İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklu bulunan menejer Ayşe Barım ile ilgili soruşturma tamamlandı.
Hazırlanan iddianamede, Ayşe Barım'ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçunu işlediğine kanaat getirildiği iddia edilerek, 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
İLK DURUŞMA 7 TEMMUZ'DA
İddianame gönderildiği İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Ayşe Barım 7 Temmuz’da ilk kez hakim karşısına çıkacak.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, menajer Ayşe Barım'ın 2013 yılında Gezi Parkı eylemlerine katıldığına dair sosyal medyada yer alan iddialar üzerine başlattığı soruşturmayı geçen günlerde tamamladı.
27 Ocak'ta "Gezi eylemlerini organize etmek" iddiasıyla tutuklanan Barım hakkındaki iddianame tutuklanmasından üç ay sonra tamamlandı ve Barım'ın 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi.
Gazeteci Timur Soykan, Barım'ın menajerliğini yaptığı ünlü oyuncuları, Gezi Direnişi’ne katılmaya zorlamakla suçlandığını, ancak buna dair delil, şikayetçi ve tanığın olmadığını aktarmıştı. Öte yandan oyuncular eylemlere kendi istekleriyle katıldıklarını söyledikleri için tanık ifadelerinin iddianameye konulmadığı ortaya çıkmıştı.
TEMEL İDDİAYI ÇÜRÜTEN İFADELER İDDİANAMEYE KONULMADI
"Ayşe Barım vakası: Delilsiz, mantıksız 30 yıl" başlıklı yazısında Soykan, Barım hakkındaki temel suçlamanın "menajerliğini yaptığı oyunculara Gezi eylemlerine katılmaları için talimat vermek" olduğunu ifade etmişti.
Soykan, Savcılığın bu doğrultuda oyuncuların ifadelerini aldığını, hatta bazı oyuncular hakkında yalancı tanıklıktan soruşturma açıldığını hatırlatmıştı.
"İfade veren oyuncuların tamamı, Ayşe Barım’ın kendilerine bir talimat vermediğini kendi özgür iradeleriyle Gezi Parkı’na gittiklerini söyledi" diyen Soykan, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Suçlamanın en temel iddiasını çürüten, davayı baştan çökerten bu ifadeler iddianameye konulmadı. Oysa iddianamelerde şüphelinin lehine olan delillerin de yer alması hukuki bir zorunluluk."
'DARBE TOPLANTISINA KATILDI' İDDİASI DA YOK
Öte yandan yandaş medyada Ayşe Barım’ın Belçika’nın Gent şehrinde 2017 referandumunun yapılmaması için darbe toplantısına katıldığı iddia edilmiş ve sayfa sayfa Barım’ın “Evimde hepsinin kaseti var siz rahat olur. Gezi’de ne yaptıysam şimdi daha iyisini yapacağım, elleri mahkum” dediği yazılmıştı.
Soykan, bu iddialara da iddianamede yer verilmediğini aktarmış ve "Zaten Ayşe Barım’ın o dönem Belçika’ya hiç gitmediği ortaya çıkmıştı. Bunları yazanlar hesap verecek mi? Tabii ki hayır" demişti.
'İDDİANAME KALIN OLMASI İÇİN ŞİŞİRİLMİŞ'
171 sayfalık iddianamenin ilk 100 sayfasında Barım'a yönelik bir suçlama olmadığını belirten Soykan, şu ifadeleri kullanmıştı:
"Yani iddianame 30 yıl hapis istenecek suçlamaya yakışacak kadar kalın olması için şişirilmiş. Uzun uzun Gezi olaylarının dış güçlere, etki ajanlarına, nüfuz casuslarına bağlandığı, delilsiz, saçma sapan komplo teorileri ile sayfalar doldurulmuş. Kısaca özetlemek gerekirse; savcı, ajanların düğmeye bastığına ve milyonlarca insanın 80 şehirde sokağa çıktığına inanmamızı istiyor. Savcı hızını alamıyor, Mi Minör isimli bir tiyatro oyununun Gezi Direnişi’ni yarattığını iddia ediyor. Onlarca sayfa Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Memet Ali Alabora hakkındaki ipe sapa gelmez, delilsiz, saçma iddialar anlatılıyor. Maksat; iddianame kalın görünsün."
'GOOGLE ARAMALARIYLA YAZILMIŞ'
Soykan, iddianamenin geri kalan 71 sayfasında ise tekrarlar, geçmiş Gezi Davası’ndan alakasız alıntılar, suçlamayla ilgisiz sosyal medya paylaşımları ve gereksiz bilgilerle doldurulduğunu belirterek "Aslında 30 yıl istenen iddianamede 30 sayfalık suç delili iddiası bile yok" demişti.
Soykan, "İddianame Google aramalarıyla yazılmış, bol bol yandaş sitelerin ekran görüntüleri serpiştirilmiş, bir tutam suç çıkartılamayan HTS kayıtları katılmış. Bolca niyet okumayla pişirilmiş" diye yazmıştı.
Soykan, yazısına şöyle devam etmişti:
"Henüz Ayşe Barım’a yönelik suçlamalara gelmeden, 64. sayfada menajerlik şirketinin internet sayfasına giriş yapılıyor. Ayşe Barım’ın sahibi olduğu ID İletişim Danışmanlık Şirketi’nin internet sayfasının ekran görüntüleri diziliyor. Ve şu tespit yapılıyor: 'İd başlığı altında yazılı ve görsel basında çokça yer alan 58 oyuncunun, id studio başlığı altında ise yaş olarak daha genç, yardımcı oyuncu olarak nitelendirilebilecek 10 kişinin olduğu…'
Tüm oyuncuların isimleri sıralanıyor. Kimler yok ki: Ali Atay, Bergüzar Korel, Birce Akay, Bülent İnal, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Hazal Kaya, Hümeyra, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Nejat İşler, Zafer Algöz, Zerrin Tekindor ve niceleri…
Savcı üşenmiyor, 18 sanatçının Gezi dönemindeki sosyal medya paylaşımlarını, internet sitelerinde Gezi eylemlerine katılmalarıyla ilgili haberleri ekran görüntüleriyle sayfalar boyunca tek tek sıralıyor. Bu sanatçılar sanık değil, haklarında bir suçlama yok ama iddianameye konuluyorlar. Üstelik verdikleri ifadeler de iddianameye konulmamış."