Çiğdem Toker

Kişiye özel elbise

10 Temmuz 2018 Salı

Hemen kendini gösterdi: Resmi adı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olsa da karşımıza çıkarılan, mevcut sistemi darmadağın ederek gelen, kişiye özel bir “elbise”dir.

TBMM kürsüsünde okuduğu metinde “laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalma” yemini de eden Cumhurbaşkanı Erdoğan için, bu yeminden sadece bir saat sonraki Saray töreninde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş tarafından göreve başlama duası edildi.

Hitabına noktayı koyar koymaz, Erbaş’ın özel takdimle gelişi “spontane” bir gelişme olmayacağına göre, “Allah’tan muvaffakiyet ihsanı ve nusret lütfu” istenen, bir bölümü Arapça zikredilen dua töreninin “laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalmak” la ilgisini nasıl kursak?

Kuramayız.

Törenlerin ikinci gösterdiği:

Erdoğan’ın konuşma metni, hitabet ve okuma hâkimiyeti bakımından sorunsuzdu: Tek adam rejimini, “yeni bir başlangıç” diye sunabilmek adına Edip Cansever’e dahi kapılarını açan bir konuşma metnindeki motivasyon, Erdoğan’ın “başarı” tablosundaki ana yapıtaşlarından olan pragmatizmin ipucu değildir de nedir?

Tam da bu nedenle şu dizeleri söyleriz biz de :

“Dağılmış pazaryerlerine benziyor şimdi istasyonlar/ Ve dağılmış pazaryerlerine memleket/ Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile ” ...dir.

Hitabet güçlü olsa da içerik zayıftı: Alayı valayla gelen sistemin nasıl çalışacağına, bu sistemin neden çok iyi olacağının, nasıl daha fazla büyüme sağlanacağının hiçbir emaresi yoktu.

Ve eğer gerçekten “Gönül sınırlarının hududu yok” idiyse, daha dün kamu görevinden ihraç edilip çoluk çocuğuyla ortada kalan 18 bin 632 kişi bu sınırların neresinde durmaktaydı? Ya Çorlu’da ihmal yüzünden devrilen trende yaşamını yitirenlerin defnedildiği gün, güllerle donatılmış makam araçlarının tören geçişinde, 101 pare top atışında buluşmak nasıl bir zenginlikti?

Erdoğan, yemininden farklı olarak konuşmasında hukuk devleti de vaat etmedi.

Kimsenin, hem de “herhangi bir sebeple” dışlanmadığı, ötekileştirilmediğini bu dönemlerin sona erdiğini dinlerken, bir an “galiba başka bir ülkede yaşıyoruz” dememek zordu.

Yönetsel yapının hallaç pamuğu gibi atıldığı, bürokratik yapının gelenekleriyle birlikte dağıtıldığı, sistem çarklarının nasıl işleyeceğinin belirsiz olduğu, Merkez Bankası yönetimi ve politikalarında aranan ölçülerin değiştirildiği bir düzende, vaat edilen büyümenin nasıl güçlendirileceğini merakla bekleyeceğiz. Beklerken daha da yoksullaşmazsak iyi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları