Hilal Kaplan'ın kumpaslarla ilgili çağrısına yanıt: Binali Yıldırım karar verdi mi?
Sabah yazarı Hilal Kaplan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın kumpas davalarıyla ilgili tepki çeken sözleri üzerinden muhalefeti hedef aldı. Ancak Kaplan, AKP'nin önde gelen ismi Binali Yıldırım’ın kumpas davalarına sahip çıktığı sözlerini unuttu.
AKP'nin yayın organı Sabah'ın yazarlarından Hilal Kaplan, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla ilgili DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın tepki çeken sözlerini köşesine taşıdığı "Ergenekon örgüt mü değil mi; ona karar verin önce" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ali Babacan'ın "Sırf FETÖ'cüler bunlarla uğraşıyor diye onlara ak pak diyemeyiz. Hukuka aykırı işler yapanlar, demokrasimize kasteden, hukuk sistemimizi felç edenler FETÖ'nün bulandırdığı suda temizlenemezler" dediğini hatırlatan Kaplan, yazısının devamında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ergenekon kumpasında hayatına son veren Deniz Yarbay Ali Tatar'ın eşi Nilüfer Tatar'a hafta sonu yaptığı ziyarete dikkat çekti.
Kılıçdaroğlu'nun 'zaman ayarlı' bir ziyarette bulunup bu davaların tekrar açılmayacağının sözünü veren bir konuşma yaptığı ve "Kızım sana söylüyorum, Babacan sen anla" dediğini yazan Kaplan, daha sonra da CHP'nin içinde olduğu altı partinin birlikte yürüttüğü çalışmaları hedef alıp "Ertesi gün de Deva Partisi'ndeki 28 Şubat İttifakı'nın toplantısında birlikte masaya oturdular. Aynı masada oturmak dışında aynı düşündükleri bir şey yok. Masaya onları oturtan da aslında Erdoğan. Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı'nı devirmek dışında hangi politikada birleşecekler? Allah muhafaza seçilseler, ülkeyi hem iç hem dış politikada feci bir kaosun beklediği şimdiden belli" dedi.
"BUNLAR YALAN MIYDI?"
Hilal Kaplan "Ergenekon örgüt mü değil mi; ona karar verin önce" diyerek muhalefet partisine çağrı yaptı. Ancak bu çağrıya AKP'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonraki en üst düzeydeki isimlerinden Binali Yıldırım 2 yıl önce yanıt(!) vermişti. AKP'li Binali Yıldırım, 2020 yılında partisinin Edirne 7'nci Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada konuya dair şunları söylemişti:
“Ama nelerle karşılaştık, ne zorluklarla mücadele ettik. Şöyle bir geriye doğru dönüp baktığımız zaman, en önce daha iktidarımızın ilk yıllarında darbe ve vesayet heveslileri meydanlardaydı. Hatırlayın, Balyozlar, Ergenekonlar... Bunlar yalan mıydı, elbette bunlar vardı. Daha sonra 2007'de Türkiye'nin en büyük partisine 363 milletvekili ile cumhurbaşkanını seçtirmediler. Eski vesayet alışkanlıkları, maalesef bizim iktidarımızda da tekrar hortladı. 367 diye bir icat çıkardılar ve ondan sonra ne dedik, 'madem bize cumhurbaşkanını seçtirmiyorsunuz, o halde bizde millete gideriz' dedik."
Gazetemiz yazarı Mehmet Ali Güller de Binali Yıldırım'ın bu sözleri üzerine o dönem kaleme aldığı "Binali Yıldırım neden FETÖ kumpasına sahip çıkıyor?" başlıklı yazısında AKP Genel Başkanvekili'nin bu çıkışının ilk olmadığına dikkat çekip 2016-2018 tarihlerinde birçok tekrarladığını hatırlatmıştı.
Güller, Binali Yıldırım'ın kumpaslar sırasında sergilediği tutum ve oynadığı rollere de işaret edip "Binali Yıldırım gerçekçi davranıyor; ‘kandırıldık’ diyerek kandırmıyor, ortaklıkları bulunan o kumpaslara sahip çıkıyor" demişti.
Mehmet Ali Güller'in yazısını yeniden Cumhuriyet okurlarıyla paylaşıyoruz:
"AKP milletvekili Binali Yıldırım, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın da canlı bağlantıyla katıldığı 21 Ocak tarihli Edirne İl Kongresi’nde, yine FETÖ kumpaslarına sahip çıktı. Yıldırım, konuşmasında “Balyoz’lar, Ergenekon’lar... Bunlar yalan mıydı, elbette bunlar vardı” dedi.
Binali Yıldırım, özellikle sosyal medyadan gösterilen yoğun tepki nedeniyle 24 Ocak’ta Ahmet Hakan’a konuştu ve güya konuya bir açıklık getirdi. Ancak yine “FETÖ, Ergenekon davasındaki konuları abartmış ve sulandırmıştır” diyerek aynı yerde durdu.
YILDIRIM’IN ARŞİVİ
Binali Yıldırım’ın bu çıkışı ilk değil. Yıldırım en başında beri Ergenekon’un olduğunu savunarak FETÖ kumpasına sahip çıkıyor. Bazılarını anımsayalım:
Örneğin 9 Ekim 2016’da ’Ergenekon ve Balyoz sapına kadar gerçekti’ dedi.
Örneğin 23 Ekim 2016’da ’Ergenekon ve Balyoz vardı, FETÖ’cüler sulandırdı’ dedi.
Örneğin 14 Temmuz 2017’de ’Ergenekon ve Balyoz yalan değildi, meşru hükümete ve milli iradeye karşı darbe girişimiydi’ dedi.
Örneğin 16 Ağustos 2017’de ’Darbeciler, Ergenekoncular, Balyozcular sırasını savdı, görevi FETÖ’cülere devretti’ dedi.
Örneğin 26 Şubat 2018’de ’Önce Balyozcular, Ergenekoncular, onları defettik’ dedi.
Görülüyor ki Erdoğan’ın ‘kandırıldık’ demesine rağmen, Binali Yıldırım döne döne Ergenekon’un olduğunu savunuyor ve FETÖ kumpasına sahip çıkıyor.
Peki, neden?
YILDIRIM VE DENİZCİLİK
Binali Yıldırım, aynı zamanda meslektaşım: Gemi mühendisi…
Ergenekon kumpasları, Gemi Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyeliği yaptığım 2008-2010 döneminde yoğunlaşmıştı.
Meslektaşımız Binali Yıldırım ise Ulaştırma Bakanı’ydı ve o süreçte FETÖ’nün gazetelere servis ettiği konuşma içerikleri yoğun tepki görüyordu.
Dinlemeleri yapma kabiliyetine sahip olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Binali Yıldırım’a bağlıydı. Yıldırım 28 Ocak 2009’da çıktı ve şunu söyledi: ’Yanlış işiniz, yasal olmayan işiniz yoksa, dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun.’
Bu vahim açıklaması meslektaşlarımız arasında çok yoğun tepki görmüş, hatta bu sözleri nedeniyle odadan ihracı bile talep edilmişti.
O yıllarda denizcilik camiasını ilgilendiren iki konusu daha vardı Binali Yıldırım’ın:
Birincisi, oğullarının denizcilik şirketlerinin bağlantıları ve ortaklıklarıydı. Dallı budaklı o ilişkiler nedeniyle denizcilik sektörü kurumlarında ve dergilerinde hâlâ çokça tartışma yaşanmaktadır.
İkincisi de Gemi Mühendisleri Odası’nın kurucusu olduğu Türk Loydu’na yapılan FETÖ operasyonu konusuydu. O operasyonun ayrıntıları ortaya çıktığında, konu haliyle denizcilik sektörü dergilerine yansımıştı. İddia o ki Binali Yıldırım haber yapan birkaç ismi aratıp bu yayınların seçim süreci nedeniyle AKP’ye zarar vereceğini söylemişti.
YILDIRIM’IN SÖZLERİ NELERE İŞARET EDİYOR
Binali Yıldırım’ın döne döne Ergenekon’un olduğunu savunarak FETÖ kumpasına sahip çıkması, aslında birkaç önemli gerçeğe işaret ediyor:
1. Ergenekon kumpası sadece FETÖ’ye yıkılamaz; kumpaslar AKP-FETÖ ortaklığında yapıldı. AKP siyasi destek vermeseydi, başbakan ‘Ben bu davanın savcısıyım’ demeseydi, kumpas elbette o çapta yapılamazdı. Siyasi destek olmasaydı, kumpas Genelkurmay Başkanı tutuklayacak aşamayı bırakın, albaylara bile çıkamazdı.
2. Ergenekon kumpaslarının asıl kazananı AKP oldu. AKP o kumpaslar sayesinde askeri ve sivil bürokrasiyi ‘teslim’ aldı; kurumları ele geçirdi, iktidarını sağlamlaştırdı ve işi başkanlık sistemi ile rejim değişikliğine kadar taşıyabildi.
3. Binali Yıldırım gerçekçi davranıyor; ‘kandırıldık’ diyerek kandırmıyor, ortaklıkları bulunan o kumpaslara sahip çıkıyor.
4. Asıl önemli sonuç şudur: ’Ergenekon gerçekti, FETÖ sulandırdı’ görüşü salt Binali Yıldırım’ın değil, AKP’nin ‘çelik çekirdeğinin’ de görüşüdür. Bu görüşün yılda bir kez dillendiriliyor olması, iktidarın muhalefete bir çeşit tehdididir!
5. Toplam sonuç ise şudur: AKP’nin, 18 yıllık iktidarına rağmen kumpaslardan hâlâ medet umuyor olabilmesi, gittikçe belirginleşen ‘yönetememe krizinin’ en açık göstergesidir.”
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği