Sizin hiç örtülü ödeneğiniz yok mu?
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Sizin hiç örtülü ödeneğiniz yok mu?

10.08.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye, bu köşeden duydu: 

Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait bilişim sistemleri siber saldırıya uğradı. Ve maalesef Türkiye’nin tüm tarım ve hayvancılık verisi hackerların eline geçti. 

İşte o skandalda yeni perde açacak notlarım var: 

- Saldırının üzerinden neredeyse 10 gün geçti. Ancak bu satırlar yazılırken sorun halen çözülmemişti.

- Kullandıkları ilaç takip sisteminde ciddi açıklar olduğunu veterinerler uzun zamandır dile getiriyordu. Öyle ki hayvan sahiplerinin T.C. kimlik numaraları ile adresleri ilgisiz insanlar tarafından kolayca görülebilir haldeydi. Meğer bu konuda meslek odaları bakanlığa birçok dava açmış. 

- Bilişim altyapısında uygulama, veri tabanı ve yedeklerin ayrı sunucularda olması gerekti. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı hepsini aynı sunucuya, yani tüm yumurtaları aynı sepete koymuş. Böylece sızmak da tüm sistemi ele geçirmek de kolay olmuş. 

- Kadrolaşmak için yapılan mobbing öyle bir hale gelmiş ki liyakat sahibi birçok yetenekli isim bakanlıktan ayrılmak zorunda kalmış. Yerlerine ise vasıfsız isimler bilişim departmanına alınmış. 

- 6 bin liraya çalıştırıldığı için bakanlıktan ayrılıp Microsoft’a geçen yetenekli bir Türk mühendis varmış. Gün gelmiş, bakanlık bir sorununu çözmesi için o eski çalışanından hizmet almış. Ve bir günlük hizmet için Microsoft’a 10 bin lira ödeme yapılmış. 

- Bakanlığın Yazılım ve Uygulama Geliştirme Dairesi Başkanı olan eski bakan Mehdi Eker’in bir köylüsünün yaşanan skandalda payı konuşuluyormuş. 

Şimdi... 

CHP milletvekili Gamze Taşcıer, bakanlığın tüm verilerini ele geçiren saldırganlara istedikleri fidyenin ödendiğini ileri sürdü. 

Bir iddiayı da ben soruyla yazayım: 

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Recep Gülnar, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’ne “sizin bir örtülü ödeneğiniz yok mu, şu fidyeyi versek de kurtulsak” dedi mi? 


KİM, NEDEN KORKUYOR?

“Maalesef son yıllarda kandan beslenen ancak barış ve kardeşlik sözünü dillerinden düşürmeyen bu odaklar, devletin tüm kurumlarına ve teşkilatımızın tüm hücrelerine giren örgütle de adeta kol kola girerek ihanet sarmalını derinleştirmeye çalışıyorlar. Bu örgütün teşkilatımızın içerisine sızdırdıkları aracılığıyla istihbarat zafiyetleri oluşturulmaya çalışılmış, ilimizin plaka tanıma sistemi, ağabeylerinden aldıkları talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır.” 

Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın bu sözlerini düşünüyorum birkaç gündür. Altı yıl önce, Ceylanpınar’da şehit edilen iki polis memurunun cenaze töreninde söylemişti. 

Adını vermiyordu ama adres belliydi. PKK ile FETÖ’nün işbirliği yaptığını anlatmaya çalışıyordu. Kuşku yok ki yakın tarihi olgularla okuyanlar için şaşırtıcı değildi. Gelin görün ki Emniyet müdürünün sıcağı sıcağına yaptığı bu tespiti yargı o dosyada hep görmezden geliyordu. 

Gündemin yoğunluğunda irdeleyemedik. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29 Haziran’da bir itirazı vardı. Daha hayatlarının baharında olan polisler Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar’ın şehit edilmesine dair davada verilen beraat kararlarının bozulması istendi. Eksik araştırmayla hüküm kurulduğu değerlendirmesi yapıldı. Cinayeti PKK’nin işlediği vurgulandı. 

İşte tam da burada kafamı karıştıran noktalar var. 

PKK polis katili bir terör örgütü müdür? Evet. 

Ceylanpınar’daki polislerin şehit edilmesinde PKK’nin rolü olabilir mi? Evet. 

Keza PKK de sonradan kaçmaya çalışsa da saldırıyı ilk başta üstlendi mi? Evet. 

Evet de... 

Yargı, aradan altı yıl geçmesine rağmen şu olgulardan neden hiç şüphe etmiyor: 

Sanıklarla ilgili ihbarda bulunan numaranın sahibinin kardeşleri FETÖ şüphelisi çıktı. 

Şehit polislerin otopsi savcısı FETÖ’den ihraç edildi. 

Sanıkları tutuklayan hâkim FETÖ’den tutuklandı. 

Şehit polislerin evini bilmediğini iddia eden bir polisin o evde 10 ayrı parmak izi bulundu. 

Bazı polislerin soruşturma kapsamında yalanlar söylediği tanık beyanlarıyla ortaya serildi. 

Uzatabilirim ama gerek yok. Derdim şu: 

Evet, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bozma gerekçesinde iki polisle ilgili şüphelerini belirtmiş ama derine inmemiş. Nihayetinde cinayet suçlamasından beraat eden sanıklar tekrar sanık sandalyesine oturur mu, son kararı göreceğiz. 

Lakin, ilgisiz çok yerde FETÖ’yü bulabilen yargı mekanizmasının Ceylanpınar’da FETÖ parmağından ısrarla kaçması kafamı kurcalıyor. 

O saldırı çözüm sürecinin bitmesine gerekçe gösterildi. O halde, süreci bitirenler arasında devletin üniformasını giymiş teröristlerin de olabilme ihtimalinden korkanlar mı var? 


TARİKATLARLA VAR, ÇYDD İLE YOK 

Ziya Selçuk’un istifa mektubunu cebinde taşıdığını 6 Temmuz tarihli Arka Bahçe’de okumuştunuz. Neden gittiği tartışıladursun, Selçuk’un üç yıllık Milli Eğitim Bakanlığı döneminde şu yapılanlar unutulmasın: 

1- Danıştay’ın iptal etmesine karşın MEB ile Bilal Erdoğan’ın Yüksek İstişare Kurulu’nda yer aldığı TÜGVA, yeniden protokol imzaladı. 

2- İskenderpaşa tarikatına yakın Server Yaşam Vakfı ile okullarda işbirliğine gidildi. 

3- Atatürk’ü hedef alan eski imam Mustafa Demirkan’ın yönetiminde olduğu vakıfla Güneysu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü “eğitim seferberliği” protokolü imzaladı. 

4- MEB, Deniz Feneri Derneği ve ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ortak bir protokole imza attı. 

5- Bileşenleri arasında Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, TÜGVA gibi kurumların olduğu Eğitime Destek Platformu, hemen hemen her il ve ilçede bakanlıkla ortak çalışmalar yürüttü. 

Gazetemizde Sefa Uyar imzalı birçok haberde de MEB’in kapısının tarikatlara nasıl açıldığını okudunuz. 

Peki... 

Ziya Selçuk’un bakan olduğu dönemde... 

Onlarca yıldır çocukların ve gençlerin daha çağdaş bir Türkiye’de büyümesi için çabalayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile MEB ortak bir projeye imza attı mı? 

ÇYDD Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel’e sordum bunu. “Hayır” dedi. 

Ziya Selçuk, benim için bu yanıtta saklıdır. 

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025