Bilgi toplumu ve gazeteler
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Bilgi toplumu ve gazeteler

30.01.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Gazeteler günümüz için olduğu kadar, geçmişimizi anlama ve iyi değerlendirmek için olmazsa olmaz, birincil derecede önemli kaynaklardır.

Yaşadığımız çağın diğer çağlardan ve toplumlardan farklı özellikleri nelerdir? Öncelikle bunları tanımlamamız gerekir. “Bilgi toplumu” diye adlandırılan çağımız, 1950’li yıllarda başlamıştır. Bu dönemde ileri ülkeler endüstri toplumu çağını tamamlamış, post-endüstriyel çağına girmiştir. İletişim teknolojisinde gerçekleşen gelişmeler sonucunda da bilgi toplumuna geçilmiştir. Bilgi toplumu olarak adlandırılan bu çağın en büyük özelliği ise “bilginin toplanması, düzenlenmesi ve hızlı yayımı” için yeni imkânların ortaya çıkması olmuştur. (Bell, Daniel, Coming of Industrial Society)
Bu çağın aslında “teknoloji çağı” olarak adlandırılması daha uygun olur kanısındayım. Evet, bilginin yayılması, yaygınlaşması ve en çabuk biçimde gerekli kişilere/yerlere iletilmesi, iletişim teknolojisi alanında gerçekleşen gelişmeler sonucu mümkün olmuştur.

Bilginin denetimi
Bilgi toplumu, bilginin ilk kez denetim altına alınmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu aşama yüzyıllar önce, kütüphanecilikte bir devrim yaratmış olan İskenderiye Kütüphanesi’nin kütüphanecisi Callimachus tarafından başlatılmıştır. MÖ 3. yüzyıl ortalarında, Callimachus ilk kez kütüphanesindeki ruloları konularına göre sınıflandırarak bir katalog hazırlamıştır. Callimachus bilgiyi önce genel ana konulara, sonra ana konuları daha alt konulara ayırmış, sınıflandırmış, bilgiye hiyerarşik bir düzen getirmiştir. Hatta zaman zaman belgeleri ana konular altında kronolojik veya alfabetik biçimde sıralamıştır. İskenderiye Kütüphanesi’nde 500 bin ila 700 bin kitap olduğu sanılmaktadır ve bu bağlamda böyle bir sınıflandırma sistemi uygulamasının boyutlarını tahmin etmek de güç olmasa gerekir. Bugün “bilgi yönetimi” alanında benzer uygulamalar bazı değişikliklere uğrayarak, üstüne teknolojinin getirdiği olanaklar eklenerek bir bakıma insanlığı bilgi çağına taşımanın öncülüğünü yapmıştır.
Bugün de her kütüphanede uygulanan işlemler kitapları öncelikle konularına göre sınıflamaktır: 1876’dan bu yana Dewey Onlu Sistemi veya 20. yüzyılın başlarından bu yana Kongre Kütüphanesi Sınıflama Sistemi’ni kullanılarak, bilgi hiyerarşik biçimde düzenlenmektedir. Bu sistemlerin hepsi için amaç, akademisyen, araştırıcı, uygulayıcı, gazeteci, yazar vb. olmak üzere, her kesimden okurların bilgiye en kolay ve çabuk biçimde erişebilmelerini sağlamaktır.

Bilginin yönetimi
Gelecek, “bilginin yönetimi ve yayılımı ve kullanımı” üzerine kurulacak ve yapılandırılacaktır. Kendi bilgilerini denetim altına alan ülkeler, dünyayı şekillendirecek gelişmiş, öncü ülkeler konumunda olacaklardır. Önümüzdeki yüzyılların en iyi meslekleri arasında gösterilen sosyal medya yöneticiliği, web geliştiriciliği, veri analistliği ve içerik yöneticiliği, gerçekte bilgi-belge yönetimi içinde yer alan mesleklerdir. (Herkese Bilim Teknoloji; 20.04.2018). Bilgi-belge yöneticiliği temelde “İçerik Yöneticisi” (Content Management) olarak değerlendirilmelidir! Teknoloji değişik alanlarda olduğu gibi, bilgi yönetiminde de işlemleri kolaylaştırır, çabuk erişimi sağlar, ancak içerik analizi yapmaz.

Gazete arşivleri
Arşivler genelde kütüphanelerden farklı olarak daha değişik yayın / format türleri içerir: raporlar, kupürler, kurumsal bilgi ve belgeler, istatistik veriler, fotoğraflar, yazışmalar-mektuplar, yasal basılı belgelerin yanı sıra mikrofilm, mikrofiş, disk / disket, bilgisayar vb. farklı ortamlarda bulunan bilgiler de bulunur. Bunların raflarda düzenlenmeleri farklı materyallere ayrılan farklı bölümlerde, kendi aralarında sıralanarak yapılır. Kurumun içinde konulara göre saptanmış olan anahtar sözcük dizinleri oluşturulur; bu listelerde yer alan anahtar sözcükler değişik formatlarda kayıtlı bilgilerin tümüne aynen uygulanır. Bu şekilde aranan konu ister kupür ister fotoğraf olsun ya da bilgisayarda yüklü olsun, tek bir konu başlığı ile aranır ve erişim sağlanır.
Çalışma ortamında gazete arşivlerinde önemli bir farklılık da bilgi ve belgelere erişimin en çabuk biçimde yapılabilmesidir; son dakikada bir yeni bilgiye, habere veya bir fotoğrafa gereksinim duyulabilir, zamanlama çok önemlidir. Gazeteler bilgi üreten ve bilgi satan işletmelerdir ve bu nedenle hem güncel ve haber nitelikli ham bilgiler hem de geçmişe dayalı bilgi ve belgeler arşivlerde saklanmalıdır. Eğer gazete bilgi merkezleri işlevlerini etkin olarak yerine getirebilirlerse, gazetenin kalitesini geliştirmekte de önemli bir rol oynarlar. Örneğin, haberlerin en doğru ve eksiksiz biçimde verilmesi için gerekli bilgileri sağlamak, uygun fotoğrafları yazarlara ve editörlere sunabilmek, bir gazetenin kalitesini geliştirmek için önemli faktörler sayılır.
Gazetelerde genel olarak yer alan konuları üst başlıklara ayırırsak, aşağı yukarı şu konuların işlendiğini görürüz: Güncel olaylar, ülke ve dünya gündemi, fikir yazıları, köşe yazıları, ekonomi-finans, eğitim, politika, dış ilişkiler, teknoloji, sağlık, kültür-sanat-sinema, seyahat, magazin, spor vb. Bu başlıkların her biri “taksonomi” diye adlandırılan üst konuyu gösterir. Bunların dışında gazetelerde yer alan özel adlar da farklı taksonomi bölümleri oluşturur; bunlar da şu şekilde sıralanabilir: Yerli-yabancı şirket adları, resmi ve uluslararası kurumlar, ilanlar, anketler, ölüm ilanları, hava durumu, astroloji, biyografiler, kitaplar ve her yıl tekrarlanan olaylardır (bayramlar, festivaller, anma günleri vb.). Özel adların hatalı yazılmaması bilgiye erişim bakımından çok önemlidir.

Gazete belge-bilgi
Gazetede yer alan genel konuları üst başlıklara ayırdıktan sonra, kesin ve belirgin bir şekilde anahtar sözcüklerle tanımlamak ve bunları alfabetik düzen içinde sabitleştirmek çok önemlidir. Böylece, günlük gazetelerin içerdiği konular için kurumsal bilgisayar ortamında ya da internette olsun, bir veritabanı oluşturulur.
Gazete bilgi-belge merkezleri, aynı zamanda içinde bulundukları ülkenin de beynini ve kimliğini oluştururlar. Yerel veya ulusal kapsamda, olayları kayıt altına alır, halkı günü gününe bilgilendirir, ama daha önemlisi de tarihini güncellik üzerinden en doğru biçimde yansıtır. Buna örnek olarak verilecek bir gazete arşivi, New York Times indeksidir. Gazetenin başlangıç tarihinde, 1851 yılında bir deftere önce elle yazılarak başlamış olup 2008 yılına kadar basılı olarak yayımlanmıştır; 2013’ten bu yana internet ortamında yer almaktadır.
Değişik ülkeler bilgi ve belgelerine değerli mülkleri olarak sahip çıkmaktadırlar.

Ülkemizdeki durum
Burada önce düşünmemiz gereken, kendi bilgilerimizin sahibi miyiz, sorusudur. Eski süreli yayınları, dergileri başlangıç yıllarına geri gidip tarama yapabiliyor muyuz? Cevabımız olumsuzsa, o zaman biz tarihimizi başka ülkelerin indekslenmiş kaynaklarından yararlanarak mı yorumlayacağız? Gazetelerin eski sayıları elde olmadan nasıl tarih yazılır? Yıllar önce olaylara nasıl tepki verilmiş, sorunlar nasıl çözülmüş, halkın tepkisi ne olmuş, yorumlar neymiş, tüm bunları kitaplarda bulmak olası değildir. Tarih yazarları geçmiş zamanın gazetelerine başvurmadan kitap yazamazlar; gazeteler günümüz için olduğu kadar, geçmişimizi anlama ve iyi değerlendirmek için olmazsa olmaz birincil derecede önemli kaynaklardır.

Meral Alakuş 

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025