Çanakkale Boğazı'nın su altı ses seviyesi ilk kez ölçüldü

Dr. Öğretim Üyesi Halit Kuşku, daha önce bilim insanları tarafından dünyadaki denizlerde yapılan ölçümlerde ses seviyesinin 5 desibel ile 50 desibel arasında değiştiğini, Çanakkale Boğazı'nda ise ses düzeyinin 59,8 desibel olarak ölçüldüğünü kaydetti. Çanakkale Boğazı'ndaki ses düzeyinin üst sınır olan 50 desibelin üzerinde çıktığını dikkat çeken Dr. Kuşku, "Eğer desibel yüksekliği hayvanların yaşam koşullarına olumlu veya olumsuz yönde etki ederse, bu durum, göç yolları, besin alımı, avlanmaları üzerinde etkiler oluşturabilir" dedi.

Çanakkale Boğazı'nın su altı ses seviyesi ilk kez ölçüldü
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 25.09.2023 - 09:55

ÇOMÜ Deniz Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Halit Kuşku tarafından yapılan bilimsel çalışmayla Çanakkale Boğazı'nın ilk kez su altı ses seviyesi ölçüldü. Uluslararası bir su yolu olan Çanakkale Boğazı'nda 4 farklı noktada kurulan ölçüm istasyonunda su altı ses seviyeleri ölçüldü.

Daha önce bilim insanları tarafından dünyadaki denizlerde yapılan ölçüm ve değerlendirmelerde su altı ses seviyesi 5 desibel ile 50 desibel arasında değişirken, yapılan ölçümlerde Çanakkale Boğazı'nın su altı ses düzeyi 59,8 desibel çıktı.

Çanakkale Boğazı'ndaki su altı ses seviyesinin üst sınırın 9,8 desibel üzerinde çıktığını belirten Dr. Kuşku, artan gemi trafiği ve gelişen teknolojilerin su altı ses düzeyini artırdığını söyleyerek, desibel yüksekliğinin artmasının deniz ekosistemine etkileri konusundaki çalışmaların devam ettiğini dile getirdi.

'DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SU YOLU KORİDORLARINDAN BİRİ'

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın dünyanın en önemli uluslararası su yollarında su altı sesleri hakkında bir rapor yayınladığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Halit Kuşku, "Bering Boğazı, Salish Denizi, Kuzey Denizi, Baltık Denizi, Güney Lantau, Corcovado Körfezi, Kuzey Batı Akdeniz, Helenik Bölge, İstanbul Boğazı, Büyük Set Resifi'nin aralarında bulunduğu 10 bölgede ölçümler yapılmış ve dünya literatürüne rapor olarak sunmuştur. Fakat uluslararası su yolu olma özelliğinde dünyanın en önemli koridorlarından biri olan Çanakkale Boğazı veri yetersizliği sebebiyle bu raporda yer almamıştır" dedi.

Kuşku, şöyle konuştu:

"Bizler de bu hassasiyetleri değerlendirerek Çanakkale Boğazı'nın su altı ses verilerinin toplanması üzerine bilimsel çalışmalar başlattık. Bu çalışmaların sonucunda bazı verilere ulaştık. Daha önce bilim insanları tarafından dünyadaki denizlerde yapılan ölçüm ve değerlendirmelerden sonra su altı ses seviyesi 5 desibel ile 50 desibel arasında değişmekteydi. Çanakkale Boğazı'nda bu değer ortalama 59,8 desibel olarak ölçüldü. Yani üst sınırın 9,8 desibel üzerinde bir değerdir. Biz boğazın çeşitli noktalarında ölçümlerimize devam edip, ölçülen bu ses düzeyini en verimli, sağlıklı düzeyde değerlendirmek için çalışmalarımızı, ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakülte Dekanı Prof. Dr. Murat Yiğit ve Yetiştiricilik ABD Başkanı Prof. Dr. Sebahattin Ergün hocalarımızın katkıları ile sürdürmekteyiz."

'HAYVANLARIN GÖÇ YOLU, BESİN ALIMI, AVLANMALARI ÜZERİNDE ETKİLER OLUŞTURABİLİR'

Dr. Kuşku sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Endüstriyel, teknolojik gelişmeleri, kentleşmeyi, nüfus artışını da bu çalışmaya eklersek, Çanakkale Boğazı'nda, uluslararası Türk boğazlar sistemi olarak bildiğimiz bu su yolunda, su altı ses gürültüsünün giderek artmakta olduğunu ve artacağına dair endişelerin olacağından bahsedebiliriz. İnsanlar arasında ses, iletişim için etken bir yöntem olarak kullanıldığı gibi su altındaki canlılar için de ses iletişim ve haberleşmede kullanılmaktadır. Gerek üremeleri, gelişmeleri, avlanmaları, yaşam faaliyetlerinde ses etkileşimleri mevcuttur. Buradaki ana mesele onların ses frekanslarını ve düzeylerini etkileyebilecek gürültü potansiyeli oluşup, oluşmadığıdır.

Eğer desibel yüksekliği onların yaşam koşullarına olumlu veya olumsuz yönde etki ederse bu hayvanların göç yolu, besin alımı, avlanmaları üzerinde etkiler oluşturabilir. Bu sebeple biz bilim insanları olarak bu konularda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Türk boğazlar koridoru çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapmaktadır. Amacımız bu canlı habitatını en sağlıklı bir şekilde korunarak, doğal yaşamın en iyi şekilde muhafaza edilmesi, teknolojik gelişimlerin ve ekosistemin sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır."


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler