Erdoğan, çıkardıkları tüm imar aflarını unuttu: Seçim itirafları

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün katıldığı TV yayınında, imar barışına değinerek, “Bu konuyla ilgili anayasanın aklımda kaldığı kadarıyla 50. maddesi olsa gerek bunların içerisinde katalog suçlar var. O da yerini alacak. Biz onunla daha da köşeye sıkıştıracağız. Bu için affı maffı olmaz” dedi. 6 Şubat depremlerinden etkilenen 10 farklı ilde toplamda  294 bin 166 kaçak yapı affedildi. AKP iktidarları boyunca, sonucusu 2018’de olmak 8 kez imar affı getirilirken “müjde” olarak duyurulan son imar barışı için televizyonlarda kamu spotu da yayımlandı.

Erdoğan’ın açıklamasını değerlendiren anayasa hukukçusu Prof. Dr. Boyunsuz, Erdoğan’ın yanlış maddeyi işaret ettiğini söyledi. “Eski politikacılar, yasa maddesi söylerken ne olduğunu bilirdi. Anayasanın 50. maddesi çalışma şartları ve dinlenme hakkıyla ilgili. Ne konuştuğunu bilmiyor” diyen Boyunsuz, tutuklamayı gerektiren suçlar olarak nitelendirilen katalog suçların anayasada yer almadığını belirtti. 

(Şule Özsoy Boyunsuz)

‘TAMAMEN ŞOV’

“Af çıkaran kendileri” diyen Boyunsuz, “Binaların gerekirse yıkılması, en baştan imar mevzuatına uygun yapılmasını sağlamak devletin görevidir. Ceza en son kısım. Baştan sıkı tutmayıp, en son ceza getirmek işi çözmez. Yapılacak şey, şehir planlamanın ilkeleriyle ilerlemek ve imar mevzuatlarının düzenlenmesi. İhlal olursa, kamu görevlisi görevini yapmazsa ceza sürecini işletirsiniz. Ceza yasasında zaten bu var. Söylenenler hukuken pek anlam ifade etmiyor” ifadelerini kullandı.

(Gencay Serter)

‘ÇÖPE ATIYOR’

ŞPO Genel Başkanı Serter ise imar barışını yapılamayacak düzeye getirecek bir hukuki düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. “Bu konuların siyasi otoriteler tarafından da yerel düzeyde de merkezi düzeyde de dile getirilmemesi lazım” diyen Serter, “Mevzuatlarınızı ne kadar geliştirirseniz geliştirin, yönetmelikleri ne kadar nitlelikli yaparsanız yapın, imar affıyla tüm düzenlemeler boşa çıkabiliyor. Boşa çıktığında da yaptıklarınızı çöpe atıyor. Bu tür düzenlemelerin siyasiler tarafından dile getirilmemesi lazım. Halkın da talep edemeyeceği noktaya evrilmesi gerekiyor” dedi.