Sizin hiç silahınız çalındı mı?

14 Temmuz 2021 Çarşamba

Bu ülkede sınav soruları çalındı. 

O çalıntı sorularla kazandıkları okullara girenler, işlere başlayanlar, rütbeler alanlar normal koşullarda ulaşamayacakları mertebelere ulaştılar. 

Foyaları ortaya çıktı ama yaptıkları yanlarına kâr kaldı.

Bu ülkede oylar çalındı.

O çalıntı oylarla asla seçim kazanamayacak insanlar iktidar oldular, üstüne üstlük bir de iktidarda uzun uzun kaldılar.

Bu ülkenin kasası çalındı, yolları, suları, madenleri, kamu malları, tarımı, tarihi, çalındı.

Bu ülkenin demokrasisi çalındı, eğitimi çalındı, hukuku çalındı, ordusu bile çalındı...

Devletini çaldılar bu ülkenin... 

Geleceğini çaldılar, umudunu çaldılar.

Hem de hepsini göz göre göre yaptılar ve kıyamet kopmadı.

O yüzden bu çalınan silahlar konusunda da son derece fütursuzlar.

Kaybettiği bunca şeyin hesabını sormayan ve iktidarın 12 Eylül ile hesaplaşma vaadine kanan bu ülkede nihayet devletin silahlarını da rahat rahat çalmakta ve kendilerine sivil ordular kurmaktalar.  

İÇİNDE SİLAH OLAN EV 

Ben, maalesef silah olan bir evde büyüdüm.

Deniz subayı olan babamın beylik tabancası, içinde önemli evrakın saklandığı yeşil kutuda dururdu.

Ona dokunmam yasaktı.

Annem evde bir tabanca olmasından hep tedirginlik duyardı.

Bilirdim, asker olmasına rağmen babam bile o tabancadan hiç hoşlanmazdı.

20 yaşıma kadar tabancanın olduğu ama hiçbir silahın sevilmediği, kutsanmadığı, değer verilmediği, her türünün tehlikeli ve gereksiz bulunduğu, şiddete, savaşa karşı olmanın erdem sayıldığı ve hem bireysel hem de devletler nezdinde silahsızlanmanın öneminin bilindiği bir evde yaşadım.

90’larda babam ölmüştü, silah hâlâ evdeydi.

Bir gün eve hırsız girdi. Değerli birkaç eşyayla birlikte silahı da çaldı.

Annem mahalleyi ayağa kaldırdı. Herkese en ciddi ve sert ses tonuyla tane tane anlatıyordu. Eşyalar tamamdı ama eğer hırsız o beylik tabancayla bir yakalanırsa yanardı.

Taktiği işe yaradı.

Ertesi sabah tabanca bir havluya sarılıp kapımızın önüne geri bırakılmıştı.

ADI KONAMAYAN KÖTÜLÜKLER

Muhtemelen mahallede yaşayan ve yine muhtemelen genç olan hırsız, çalıntı bir beylik tabancayla yakalanırsa başına geleceklerden korkacak kadar sağduyu taşıdığı için, o tabanca eve geri geldi.

Bugün devletin silahlarını çalanlar hiçbir şeyden korkmuyorlar. 

Çünkü çalıntı silahlarla yakalandıklarında başına geleceklerden korkmuyorlar.

Bu hırsızlıklar yüzünden başına bir şey gelecek olan biziz.

Hırsızların o kayıp silahları halkın üzerine çevirmesi an meselesi.

Bir destan olarak pazarlanan şaibeli 15 Temmuz’da aniden beliren silahlı insanların nereden çıktığını nasıl tahmin edebiliyorsak...

O günden bugüne daha da güçlenen paramiliter güçlerin ellerindeki silahlardan çıkacak mermilerin hangi karanlıklarda parlayacağını da tahmin edebiliriz.

Bu ülkede 2000’li yıllardan önce de çok kötü şeyler oldu.

Ama hepsi tarihe “kötü şey” olarak kayıt da oldu.

Sorun, 2000’lerden sonra, AKP’nin dalga dalga büyüyen iktidar alanlarında yaşanan “kötü şeylerin” adının hâlâ konulamaması.

Bir de bugün evden bir tabanca çalınsa ve annem yine mahalleyi ayağa kaldırsa, hırsız da mahalledeki küçük bir çocuk olsa...

O tabancanın ertesi gün kapıya geri bırakılma olasılığının artık hiç olmaması.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları