Hak, hukuk, adalet ve basket
KONUK YAZAR | Suavi Yardımoğlu, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...
Tarih 02 Aralık 2021... Şu satırlar önüme düştü. Cumhuriyet Ege'de bakın ne yazmışım:
* * *
"PINAR KARŞIYAKA NERENİN TAKIMI?
İki efsane ismi alt edip, malum destekler çerçevesinde güven tazeleyen Basketbol Federasyonu'nu tebrik ediyoruz. Ama bir şeye de akıl sır erdiremiyoruz. Federasyon kulüplere hizmet için mi var, yoksa eziyet için mi?
Geçen yıl da aynı filmi gördük. İzmir ekibi Pınar Karşıyaka protesto için genç takımla maçlara çıktı.
Değişen bir şey yok. Birinde Avrupa şampiyonluğunu pandemiye kurban veren, diğerinde finalde kaybeden Türkiye'nin dış dünyadaki basketbol gururu Pınar Karşıyaka ile alıp veremedikleri ne? Doğrusu merak ediyoruz.
Bu yıl da aynı tiyatro sahnede. Amath, Fransa Milli Takımı'na çağrılmış. İzmir ekibi bir hafta gibi kısa bir sürede Fenerbahçe ve Galatasaray gibi iki zorlu rakiple, ardından da İsrail takımıyla karşılaşacak. Türkiye'yi FIBA Şampiyonlar Ligi'nde var olup olmama mücadelesinde temsil edecek. İtiraz var, talep var, sonuç yok..."
* * *
Buradan anladığımız şu ki; Pınar Karşıyaka her yıl bu konuda bir mağduriyet yaşıyor.
Hatta hafızalarımızı biraz daha zorlarsak;
Biraz daha gerilere 2010 Ekim'ine gidersek Kıbrıs Rum Kesimi'nde
oynanan Apoel maçında linç edilmekten ramak kala kurtulan, dönemin Genel Menajeri Nihat Mala'nın kolunun kırıldığı maçın sonrasında da Pınar Karşıyaka erteleme talebinde bulunmuş, kabul edilmemişti. Yeşil kırmızılı ekip de protesto da bulunarak Allen Iverson'lı Beşiktaş karşısına gençleri ile çıkmıştı...
Doğaldır ki, derdimiz Türkiye'ye yeni bir Euroleague şampiyonluğunu kazandırması olasılık dahilindeki, Anadolu Efes'in dörtlü finale yorgun argın çıkıp, başarısız olması değil. Nasıl Bahçeşehir'in Avrupa Şampiyonluğu, Bursaspor'un finaldeki mücadelesi Türk Basketbolu adına büyük bir gurur kaynağı olduysa, Efes'in kupayı kaldırması da Milli Takım bazında başarıya hasret kalan Türkiye'ye büyük bir prestij kazandıracak.
Ne var ki, ilk maçta 30 sayıya yakın fark yedikten sonra, ikinci maçta seyircisiyle birlikte bir duruş sergileyen, Türkiye'nin en geniş, rotasyonlu kadrosuna sahip, en iyi savunmasını yapan takımı karşısında, eksiklerine karşın galip gelmesini bilen bir takımın kazanma azmi, sergilediği savaşım ne olacak?
Bir kez daha hakkı yenen Pınar Karşıyaka, oluşan atmosferin sıcaklığı soğuyup, köprünün altından çok sular aktıktan sonra, serinin 3. maçına hem de ucu açık bir şekilde dörtlü finalden sonra çıkacak.
Bu havayla, aklı dörtlü finalde olacak güçlü rakibini elemek, belki de Pınar Karşıyaka'ya final yolunu aralayıp, hatta şampiyonluk kapısını bile açabilecek. Peki böyle bir olasılık ortadayken bunun vebalini kim ödeyecek?
Sadece Pınar Karşıyaka değil serinin galibini bekleyen Galatasaray da belirsizliğin pençesine düşmüş, Karşıyakalılar gibi isyan halinde.
Ortalıkta, "Ergin Ataman Federasyon'a ricacı oldu maç ertelendi" söylentileri ayyuka çıkmış durumda. Hatta "EFES YORULDU MOLAYI TBF ALDI" hashtag'i "tt" olmuş durumda. Eğer, Milli Takımı emanet ettiğimiz, kariyerinde bu kadar kupa olan bir coach, Euroleague finaline kalmış takımını dillere düşürüyorsa, ya da bir başka deyişle sahada zaten dar rotasyonla mücadele eden "Pınar Karşıyaka'dan bu kadar korkuyorsa" hem kendini hem de takımını "bozuk para" gibi harcıyor demektir. Yazık, çok yazık!
Türkiye Basketbol Federasyonu'nun Avrupa'nın en büyük kupasına iki adım uzaklıktaki bir Türk takımına destek vermesi bazılarınca normal karşılanablir, hatta takdir bile görebilir. Ama bunu seri 1-1'e geldikten sonra, Pınar Karşıyaka İstanbul hazırlıklarına başladıktan sonra yapmak, "zurnanın zırt dediği" yer. Daha da ötesi emeğe saygısızlık, basketbola hakaret.
Tarihinin en yoğun fikstürünü geride bırakan Euroleague'de kimsenin "gıkı çıkmadı. Paşa paşa, hem lig maçlarını, hem ulusal kupa mücadelesini sürdürdü takımlar.
Basketbolun en zorlu mücadelesinin sergilendiği NBA'dekiler insan değil mi? Yüzlerce km. uçuyorlar. Kıtanın bir ucundan bir ucuna gidip maç oynuyorlar. Sakatıyla, hastasıyla, covidliden yoksun kadrosuyla, iki gün arayla play off maçlarına konferans finallerine ve sonunda finale çıkıyorlar.
Hadi diyelim biz Avrupalı ya da ABD'li değiliz. İlla ayrıcalık tanımak istiyoruz. Sıkış tepiş normal sezon oynatıp, sıkış tepiş kupa finali oynatacağına biraz yayarsın sezonu, play off'u 4'lü finalden sonra başlatırsın. Hem diğer Avrupa kupalarındaki takımlar soluklanır. Hem de insanlar kamp yapar, rejenarasyon uygular.
Yok; "Takvim elvermiyor" dersen, ayırırsın Anadolu Efes - Pınar Karşıyaka serisini, sonra yarıfinali... Zaten en kötü olasılıkla üç maçlık bir seri... Birer gün aradan 6 günde biter. Dörtlü final bittikten sonra oynatırsın. En fazla bir hafta sarkar. Ama bunu baştan ilan eder iki takıma da eşit şans tanırsın.
İnsan sormadan edemiyor, amaç; "Üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?" Dövülen bağcı yıllardır hep Pınar Karşıyaka mı olacak?
İnsana sormazlar mı;
Nerede kaldı? Hak, hukuk, adalet. Bu mudur Türkiye'de basket?
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!