Emperyalist saldırganlara açık vermek, şekildeki gibidir...
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Emperyalist saldırganlara açık vermek, şekildeki gibidir...

27.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Dünya düzeni tarihöncesinden günümüze büyük balığın küçük balığı yutması ve güçlünün zayıftan beslenmesi üzerine kurulmuş; bu haksız düzene doğanın döngüsüne uygun ilerlediği için “denge” bile denilmiştir!
Jeopolitik aktörler ve faktörler de bu dengeye uyar; bazen en güçlüler de birbirine saldırır, bazıları kendilerini ilgilendirmeyecek kadar küçük balıkları ya da alıkları, parazitlerini temizlesin diye yanında yüzdürüp hayatta bırakır!
Cephelerin ideolojik farklılığı, bu işleyişi değiştirmiyor.
Emperyalizm, salt kapitalist güçlülerin yayılma ve hükmetme ihtirası değil. ABD ve İngiltere, elbette kapitalist emperyalizmin en arsız ve şımarık kodamanları. Daha bir yüzyıl öncesine kadar sömürgeci Avrupa ülkeleri ve emperyalist olayım derken emperyalistlerden dayak yiyen Almanya bile hâlâ emperyalist reflekslere sahip çakallar. Ama komünist SSCB de bir çeşit imparatorluk ve bal gibi emperyalist idi: Afganistan’da dişlerini kırana kadar, etki ve yetki sahasındaki Macaristan’da, Çekoslovakya’da ayrılık isyanlarını nasıl kanla bastırdığını, diğerlerine zorla hükmettiğini pekâlâ biliriz...
Kapitalizmi benimseyen Rusya’nın gölgesinden çıkmak isteyen Ukrayna’ya “güle güle kardeş” diye el sallamadığını yaşayarak görüyoruz.
Keza küreselleşmeden en kazançlı çıkan büyük güç, Çin Halk Cumhuriyeti de günümüzde emperyalist emellerini gerçekleştirmek yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Gönlümüz o ya da bu güçten yana olabilir. Ama vicdan, inanç ya da duygularımız; güçlünün ideolojisi ne olursa olsun idealinin daima emperyalist olacağı gerçeğini değiştirmez.

***

Emperyalizmin ağababası ABD’yi yenen ve hâlâ teslim olmayan Küba, elbette başımızın tacıdır.
ABD’nin dolaylı sömürgesi saydığı Güney Amerika’da hiçbir ülke Küba’nın başarısını gösteremedi, boyunduruğundan kurtulamadı.
Şili’de Allende’nin nasıl devrildiğini ve öldürüldüğünü bilen bizler, dünyanın en büyük petrol rezervine sahip Venezüella, Amerikan petrol şirketlerini kapı dışarı edip rezervlerini kamulaştırınca umutlandık, Hugo Chavez’i bağrımıza bastık. Ama Chavez’i zaten Venezüella halkı da bağrına bastığı için kafa tutabiliyordu ABD’ye.
Nicolas Maduro için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Liseyi bile bitirmemiş bir otobüs şoförü için gerçekten şaşırtıcı kariyer yapan Maduro; ABD’nin ezmek için elinden geleni ardına koymayacağı çok belli bir mücadele sürecini doğru yönetemediği gibi Chavez’in ülkeye kazandırdığı tüm artıları ve hatta bağımsızlığı çarçur etti. ABD’den kopardığı kayışını, Rusya’nın, Çin’in eline verdi. Kamulaştırılan petrol kuyularının yüzde 60’ını Çinlilere sattı. Ama yeni efendileri, Venezüella’yı besleyemediler.
Gelirinin yüzde 96’sını petrolden sağlayan Venezüella, Amerikan manevralarının sonucu varil fiyatlarının düşüşüyle ezildi. Kişi başına GSMH, beş yılda yüzde 45 eridi. Ülke ekonomisi yüzde 15 küçüldü ve enflasyon yüzde 13 bin 800’e ulaştı.
Bugün Venezüella’da asgari ücret, bir kutu süt tozu almaya yetiyor. Elektrik kesiliyor, ilaç yok, her şey eksik. 3 milyon kişi ülkeden göç etti. Kalanlar aç, yiyecek bulamıyor ve üç üniversitenin ortak araştırmasına göre, Venezüellalılar 2016’da 6 kg, 2018’de ise ortalama 11 kg zayıflamışlar...

***

Parlamenter çoğunluğu zaten 2015 yılında kaybeden Maduro, 2017’de oy karşılığı para dağıttığı sabit, hileli seçimlerle yeniden başkan oldu. Muhaliflere inanılmaz baskı ve şiddet uyguladı.
Maduro’nun yerine kendisini geçici başkan ilan eden Juan Guaido, muhalefet lideri ve meclis başkanı. Venezüella’da parlamenter bir isyan yaşanıyor. Meclis çoğunluğu başkaldırdı.
Emperyalist ABD ve müttefiklerinin Guaido’nun meşruiyetini hemen tanıması, hatta ABD’nin olası bir askeri müdahalesini onaylamak elbette mümkün değil. Aç ve perişan Venezüella halkı, sorumlu ya da kurban Maduro’ya belki bir süre daha sahip çıkar, ama ne zamana kadar?
Kapitalist emperyalizm, son yirmi beş yılda Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye “diktatörlük” suçlaması ve “demokrasi” vaadiyle saldırıp mahvetti. Venezüella’da “hileli seçimler” ilk kez bir hükümeti gayri meşru ilan gerekçesi olarak kullanılıyor ve belki de işgaline yol açacak.
Küresel ekonomi, enerji hammaddelerinde mülkiyet hakkını adeta ortadan kaldırdı, kimseye “benim petrolüm, benim gazım, istediğimi yaparım” dedirtmiyor.
Türkiye’nin çok dikkat etmesinde yarar var: Herkesin herkesten her şeyi alıp sattığı yeni dünya düzeninde, herkes herkesin hükümetini de düşürüp kaldırmaya cüret edebiliyor. Ekonomik anlamda dışa bağımlı bir ülke, siyasal anlamda da bağımlı oluyor. Dış müdahaleler, küreselleşmenin yan vuruşları.
Suriye’de Esad’ı devirmeye çalışıp, Venezüella’da Maduro’ya arka çıkan AKP iktidarı; her alanda dışa bağımlı kıldığı Türkiye’yi demokrasi yoksunluğuyla zayıflatarak, küreselleşmenin bu yan vuruşlarına açık hale getiriyor.  

Yazarın Son Yazıları

Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025