Dünya düzeni hasta - NEJAT ESLEN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Dünya düzeni hasta - NEJAT ESLEN

30.09.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Dünyada giderek kurallara dayalı, liberal dünya düzeni olarak tanımlanan uluslararası sistemin ve bu sistemin kurumlarının eskidiği; günümüzün gereksinimlerini karşılamadığı gibi adil olmadığı, Batı’nın çıkarlarını dayattığı, bu nedenle de reformdan geçirilmesi veya yeni bir düzenin kurulması gerektiği konusunda genel bir görüş oluşmaktadır.

Nitekim Batı blokunun üyesi Fransa’nın devlet başkanı Macron bile, uluslararası konularda önemli ağırlığı olmasa da 22 Eylül 2024 tarihinde yaptığı konuşmada, “İnsanların barış içinde birlikte yaşayabilmesi için adil olmayan bu dünya düzeninin reformdan geçirilmesi” gerektiğini ifade etti. Macron, bu konuşmasında BM, Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası kurumların da reformdan geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Oysa, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Putin yıllardan beri mevcut düzenin adil ve eşitlikçi olmadığını, hegemonyaya ve güç politikalarına açık olduğunu, bu nedenle de bu düzen içinde barış, istikrar ve kalkınmanın sağlanamadığını, değişmesi gerektiğini, çok kutuplu düzenin gerekli olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenle de ABD, Çin ve Rusya’yı “revizyonist” güçler olarak tanımlamaktadır.

ÇOK KUTUPLU DÜZEN

Soğuk Savaş sonrasında, kısa tek kutuplu dünya düzeni içinde ABD’nin jeostratejik hamlelerinde gücündeki çevrelemelerin ortaya çıkması ile birlikte ve Asya coğrafyasında Rusya’nın ve özellikle de Çin’in ABD’ye rakip jeopolitik aktörler olarak yükselmesi ve güç dengelerinin değişmesiyle zaten kurallara dayalı dünya düzenini, daha adil çok kutuplu düzene dönüştürme çağrıları ve çabaları başlamıştı.

Yaklaşık seksen yıllık dünya düzeninin insanlığın ciddi sorunlarına çare üretmediği, güç kaybettiği, eski, demode ve hasta olduğu söylenebilir. Bu hasta düzenin reformlarla tedavi edilmesi kolay değildir. Birleşmiş Milletler’de (BM) başlatılan sıkıntılı reform çalışmaları bu görüşün doğruluğunu kanıtlamaktadır. Değişen dünya şartlarına rağmen BM Güvenlik Konseyi’nde, Afrika, Latin Amerika ve İslam dünyası hâlâ temsil edilmemektedir. BM Güvenlik Konseyi’nde reform önemlidir ve şarttır. Ancak bu reform küresel düzenin değişmesi ve küresel sorunlarla mücadele edilebilmesi için yalnızca bir başlangıç olabilir.

KÜRESEL YOKSULLUK

Dünya, mevcut düzenin değişmesini zorlayan iki büyük insani sorun ile karşı karşıyadır. Bu düzenin en büyük sorunlarından birisi küresel yoksulluktur. Mevcut düzen, geçen seksen yıl içinde küresel gelir ve varlık dağılımında adaleti sağlayamamıştır. World Inequalıty Report’a göre 2022 yılında, dünyada en tepedeki yüzde 1’lik azınlık küresel servetin yüzde 38’ine, tepedeki yüzde 10’luk azınlık ise yüzde 76’sına sahip olmuştur. Alttaki yüzde 50’lik kesimin payına ise servetin sadece yüzde 2’si düşmektedir. Alttaki yüzde 90’lık nüfusun payı ise sadece yüzde 24’tür.

Mevcut dünya düzeninin bir başka önemli sorunu ise iklim değişikliği nedeni ile giderek etkisini artırmakta olan su kıtlığı sorunudur. Suyun ikamesi yoktur ve susuz yaşam olanaklı değildir. UNICEF’e göre, günümüzde 2 milyardan fazla insan su kıtlığının olduğu ülkelerde yaşamaktadır. 2030 yılından önce 700 milyon insan su kıtlığı nedeni ile yaşadıkları yerlerden göç edeceklerdir. 2040 yılından önce ise dünyada yaşayan her 4 çocuktan 1’i, aşırı su sıkıntısının olduğu yerlerde yaşayacaktır.

Yoksul insanların çoğu aynı zamanda su kıtlığı yaşayan insanlardır. Yoksulluk ve su kıtlığı giderek artan küresel göçlere neden olmaktadır. Güneydeki sömürülen ülkelerde su sıkıntısı içinde yaşayan yoksul insanlar, iklim krizinin giderek artan etkisi ile sömüren kuzeydeki ülkelerin topraklarını işgal etmeye başlamıştır. Bu gelişmenin jeopolitik etkisi, kuzey ülkelerinde sarsıcı olmaktadır.

YANIT ARANAN SORU

Özünde, dönüşüm arzusu içindeki dünyada, yanıt bekleyen önemli soru şudur: Mevcut dünya düzenini reformlarla iyileştirerek, yoksullukla, gelir dağılımında adaletsizlikle, iklim krizi ile mücadele etmek; uluslararası ilişkilerde ve temsilde adaleti, barışı sağlamak, savaşları önlemek, küresel kalkınmayı gerçekleştirmek olanaklı mıdır? Yoksa, bütün bunlar için kurumları ile birlikte farklı ve yeni bir dünya düzeni mi gereklidir?

Değişen küresel güç dengeleri ile kritik ve özel coğrafi konumu nedeniyle ülkemizde, “Türkiye yüzünü Batı’ya mı yoksa Doğu’ya mı dönmelidir” tartışmaları başlamıştır. Bu tartışmalar doğru jeopolitik ekseni bulmak için yararlıdır. En önemlisi ise Türkiye’nin güçlü ve istikrarlı iç cepheye sahip olmadan bu küresel dönüşümü karşılamasının olanaklı olmadığını anlamasıdır.

NEJAT ESLEN

EMEKLİ TUĞGENERAL

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025