1 Ekim Kahve Günü: "Türkiye bir 'çay ülkesi' değil"
1 Ekim Dünya Kahve Günü nedeniyle açıklamalarda bulunan Barista Eğitmeni Naim Koca, “Global kahve markalarıyla beraber Türkiye’de kahve içme yaşı 12’ye düştü. Bu noktada latte, cappucino, americano gibi Avrupai kahvelerin tüketiminin daha fazla olması rol oynuyor. Hepsi de Türk kahvesinin önüne geçti” dedi.
Ataşehir’deki Barista Akademi bünyesinde Milli Eğitim Bakanlığı onaylı barista eğitimi veren Naim Koca, 1 Ekim Dünya Kahve Günü nedeniyle açıklamalarda bulunarak son 10 yılda kahve tüketiminin 3 kat arttığına dikkat çekti.
Kahve tüketim yaşının 12’ye gerilediğini kaydeden Koca, en çok tüketilen kahve türlerini ve sektörün güncel durumunu anlattı. Koca, kahveyle ilgili doğru bilinen yanlışları da anlattı.
350 GRAMDAN 1,5 KİLOGRAMA
“Türkiye bir ‘çay ülkesi’ değildir. Çay 80-90 yıldır hayatımızda olan bir ürün ama kahve 600 yıldır hayatımızda” diyerek sözlerine başlayan Koca, Türkiye’de 2011 yılına kadar yaklaşık 350 gram kahve tüketimi yapılırken, pandemiyle birlikte bu olay 1,4 kilogram ile 1,5 kilogram arasında bir oranda boy gösterdi. Bunun en büyük sebeplerinden biri de pandemide insanların evde kalması. Artık kahvenin sohbet konusu haline gelmesinden kaynaklı olarak, tüketimi de hızlıca artıyor” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE KAFE SAYISI HER YIL YÜZDE 10 ARTIYOR
Kahveye olan ilginin artmasıyla birçok kişinin kahve sektörüne yatırım yaptığını söyleyen Koca, “Artık her köşe başında 2-3 tane kafe görüyoruz. Artık birçok kişi kahveye ve dolayısıyla kafeye yatırım yapıyor. Türkiye’de kafe açma oranı her yıl yüzde 10 oranında artış gösteriyor” ifadelerini kullandı.
'SEKTÖRDE BARİSTA BULMAK SORUN'
Çok fazla kafe bulunması ve kahveye olan yoğun ilgi nedeniyle sektörde barista bulmanın bir zorluğa dönüştüğünü dile getiren Koca, “Sektöre baktığımızda kafelerin çoğalmasından kaynaklı olarak personel bulma sorunu yaşanıyor. Bununla ilgili yeni bir iş kolu oluşturulması, işinden sıkılanın kahve sektörüne girmek istemesinden kaynaklı barista eğitiminin verilmesi gerekir ki birçok yerde buna bağlı doluluklar görüyoruz. Bu talep daha da artacaktır. Geliştirdiğim bir proje kapsamında, barista eğitimini meslek liselerine kadar düşürdük. Amacımız, liseden başlayarak alınan eğitimle barista yetiştirip ülkedeki açığı kapatmak. Bunun için temeli okullara koymamız gerektiğini düşündük. Şu an liselerde ders olarak barista eğitimi ders olarak veriliyor” dedi.
YABANCI KAHVEYE İLGİ TÜKETİM YAŞINI 12’YE DÜŞÜRDÜ
Global kahve zincirleri ile birlikte kahve tüketim yaşının düştüğünü kaydeden Koca, şu bilgileri paylaştı:
“Global kahve markalarıyla beraber Türkiye’de kahve içme yaşı 12’ye düştü. Bu noktada latte, cappucino, americano gibi Avrupai kahvelerin tüketiminin daha fazla olması rol oynuyor. Global kahve markaları, bu kahve türlerini daha çok satıyor. Hepsi de Türk kahvesinin önüne geçti diyebiliriz. Geçmiş yıllara baktığımızda, eski toplumlarda, bugün doğuya gittiğimizde akşamları insanların evinde bir sohbet kahvesi ortamı mevcut.”
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
‘Sohbet’ unsuru olarak nitelendirilen kahvenin özellikle öğrenciler ve bilişim sektöründeki kişiler tarafından daha çok tüketildiğine dikkati çeken Koca, doğru bilinen yanlışları anlattı. Koca, “Öğrenciler çok kahve tüketiyor. Bilgisayar başında çalışan arkadaşlarımız devamlı bir ekrana baktıkları için kahve tüketimini hızlandırdı. Kahvenin sohbet unsuru olmasından dolayı da hızla alışma süreci meydana geldi. Kahveyle ilgili bildiğimiz yanlışlar var aslında. En büyük yanlış, kahvenin uykusuzluk yaptığı yönünde. Aslında bir bardak koladaki kafein miktarıyla bir fincan kahvedeki kafein miktarı neredeyse birbirine yakındır. Kahve, kalp ritim hızını arttırır. Dolayısıyla kan dolaşımı da hızlanır. Bu nedenle vücut içerisindeki organlar buna direnç gösterir. Ancak bu kafein miktarı vücutta depolanmaz” dedi.
“Vücuttaki kafein, terleme veya idrar yoluyla 3 saat içerisinde vücuttan atılır. Üst üste kahve içmenin insana zarar verdiği yönündeki bilgi de yanlıştır” diyen Koca, “Hayır, 3 saatlik bir zaman diliminde bırakıyorsanız, günde 4-5 tane kahve içebilirsiniz. Zaten kahve, kalbinizden başlayarak vücuttaki bütün organların beslenmesini sağlar. Ancak burada çözülebilen değil, demlenebilen ya da pişebilen kahveleri tercih etmek mühimdir. Bu özelliklerde 3 çeşit kahve türü vardır. Bunlar; espresso bazlı içecekler, filtre kahve bazlı içecekler ve son olarak dünyada tek pişebilen özelliğe sahip olan Türk kahvesidir” sözleriyle uyardı.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- DEM Partili vekillerle 'Suriye' atışması!