Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası uzmanlardan değerlendirme: ‘Yasalar yeniden düzenlenmeli’

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. A. Samet Arslan ve Prof. Dr. İlyas Yılmazer, Cumhuriyet’in sorularına yanıt verdi.

Yayınlanma: 13.02.2023 - 04:00
Kahramanmaraş merkezli deprem sonrası uzmanlardan değerlendirme: ‘Yasalar yeniden düzenlenmeli’
Abone Ol google-news

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. A. Samet Arslan devletin ve bireyin deprem olmadan yapması gerekenleri Cumhuriyet’in sorularına verdiği yanıtlarla açıkladı. 

- Siz Kahramanmaraş’ı gördünüz, izleminiz nedir?

Maraş iki bölgeden oluşur. Eski Maraş, Ahır Dağı’nın eteklerinde. Diğeri de binaların en çok yapıldığı, ovaya doğru tarımsal arazinin olduğu kısım. Dağın eteklerindeki binalarda hasar yüzde 10 civarında. Ama aşağı geldiğinizde bunun tam tersi. Ovada yapılan binaların hepsinde hasar var. Hatay’da da ovaya yapılan binaların hepsi gitti. Buralara normal konut yapılmaz. Yapmak zorundaysanız da çok güçlü yapmanız gerekir. 

- Araziye göre inşaat yapılabilir mi?

Bu kadar yetersiz bir araziye normal inşaat yaparsanız şu an yaşadığımız olay karşımıza çıkar. Dağlık bir zemine maliyet 10 TL ise tanımsal araziye yapmak istediğinizde zemin iyileştirmesiyle birlikte maliyeti 15 TL oluyor. Daha fazla kâr elde edebilmek için zemin iyileştirmesi yapmadan inşaat yapılıyor. 

- Denetlemede 1999’dan yeteri kadar ders çıkarmadık mı?

Bizde maalesef hırsızlık ve uyanıklık var. “Nasıl daha çok para kazanırım” derdi. Şu an başımıza gelen bu. Bu işin maliyeti çok büyük. Türkiye’nin ekonomik koşulları malum. Cebinizde para olmadığında “İnşallah deprem olmaz” diyorsunuz. Olan paraya göre bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Ama şu an oluşan hasarın karşılığı bu şehrin yeniden yapımındaki maliyetten çok daha büyük. Yıkıp yeniden yapılsaydı şu anki hasardan çok daha az bir masraf olacaktı. Ama “Gittiği yere kadar” deniyor. 

- İnşaat yapanlar kendi tuttukları şirketlere denetleme yaptırdı, bu ne kadar doğruydu?

Yapı denetim şirketleri çıktı. Orada bir hata yapıldı. Denetleyenin parasını da inşaatı yapan ödedi. O denetim şirketi, parayı vereni denetleyebilir mi, denetleyemez. Kötü olana da iyi der çünkü parayı ondan alıyor. Devlet bir süre sonra bunun farkına vardı ve değiştirdi. “Ben denetleyeceğim” dedi. Biraz düzeldi ama yine çalışmadı. 

- Yanlış uygulama sigortası vardı. Bu işletilmedi mi?

Denetim mekanizmalarında sıkıntı var. Teknik yetersizlik değil ama özür dileyerek söyleyeyim yasak savma için hazırlanan raporlar bunların çoğu. Sigorta şirketleri bu işe alacakları prim olarak bakıyor. Çıkar çatışmaları var. Mal sahibi az para vermek istiyor, sigorta şirketi çok almak istiyor. 

- Kentsel dönüşüm yasası nasıl ve ne kadar uygulandı?

Ben Ankara’da iki yıl boyunca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda Kentsel Dönüşüm Komisyon başkanlığı yaptım. Bu 2 yılda bana gelen dosyaların hepsinde rantın esas alındığını gördüm. Yıkılması gereken binalar yerine Çankaya’daki binalar geldi. Mamak’taki yetersiz binalar gelmedi. Neden, rant yoksa bu işin içine kimse girmiyor. Ben de baktım olmuyor istifa ettim.  

"İTFAİYEYE YER YOK"

- Yasada boşluk var mı?

Kentsel dönüşüm yasasında hata var. Bir bina yıkıyorsunuz. Park edecek yer yok, acil durumda ne ambulans ne de itfaiye girebilir. Yıkıp aynısını tekrar yapıyorsunuz. Bunun bir anlamı yok. Bunun adı bina dönüşümü. Kentsel dönüşüm, sosyal donatısı olmayan mahallelere parkın, kreşin yapıldığı alandır.

- Büyük afet yaşadık ve altından kalkılamadı, Türkiye genelinde iller için nasıl bir hazırlık yapılmalı? 

Bir; kamu binalarının hiçbir şekilde hasar görmemesi gerekir. Hastanelerin pencereleri dahi kırılmamalı. Devlet binası yıkılmayacak, bu kadar basit. 

İki; AFAD’ın bu büyüklükteki bir afete gücü yetmedi. Devlet memuru ile bu iş olmaz. Seferberliğe benzeyen bir organizasyonla, sivil örgütlenmeye önem verilmeli. Mahalle mahalle örgütlenilmeli. 

Üç; vatandaşın binalarını yenilemesi için kentsel dönüşüm yasası acil olarak rantsal dönüşüm yasasından çıkarılıp gerçek kentsel dönüşüm yasasına evrilmeli. Kötüye kullananlar acil cezalandırılmalı. 

Dört; yapı denetim sistemi yeniden değerlendirilmeli. Yasalarımız caydırıcı değil. Cezaların caydırıcılığı olmazsa suç işlemeye teşvik edersiniz. Cezalar caydırıcı hale getirilmeli.

Beş; vatandaş devletten beklemeden bu işte uzman kurum ve kuruluşlara binalarını baktırmalı. 

SİSTEM KENDİNİ FİNANSE EDER

- Apartmanında tedirgin yaşayan bir vatandaş bireysel olarak ne yapmalı?

Ben olsam önce üniversitelere giderdim. Olabilecek en düşük maliyet neyse o çıkarılır ve doğru bilgi verilir. Güvenilir, ciddi, kurumsal şirketlere gidilebilir. Onların önerilerine göre belediyelere başvurulur. Tüm binalar güçlendirilebilir. 

- İnsanların parası olmadığı için bunu yaptırmaktan uzak duruyor...

Kentsel dönüşüm yasası düzenlenirse vatandaşın cebinden para çıkmadan bu işlem yapılabilir. Örneğin, 10 daire olan bir apartman. Belediyeden, bakanlıktan 14 daire için izin alabilirseniz 4 daire maliyeti karşılar. Dolayısıyla vatandaşa yük getirmeden yapılabilir. Rantçılara değil de bina sahiplerine binanın maliyetini karşılamak için rant çıkarabilirseniz bu işin içinden çıkılır. Sistem kendi içinde kendisini finanse eder. 

- Beklenen depremler gelmeden bu yapılabilir mi?

İstanbul’da bakılmadık kamu kurumu kalmadı ama vatandaşların binası ne durumda. Çok kötü. Bir hesaba göre 109 bin bina riskli. En kritikleri 25 bin bin civarında. En kritik dediğim deprem olduğunda göçecek bina. Bu da en azı. Vatandaşın bunu yapacak parası yok. Devlet kendisi organize etmeli, bu işi ada ve mahalle bazlı yapmalı.

PROF. DR. A. SAMET ARSLAN KİMDİR?

1963’te Kahramanmaraş Elbistan’da doğdu. İngiltere Cardiff Üniversitesi’nde doktora yaptı. ABD, İngiltere ve Hollanda’da öğretim üyeliğinde bulundu. 11 yıl Milli Eğitim Bakanlığı’nda Yatırım ve Tesisler Daire Baskanlığı ve MEB müsteşar yardımcılığı yapan Arslan, Gazi Üniversitesi Deprem araştırma merkezi müdürü. 


"8 MİLYON VATANDAŞ TAŞINMALI"

Prof. Dr. İlyas Yılmazer, depremin neden bu kadar yıkıcı olduğunu ve çözümü sorularımıza verdiği yanıtlarla anlattı. 

- Bu yaşadığımız afeti nasıl tanımlarsınız?

Emperyalistlerin, işbirlikçilerin dayatması sonucu olarak böyle bir afet yaşıyoruz. Başka bir nedeni yok. 

- Bu ne anlama geliyor?

Deprem sadece ovada yıkar. Ova dışında yıktığına dair dünyada örnek yok. Ovalar anayasamıza göre amacı dışında kullanılamaz. Bir şekilde işgal edilmişse de devlet gereğini yapar ve asli görevine döndürür. 

- Türkiye’de binalar bilinçli mi ovaya yaptırıldı yani?

Bu kıyameti yaşatmanın en kestirme yolu karayollarını ovanın ortasına almaktır. Karayollarını ovaya aldığınızda insanlar yolun yakınına geliyor. Yollar, yerleşimi ovaya çekiyor. Deprem de sadece ovada yıktığı için büyük acılar yaşanıyor. Bu nedenle de yapay bir afettir.  

"KIZ KULESİ BİN YILLARDIR AYAKTA"

- Nereye yapılmalıydı otoyollar?

Türkiye’nin ulaşım ağının yüzde 26’sı Ankara İstanbul arasında. Ankara İstanbul arasını eski İpek Yolu üzerinden geçirirseniz şu andaki otoyoldan 160 km daha kısa olur. Maliyeti de yarısıdır. Emperyalistler kısa ve ucuz olan güzergâh yerine ovaya girdi. Bu yolun 255 kilometresi Kuzey Anadolu Fayı üzerinde gidiyor. Bu yolu bu koşullara rağmen yaptılar.

- Bunu yetkililer bilmiyor mu?

Deprem konseyi kurdular, “Depremde zeminin etkisi yoktur” dediler. Düzce kurulduğu günden bu yana deprem ve taşkından 100 kez yıkıldı. Ovadan bir adım atınca binlerce yıllık Konuralp kasabası var. Hiçbir afet, kıyım yaşamadı. Burada katil kim, doğa olabilir mi, Konuralp neden yıkılmıyor? Kız Kulesi bin yıllardır dimdik duruyor. 2 bin 500 yıl önce deprem yönetmeliği mi vardı? Einstein, “Bilim deneyimden gelir, deneyim de gözlemlere dayanır. Eğer gözlemler aynı sonucu veriyorsa bu bilimseldir” der. Tüm depremler ovalarda yıkıyor, kayalarda yıkmıyor. 

"EN BÜYÜK DEPREM ŞİLİ’DE GERÇEKLEŞTİ"

Dünyanın bilinen en büyük depremi 1960’ta Şili’de yaşandı. Kent, And Dağları üzerinde kurulu. Deprem, Pazarcık’ın 587 katı büyüklüğünde oldu ve 14 dakika sürdü. 7.5 ile başladı, en son 9.5 yaptı. Ölüm sıfır. 900 civarında kayıp var. O da okyanusta olanlar arasında. 

- Türkiye ovadan nasıl çekilecek, bunun bir örneği var mı?

Endonezya’nın başkenti Cakarta, Cava Adası üzerinde. Depremlerde bu adada yıkımlar oluyor. Her yağmur, taşkın yapıyor. Orası için önerimiz kabul oldu ve 1100 km uzaktaki ormanı olan kayalık bir adaya, ormanı da koruyarak 25 milyon nüfuslu kent, 35 milyar dolara taşınacak. Denizaşırı olduğu için 4 yıl öngörüyoruz.  

- Türkiye’de ne kadar bir nüfustan söz ediyoruz?

8 milyonu çıkarmamız gerek. 8 milyon birinci derece deprem tehlikesi taşıyan yerlerde yaşıyor. Biz 25 milyon değil 8 milyon insanı taşıyacağız, 1100 km uzağa değil, hemen bitişiğindeki kayalık alana götüreceğiz. 

- 80 milyonun yalnızca 8 milyonumu deprem bölgesinde riskli yerlerde yaşıyor?

Deprem tehlikesi taşıyan ovalarda yaşıyan 8 milyonun yerini değiştirdiğinizde sorun kalmıyor. Devlete de trilyonlar kazandırıyorsunuz. 

- Ovalar tarıma açılarak mı kâr edilecek?

Bununla çok fazla kazanım olacak. Ovalarda tarım yapılacak ve kazanç elde edilecek. Değeri ölçülemez bile. Verimli araziyi yeniden tarıma kazandıracağız. Avrupa’yı besleyebilecek bir tarım gücü var Türkiye’de. 

"İLK ETAP İÇİN 10 MİLYAR DOLAR"

- Oto yollar da mı iptal edilecek?

Önce iptal etmiyoruz. Yenisini yapıp trafiğe açtığımızda ova üzerindekiler iptal edilecek. 

- Maliyeti ne kadar olacak?

Zorunlu deprem sigortasında biriken para 42 milyar dolar. Biz altyapı için 10 milyar dolar belirledik. İlk yıl devlet 80 milyar dolar kazanıyor. Ovadakilere diyorsunuz ki “Arkadaş, iki yıl içinde ovadaki mülkiyetinizin iki katını vereceğiz”. Geri kalan da devletin oluyor. 

- Kaç yıllık bir plan bu?

2 yılda tamamlanır. Mühendislik için bu kolay bir iş. 

- Bu projeyi sundunuz mu?

Bu olayla 53 yıldır uğraşıyoruz. Yetkililere anlattık. Bir milletvekili bile çıkıp “Ne diyorsun?” demedi. Bu yapılırsa deprem olacak ama yıkım olmayacak. Çok büyük bir kazanım elde edilecek. Ülkemizin her yanı için taşkınları, heyelanları hem de depremde yıkılacak yerleri biliyoruz. Önlemler onarımlardan kat kat üstündür. Pazarcık depremi milat olabilir.

Prof. Dr. İlyas Yılmazer KİMDİR?

1952’de Sinop’ta doğdu. ODTÜ’de öğretim görevlisi olarak çalıştı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nda bulundu. Yurtiçi ve yurtdışında uluslararası projelerde yol tüneli, enerji tüneli ve petrol ürünlerini saklama tünellerinin tasarım, danışman ve denetim işlerinde yer aldı. Atılım Üniversitesi’nde yarı zamanlı ders veriyor. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler