Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı? - Prof. Dr. Rıdvan AKIN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı? - Prof. Dr. Rıdvan AKIN

18.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Siyasi iktidarın kendi seçmen tabanında geniş bir hoşnutsuzluk yarattığı açıkça bellidir. Pandemi yönetiminin başarısızlığı, şiddetli enflasyon, işsizliğin korkunç boyutlara ulaşması iktidar tabanını sarsmaya devam ediyor. Bağımlı kent yoksullarına dayanan iktidarın seçmenleri nezdinde kredisini önemli ölçüde yitirdiği anketlerden anlaşılmaktadır. Partiler düzeyinde en dikkat çekici gelişme, Akşener’in İYİ Parti’sinin ciddi bir yükseliş trendi yakaladığı gerçeğidir. AKP ve MHP’den kopan seçmenin, CHP’ye değil, sağda alternatif olarak gördüğü Akşener’e yönelmesi kuvvetle muhtemeldir.

Cumhur İttifakı’nın durumu ANAP’ın 1988-1991 kesitindeki durumuna benzetilebilir. Bu koşullarda iktidarın adayı Erdoğan’dan başkası olamaz. AKP’nin 20 yılda yarattığı İslamcı hegemonyanın ondan daha güçlü bir kartı olamaz. Bunun için seçimlerin yenilenmesi kararının alınması gerekir. Muhalefetin seçim gündeme geldiğinde bu meydan okumaya olumsuz yanıt vermesi mümkün olamayacağına göre erken seçim kaçınılmazdır. 

MUHALEFET CEPHESİ

Anayasanın 67. maddesinin arkasından dolanacak bir düzenleme yapılmadığı sürece, seçim güçlü bir ihtimalle, ilgili kanunda baraja ilişkin düzenleme yasalaştıktan bir yıl sonra olacaktır. Muhalefet zamanlamayı buna göre yapmalıdır.

İktidar cephesinin ne yapacağı bellidir. Muhalefet ise çok parçalıdır. Ve her partinin kendine göre hesabı vardır. Bu koşullar altında olasılıkları değerlendirelim. Ben CHP liderinin muhalefet cephesini kendi adaylığı etrafında birleştirme umudu içinde olduğunu tahmin ediyorum. Üç genel seçim ve iki cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettikten sonra Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı deviren kişi olmak istiyor olabilir. Fakat tutucu sağ seçmenin Kılıçdaroğlu’na oy vermesi çok güç hatta imkânsızdır. Bu nedenle ittifak bunu müzakere etse de kabul etmez. CHP yönetiminin Akşener’in adaylığını desteklemesi de siyaseten doğru olmaz. Yani bu seçenekler kanımca gerçekçi değildir. 

Siyasette yükselen dalga çok önemli bir etkendir. En son mahalli seçimlerde CHP’nin büyükşehirleri kazanmış olması tam da buna tekabül eder. Yalnız CHP’nin büyük şehirlerde kazandığı başarı ülke ölçeğinde değildir. Bu nedenle ana muhalefet partisi bugün seçim yapılsa -en iyimser tahminle- AKP’yi yakalayabilir . Kanımca, iktidarın devrilmesi Akşener’in göstereceği performansa bağlıdır. Anketler, sağdaki en büyük hareketlenmenin önderinin Akşener olduğunu gösteriyor. Sağdaki diğer aktörlerin yeni bir sinerji yaratamayacağı belli olduğuna göre Akşener’in gördüğü teveccüh daha da artacaktır. Ben İYİ Parti’nin ilk seçimde gücünü ikiye katlayacağını öngörüyorum. İYİ Parti bu eşiği aşar ve AKP iktidarı kaybederse Akşener’in sağın ana aktörü olmaya aday olduğunu şimdiden söyleyebilirim.

MUHALEFETİN ADAYI

Muhalefetin adayının kitleler üzerinde heyecan uyandıran yeni bir lider olarak görülmesi zorunludur. Elbette aday gökten zembille inmeyecektir. Türk siyasetine Erdoğan’ı armağan eden İstanbul seçmeni olmuştu. Onu iktidardan indirecek dalgaya yine İstanbul seçmeni önderlik edebilir. Bu mümkündür. Ekrem İmamoğlu AKP’nin en çok çelmelemeye, engellemeye çalıştığı belediye başkanıdır. Tam da bu nedenle iktidarın karşısına İmamoğlu çıkarılmalıdır. Türkiye siyasetinde seçmen nezdinde yeni bir dinamizm yaratmak “hadi, yürü” çirkefliğine efendice mukabeleden geçmez. Bu gerçek son yirmi yılda çok net bir şekilde görülmüştür. İmamoğlu profili, Erdoğan’a rakip olabilecek niteliklere birçok yönden sahiptir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş çok iyi bir kamu yöneticisidir. Kamu kaynaklarını yönetmede gösterdiği beceriklilik elbette takdire şayandır. Ancak siyasette idari beceriklilik tek başına belirleyici olamaz. Siyasetin sosyolojik olduğu kadar psikolojik boyutu da olduğu unutulmamalıdır. 

Seçimin kaybedilmesi halinde İBB başkanlığının kaybedileceği endişesi vizyon darlığından başka bir şey değildir. Yürütme erkinin tek başına cumhurbaşkanı olduğu yeni sistemde muhalif yerel yönetimin “topal ördek” olduğu daha ilk günden belirtilmiştir. Bu unutulmamalıdır. Önemli olan, eli kolu bağlı belediye meclisinde bile çoğunlukta olmayan bir yerel yönetimi elde tutmak değil, iktidarı devirecek bir ivme yakalamaktır. AKP’nin bir kez daha kazanması halinde, CHP’nin belediyelerde hiçbir şey yapamayan parti durumuna düşürüleceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır. 

DEMOKRAT TUTUM OLMALI

Risk almadan politikada bir şey başarmak mümkün değildir. Bu nedenle Kılıçdaroğlu kendi adaylığında değil ama İmamoğlu’nun adaylığında muhalefeti bir araya getirmeye çalışmalıdır. Çünkü İmamoğlu’nun kazanamayacağı seçimi Kılıçdaroğlu hiç kazanamaz. Millet İttifakı İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı, Akşener’i de cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak ilan ederse AKP ve MHP’den kopan seçmenin ittifaka yönelmesi hızlanacaktır. Bu seçenek yükselişte olan, seçmenin ruh haline en uygun seçenektir. 

Bütün bunların ötesinde aday olmak , aday gösterilmek en demokratik haktır. Adaylardan hiçbirinin ihanetle suçlanması, demokratça bir tutum değildir. Türkiye artık kerhen oy verilen bir ülke olmamalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde önemli olan muhalif bileşenlerin toplam oyununun yüzde 50’nin üzerinde olmasıdır. Birinci turda bu sonuç alınırsa ikinci turda kazanan herhalde Türkiye’yi 20 yıldır yöneten olmayacaktır.

PROF. DR. RIDVAN AKIN

GSÜ ÖĞRETİM ÜYESİ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025