Yeni havalimanımız, spor kompleksi mi yoksa korku tüneli mi?

Yeni havalimanımız, spor kompleksi mi yoksa korku tüneli mi?

16.05.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Kiev’e giderken İstanbul Havalimanı’nı ilk defa kullandım. Ebatlar ve görkemli mağazalar ve iç mimari oyunlardan önce etkileniyorsunuz. Hatta Batı için kullanmaya alışık olduğumuz “adamlar yapmış ya” sözlerini hatırlıyorsunuz! Ama fazla heyecanlanmayın! Öncelikle, normal hayatınızda bayağı spor yapıyor olmanız lazım, yoksa uçaklara yetişemezsiniz! Dev bir alana dev tavanlı dev bir havalimanı yapmışlar. Fakat zaman faktörünü, kaç adım atılması gerektiğini, uçak kaçırma riskini, bunun gibi onlarcasını es geçmişler! Bu havalimanının tek tanımlaması var: Türkiye’nin en havalı alışveriş ve fitness merkezi!
O gün, şaşkınlıktan güvenlik kontrolünde iPadimi bırakmışım. Uçağa 30 dakika kala fark edince umutsuz bir maratona giriştim ve bir polisin desteğiyle şaşırtıcı bir şekilde nefes nefese cihazıma kavuştum. Sonra çılgın bir koşu daha başladı uçağa yetişmek için, elimde çantalar, torbalar komedi filmlik sahnelerle! Net yarım litre terledikten sonra uçağa giren son 2-3 kişiden biriydim.
Dönüş, daha da dramatikti! Aklınız varsa gidecekseniz gidin, ama şimdilik dönmeyin! Bir kere uçak indikten sonra “taksi” hareketi, neredeyse şehirlerarası otobüs seferine dönüşüyor! El âlem de dev havalimanları yapıyor ama değişik bölümleri arasında metro gibi raylı iç ulaşım sistemleri ekliyorlar! Kimse insanlardan maratoncu, 100 metreci, halterci olmasını beklemiyor! Bizimkinin mimarları, eli paketlerle ve çantalarla dolu insanların, yaşlıların, üç çocuklu annelerin, hastaların, 30 saatlik bir uçuştan dönenlerin, ezcümle herkesin biyonik insan olmasını bekliyor! Uçaktan pasaport kontrolüne sizi taşıyacak yürüyen merdivenlere ulaşmak için Beşiktaş-Maltepe arası kadar bir yürüyüşe geçiyorsunuz! Pasaporttan valize ulaşmak için mesafeler daha insaflı: Beşiktaş-Taksim arası kadar! Pistlerin, alanın batı kısmına yapılmış olmasının bu mantıksızlıkta payı var! Nihayet valizlerime ulaştığımda, iki parça eşyamın boynu bükük ve yalnızlık içinde beni sonuncu olarak beklediklerini gördüm! Ayrıca sizi almak için bekleyen bir araba varsa normal zemin kattan çıkamıyorsunuz. Eksi 2. katta, 17 no’lu kapıdan çıkmanız söylenmişse vay halinize! Çünkü iç ve dış 17 numaralar arasında tahmini 100 metre var!
Dünyanın en maliyetli havalimanını yaparken bu havaalanı içi “shuttle” ulaşımını bu mimarlara hatırlatan biri çıkamadı mı? Yoksa nasıl olsa iktidarın ağır topları bu mesafeyi kat etmeyeceğine göre, “Irgat halkımız zaten dayanıklıdır, boş ver, kaderidir” mi dendi?
Havaalanının işletmesini ise, bu konuda hiçbir deneyimi olmayan 5 ortaklı İGA üstlenmişti.
Bu arada geliş-gidiş bitmek bilmeyen paralı otobandan gerçekleşiyor. Artık sahil yolundan deniz havası alarak yol alma sevdalarını unutun! Metro da henüz olmadığı için, “isimsiz” Havalimanı’na ulaşmanın zaman karşılığı büyük! Yani “6 saat önce yola çıkma” devri başladı!

Hangi risk faktörleri konuşuluyor?
Hangisinden başlayalım? Terkos Gölü’nü doğal mola durakları olarak gören kuşların göç yolu olmasının getirdiği ürkütücü dezavantajlardan mı? Bu tatlı hayvanlara karşı düşünüldüğü söylenen manyetik dalgalar yayma saldırısından mı?
Yoksa pistlerin kuzeybatı rüzgârı olan poyrazı, yanlış konumlandırma nedeniyle yandan alıyor olmasından mı? Atatürk Havalimanı’na kıyasla sisli havada görüş mesafesinin belki 50 misli daha az olmasından mı? Görüş mesafesi sıfır bile olsa iniş sağlayacak sistemlerde evdeki hesapların “Murphy Kanunları”na takılma riskinden mi? Havalimanının üzerine oturduğu toprağın güvenilir olamamasından mı? İhaleyi alan firmanın projesinde yer alandan farklı olarak kot dolgusu 30 metre kadar düşürülmüş. Bu fark nedeniyle 1.3 milyar dolarlık da haksız kazanç sağlandığının söylenmesi ve havaalanı zemininin böylece riskli ve tartışılır hale gelmesinden mi?
Bu makalede gördükleriniz her yerde konuşulan konulardan bazıları. Bu arada, “sonbaharda hava şartları zorlayınca üst üste sis ve rüzgâr rötarları devreye girince eski havalimanına taşınmaya mecbur kalacaklar” diyenler ne kadar haklı, ben bilemem. Ama bunların konuşuluyor olması bile son derece sinir bozucu. Mimarlar Odası’ndan aldığım bir bilgi, Prof. Doğan Kantarcı’nın raporu hakkında... Atatürk Havalimanı üstünde oluşan ısı tabakasını rüzgârlar Marmara Denizi’ne doğru iterken, 3. havalimanı üstünde oluşacak yoğun ısı tabakası, kuzey rüzgârları tarafından direkt kente doğru savrulacakmış. Bunun da kuşkusuz insan sağlığına karşı birçok tehlikesinden söz ediliyor.
İktidara tavsiye: Aceleci ve fevri kararlarla, şu-bu tarihe yetişecek diye zorlamalarla havalimanını bütün bu aksaklıklar ve riskler çerçevesinde zoraki bir şekilde açtınız. Umuyorum ki, sonbaharda karşımıza çıkacağı söylenen bütün olumsuz hava şartları ve uçuş sahası güvenlik koşulları, ne uçaklarımıza söylenildiği kadar risk getirir ne de havalimanını kullanılamaz hale dönüştürür. Ama size sade vatandaş sorumluluğu ile bir tavsiye iletmek istiyorum: Sakın hınç almak istercesine Atatürk Havalimanı’nı yok etmeye veya göstermelik kargo terminaline dönüştürmeye kalkışmayın. Çünkü Allah korusun kötü olaylar yaşanırsa, daha sonra resmen havada asılı kalırsınız! Dünya metropolü İstanbul’u Sabiha Gökçen dışında Esenler Otogarı’ndan ulaşımını gerçekleştirmeye zorlanmış hale düşürürsünüz!
Uzun lafın kısası, büyük bir telaş içinde Atatürk isminden sanki bir saniye önce kurtulmak istenircesine (!) her türlü hazırlıksızlık ile girişilen bu havalimanı içinde, siz bu satırları okurken, ben Fenerli ve Efesli kardeşlerimle İspanya istikametine doğru çıktığımız umuda yolculuk için, yine maraton koşusunda terliyor olacağım... Deniz yoluyla dönmeyi tasarlıyorum.

Yazarın Son Yazıları

Hangi hatalar zinciri bu uçurumu hazırladı?

İnsanlarımız şaşkın.

Devamını Oku
11.12.2025
CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025