‘Barış gelini’nin yönetmeni Simone Manetti: ‘Kötülüğün vatanı yoktur’

2008 yılında Türkiye’de öldürülen Barış Gelini Pippa Bacca’nın hikâyesi, belgesele konu oldu. MUBI’de gösterilen belgeseli, yönetmeni Simone Manetti ile konuştuk.

‘Barış gelini’nin yönetmeni Simone Manetti: ‘Kötülüğün vatanı yoktur’
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.08.2022 - 04:00

Halkları evlendirmek istiyordu Pippa Bacca, yola beyaz gelinliğini giyerek çıktığında. En azından vermek istediği mesaj buydu, savaşların değil barışın, birlikteliğin hâkim olduğu bir dünya hayali... İtalya’dan kendisi gibi gelinlikli sanatçı partneri Silvia Moro ile birlikte yola çıkan ve sadece otostop çekerek seyahat eden Bacca’nın hedefi İsrail’e ulaşmaktı. Ne var ki Türkiye’de vahşi bir cinayetin kurbanı oldu Pippa Bacca ve olay uzun süre manşetlerden inmedi. Katili yakalandı ama ceza indirimi alarak sadece 30 yıla mahkûm edildi. İtalyan sinemacı Simone Manetti bu korkunç cinayete giden yolda Pippa Bacca’nın kamerasıyla kaydedilen görüntülerin izini sürdü ve onun ailesiyle, yakın çevresiyle konuşarak “I’m In Love With Pippa Bacca” adlı belgeseli çekti. MUBI’de “Barış Gelini: Pippa Bacca” adıyla gösterilen belgeseli Manetti ile konuştuk.

- Pippa Bacca’yı tanıyor muydunuz?

Pippa Bacca ile tanışma onuruna sahip olamadım, ama belki de bu hikâyeyi anlatırken bu durum benim avantajıma oldu. Böylelikle evrensel olduğuna inandığım bu hikâyeyi daha objektif bir şekilde anlatabildim diye düşünüyorum.

- Sizce Pippa Bacca Türkiye dışında bir yerde de öldürülebilir miydi?

Evet kesinlikle. Pippa’nın öldürülüşü olayın meydana geldiği yerle alakalı değil. Kötülüğün; evi, vatanı yoktur maalesef, dünyanın her yerinde olabilir.

Simone Manetti

ANLATMAK VE ANMAK

- Belgeseliniz kadın cinayetleri hakkında ne söylüyor bize?

Bu belgesel aslında bir ölümden yola çıkarak hayatı anlatıyor. Bir kadının ve muhteşem bir sanatçının hikâyesi bu. Belgeselin amacı, onun ölüme giden yolda başından geçenleri anlatmak. Anlatmak ve bir anlamda da onu anmak.

- Pippa Bacca’nın katilinin çektiği görüntüleri filme koymanız çok cesur bir karar olmuş, bundan biraz bahseder misiniz?

Bu konuda çok ikilemde kaldım. Sonra Pippa’nın kız kardeşlerinden biri bana “Paradoks gibi belki ama Pippa olsa bu görüntülere bayılırdı, tam da onun istediği şeydi bu; evliliğin, beraberliğin verdiği mutluluk var bu görüntülerde, kendisi bile çekmiş olabilirdi bunları” dedi. Onun bu sözleri üzerine görüntüleri kullanmaya ikna oldum ve özündeki mutluluğu ortaya çıkarmaya çalıştım. Kaderin ironik bir cilvesi, kötücül ve ölümcül bir şaka adeta ama bu görüntülerde yer alan evli çiftin mutluluğunu ve bilinçdışı özünü aradık aslında biz burada.

TRAJİK BİR TEYİT OLDU

- Pippa Bacca bir mesaj vermek için yola çıktı ama sonunda mesaj bambaşka bir şeye dönüştü. Neydi sizce buradaki nihai mesajı Pippa Bacca’nın?

Bence olanlar son kertede, ironik bir şekilde, Pippa’nın iletmek istediği sanatsal jestin önemini ve mutlak gerekliliğini bir kez daha vurgulamış oldu. Beyaz güvercin öldürüldü. Pippa’nın inandığı değerler için savaşmak gerektiğinin trajik bir teyidi oldu bu cinayet.

- Ailesi ve arkadaşları onun kaybıyla nasıl baş ediyorlar?

Bunu söylemek benim için imkânsız. İnsanların böylesi büyük kayıplar karşısındaki tepkileri ve yaşadıkları acılar önceden kestirilemez. Ve açıkçası böylesi bir hikâyeyi pornografiye kaçmadan anlatabilmek için mesafemi korumam gerektiğine inanıyorum.

- Sizce katil hak ettiği cezayı aldı mı?

Bu konuda da bir hükümde bulunmam doğru olmaz. Benim işim hikâyenin kendisi ve başkalarının çektiği gerçek acılar varken neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda konuşmayı küstahça buluyorum.

"GÖRMEZDEN GELİNEMEZDİ"

- Bu belgeseli çekmeye sizi iten neydi?

İnsanlar ve hikâyeler ancak birileri onları anlatırsa gerçekten var olabilirler. Bence bu hikâye de Pippa Bacca’nın hikâyesi yani, görmezden gelinemeyecek ölçüde önemliydi. Var olması zorunluydu ve anlatmam gerektiğini düşündüm.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon