Can Atalay’a özgürlük talep eden avukatlar: ‘Adalet Bakanı yalan söylüyor’

14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin ardından Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen avukat Şerafettin Can Atalay’ın Nisan 2022’den bu yana Marmara Cezaevi’nde (eski adıyla Silivri) tutuklu halde bulunuyor. 11 hukuk örgütü, Atalay’ın tahliye edilmesi için Türkiye’nin birçok şehrinde eylem düzenlerken, TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, Atalay’ın avukatı Deniz Özen ve ‘Adalet Nöbetleri’ni başlatan Av. Kemal Aytaç, Cumhuriyet TV’ye açıklamalarda bulundu. 

“ADALET BAKANI BİLEREK YALAN SÖYLÜYOR”

Kadıgil, Anayasa’da yer alan maddelere dayanarak taleplerini şu sözlerle açıkladı:

“Bizim istediğimiz şey: Bu ülkenin anayasasının uygulanması, çünkü orada bir 83. madde var içeriğini herkes biliyor. Can’ın vekil seçildiği an meclis kararı olmadan tutulması, sorgulanması, yargılanması, hakkında başlayan bir yargılanmanın devam etmesi mümkün değil. Anayasal olarak bunun karşısında bir engel var ama dün çiçeği burnunda Adalet Bakanımız çıkmış hiç utanmadan hem Can’ın hükümlü olduğunu söylüyor hem de 14. maddenin 83’ün işlemesine engel olacağını söylüyor. Bunu bir insan ya cehaletten yapar ya da kötülükten. Bu konuda çünkü 5’e yakın anayasa mahkemesi kararı var. Bunları biliyor olmasına rağmen seçilmiş bir milletvekilinin esir tutulmaya devam edilmesi için bilerek yalan söylüyor, bunun adı da kötülüktür”

“CAN ATALAY’A YAPILAN HATAY HALKININ İRADESİNE SAYGISIZLIK”

Hükümeti işaret ederek sözlerine devam eden Kadıgil, “Yargıtay, başvurumuzu daireye göndermekte geciktiği her dakika bu ülkenin, bu halkın iradesine karşı suç işlemektedir, çünkü orada da bir hüküm var, 3 gün içinde karar vermesi lazım bundan kaçıyor. Kaçan da kanunun arkasından dolaşmaya çalışan yargıtaydaki cumhuriyet savcıları. Bu ayıp bu utanç hepimize yetiyor ama anayasayı çiğneyerek o sarayda oturmaya devam edene belli ki yetmiyor. Hatay’da 80 binden fazla insan ‘bu insan beni mecliste temsil edecek’ dedi. Hala anayasanın açık hükmüne rağmen esir tutulmaya devam ediliyor. Elbette her hukuksuzlukta olduğu gibi bunun da en meşru yolunu sokaklarda, halkla birlikte, bu haksızlığa ses çıkarmakta görüyoruz. O yüzden geçen hafta başlattığımız eylemlilik sürecimiz, Can’ın serbest kalacağı güne kadar da devam edecek” ifadelerini kullandı.

“ADALET BAKANI SUÇ İŞLİYOR”

Atalay’ın avukatı Deniz Özen de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sözlerini hatırlatarak, “Kendisinin milletvekili olarak seçildiğine dair hiçbir şüphe yok. Can Atalay’ın anayasanın 83. maddesi doğrultusunda biz başvuru yapmasak bile derhal tahliyesi gerekiyordu, yargıtayın resen yapması gereken bir işlemdi bu. Aradan 15 gün geçti, hala tahliyesi gerçekleşmiş değil. Dün Adalet Bakanı çıkıp bir açıklama yaptı, kendi görüşünü söyledi, ‘gezi davası dokunulmazlık kapsamında değil’ dedi. Bu hukuken yanlış. Anayasanın 14. Maddesinde bahsettiği istisna, Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik işthatları doğrultusunda hiçbir belirli ve öngörülebilirliği olmayan bir madde hükmü olduğu açıklanmış durumda. Adalet Bakanı bu dosyada taraf vekili değil, Adalet Bakanı müşteki vekili değil, Adalet Bakanı çıkıp da sürmekte olan bir dava dosyasının içeriğine dair kendi ‘hukuki’ görüşlerini söyleyemez, bu anayasanın 138. maddesine aykırıdır. Bu anlamıyla Adalet Bakanı’nın açıklaması adil yargılamayı etkilemeye teşebbüstür. Adalet Bakanı şüphesiz kendi kamu görevinden gelen gücü kullanarak suç işliyor” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE’DE BU DURUM İLK DEFA YAŞANMIYOR”

Geçmişte benzer örneklerin varlığına değinen Özen, “Türkiye’de ne yazık ki ilk defa yaşanmıyor bu durum. Daha önce de çok sayıda milletvekili ile ilgili benzer şeyler yaşandı. Mustafa Balbay, Leyla Güven, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarının tümünde Anayasa Mahkemesi bunları değerlendirdi ve dedi ki: Bir kişi milletvekili seçildiyse, herhangi bir suç açısından, ne olduğu fark etmez, anayasa 14’teki istisnaya dayanılarak kendisinin yasama dokunulmazlığına kavuşmadığı iddia edilemez” dedi.

“İKTİDAR VE SARAY CAN ATALAY’I CEZAEVİNDE TUTMAK İSTİYOR”

Av. Aytaç ise yargı bağımsızlığına ilişkin konuşarak, “Bu siyaseten ortaya konulan bir tavır. Ne yazık ki yargımız artık bütünüyle bağımlı hale gelmiş durumda. Belli ki iktidar ve saray Can Atalay’ı cezaevine tutumak istiyor. Gezi Davası’nı zaten siyasi iktidar mesele yaptı. Dolayısıyla salt Can Atalay’dan öte Gezi ile hala bir rekabet ve kavga devam ediyor. Kamuoyu baskısını oluşturup Can’ın tahliye edilmesini başarabilirsek bunun devamı gelecek, zaten kavga bu” ifadelerini kullandı.