İnsanlar severek, kollayarak, büyük bir ihtimamla baktıkları ve kendi gözlerinden bile sakındıkları hayvanları öldürmezler.
Hayvanları cani ya da hasta insanlar öldürür.
Cani ya da hasta otoriterler de;
Hayvanları öldürenlere, onlara işkence yapanlara, onları sakatlayanlara ağır cezalar verilmesin isterler.
Aynı otoriterler kadınları öldürenlere, onlara işkence yapanlara, onları bedenen ve ruhen sakatlayanlara ağır cezalar verilmesin isterler.
Aynı otoriterler eşcinselleri öldürenlere, onlara işkence yapanlara, onları bedenen ve ruhen sakatlayanlara ağır cezalar verilmesin isterler.
Aynı otoriterler çocukları öldürenlere, onlara işkence yapanlara, onları bedenen ve ruhen sakatlayanlara ağır cezalar verilmesin isterler.
Aynı otoriterler gözaltındakileri öldürenlere, onlara işkence yapanlara, onları bedenen ve ruhen sakatlayanlara ağır cezalar verilmesin isterler.
HAK NEDİR?
O otoriterler “hak” kelimesini sadece kendi kutsallarını tarif ederken kullanırlar.
Hak diye sadece varlığına inandıkları yaratıcıyı tanırlar.
Ama hakkını arayan insanlara düşman olurlar.
İnsan haklarını umursamazlar.
Kadın haklarından tiksinirler.
Çocuk haklarını akılları almaz.
Hayvan haklarını gülünç bulurlar.
Ve kendilerinin her şeyi yapmaya hakları vardır sanırlar.
Onlara başınıza gelen kötü bir şeyden bahsettiğiniz zaman...
Sizi umursamazlar... gülerler... anlamazdan gelirler...
Size değersizliğinizi hatırlatmak için en olmayacak lafları söylerler.
Misal, “Kedim öldü” dersiniz, onlar “Öldürdün mü?” diye cevap veririler.
“Mahsulümüz gitti. Anamızı ağlattınız” dersiniz...
“Ananı da al git” derler.
Ve bu otoriterler o ağır cezaların;
Hak arayanlara verilmesini isterler.
Haksızlığın karşısında susmayanlara verilsin isterler.
Hesap soranlara verilmesini isterler.
Daha iyi bir dünya hayal edenlere verilmesini isterler.
Doğayı koruyanlara verilmesini isterler.
Aklı, mantığı ve bilimi savunanlara verilmesini isterler.
Kayıplarını arayanlara verilmesini isterler.
Demokrasi, eşitlik ve adalet için diretenlere verilmesini isterler...
Doğruyu söyleyenlere, çalıp çırpmayanlara, ülkeyi soymayanlara verilmesini isterler...
Barış için uğraşanlara, bir arada yaşamaya çalışanlara, şiddette karşı olanlara verilmesini isterler...
SUÇ VE CEZA
Bu ülkede hayvanları öldürmek, onlara zarar vermek suç değildir.
Sadece kabahattir.
Bu ülkede cemaatlerle işbirliği yapmak da suç değil, sadece kabahattir.
Bu ülkede, kumpas davalar kurup, suçsuz olduğu aşikâr insanları karalamak, sonra da “pardon” demek suç değil, kabahattir.
Ve daha da kötüsü...
Bu ülkenin eğitimini çökertmek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkenin tarımını bitirmek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkenin hukukunu çiğnemek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkenin aydınını yok etmek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkenin insanını açlığa mahkûm etmek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkenin kasasını boşaltıp hesap vermemek ne suç ne kabahattir.
Bu ülkede böyle bir zihniyetin iktidarda olması büyük rezalettir.
