hanım, Yener’in banka müdürü olan annesini, oğlunun velayetini almakla neden tehdit etmektedir?
SAHİCİ KARAKTERLER
Hepimizin sorunları var. Hayat, karşılaştığımız, bir anda kendimizi içinde bulduğumuz sorunlara çözümler buldukça tat aldığımız bir süreç. Sorun çözme becerimizin elimizden alınması durumundaysa bu yolculuk kolayca ıssızlaşıveriyor, tatsız bir hal alıyor.
Aytül Akal’ın Son Baskı’da yeniden ve sevinçle buluştuğumuz “süper gazeteciler”i; sorunların çözümüne giden yolda aldıkları rol, gösterdikleri gelişim, karar verme süreçlerinde sergiledikleri sahici tutumla da inandırıcı ve sıcak karakterler olarak çıkıyor karşımıza.
Kimi zaman bu dörtlüyü kendi okulumuzda / sınıfımızda gibi duyumsarken kimi zaman da onların o kaynayan sınıflarında buluyoruz kendimizi.
Yalnızca dört kafadar değil, öteki karakterler için de benzer yargılara kolayca varabiliyoruz okur olarak.
Ünlü bir yazar olma hevesiyle yanlış üstüne yanlış yapan Bahar Hanım... Yeğeni Elif’i çocuk yaşta hem de yaşça epey büyük biriyle evlendirip okulundan ve geleceğinden etmek üzere kente gelen hala, Sultan Hanım... Oğlunu bir haksızlığa ortak etmeye kalkışan Evren’in annesi Nermin Hanım...
AH O SINIRLAR!
Bütün iyi kitaplarda olduğu gibi, Son Baskı’da da Aytül Akal, karakterlerini değil, onların eylemlerini tartışıyor.
İyiyle kötüyü, yanlışla doğruyu, güzelle çirkini yapıp ettiklerimiz üzerinden değerlendirirken, davranışı yargılamayı bırakıp davranışın nedenini sorgulamaya çağırıyor okurunu.
Kendimize çizdiğimiz ya da başkalarınca çizilen görünmeyen sınırları aştığımızda keşfedeceğimiz yeni yolları, hayatın açılmayı bekleyen sayısız kapıyla dolu olduğunu da fısıldıyor.
¹ Geceyi Sevmeyen Çocuk / Aytül Akal / Mavibulut Yayınları / 63 s. / 1992.
Süper Gazeteciler 5 - Son Baskı / Aytül Akal / Tudem Yayınları / 212 s. / 10+ / 2021.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü