Terapi...

20 Mayıs 2019 Pazartesi

İstanbul seçimleri bir anlamda bir “psikoloji deneyi” oldu.
AKP ve başkanının 17 yıl boyunca sürdükleri “ne pahasına olursa olsun kazanırız” taktiği “toplumsal depresyon” yaratmıştı.
Bu olumsuz etkinin izleri günümüzde de henüz ortadan kalkmış değil.
Bunlar gitmezler.
Bunlar vermezler, gör bak.
Bunlar vazgeçmezler. Ne yapar eder alırlar.
Bu psikolojik kısırdöngüye ben çok dikkat çektim.
Çünkü, bu “öğrenilmiş çaresizlik”, psikolojik teslimiyetin kabul edilmesidir.
Ekrem İmamoğlu işte bu kısır döngüyü kırdı.
İçinden gelen “pozitif enerji” ile samimiyetle, halkla yakın ilişki kurarak, onlardan oy değil sevgi isteyerek kalpleri kazandı.
Ekrem İmamoğlu Etkisi” adını vereceğim bu sosyal etki, ülkemizin psikoloji tarihine geçecek değerdedir.
Bu etki Belediye Başkanlığı’nı da geçmiştir, CHP’yi de aşmıştır, kendine özgü sosyal bir etkidir.
Ekrem İmamoğlu bir “pozitif psikolog” olarak toplumsal korkuyu, yaygın depresyonu, umutsuzluğu terapik olarak ortadan kaldırmıştır.
Her Şey Çok Güzel Olacak” mottosu bir anda bütün toplumu sarmış, rakipleri ne yapacağını şaşırmıştır.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü samimiyet çalınamaz.

Samimiyeti çalamazsınız...
Samimiyeti çalamazsınız.
Samimiyeti taklit edemezsiniz.
Samimiyeti kopya çekemezsiniz.
AKP’nin başkanı da, adayı da inanmadığı şeyleri söylüyorlar.
Oylarımızı çaldılar” diyorlar, yalan.
Seçimlere hile karıştı” diyorlar, yalan.
Yalan söylediklerini en iyi kendileri biliyorlar.
Onun için de dilleri bir şey söylüyor, gözleri başka yöne bakıyor.
Samimi değiller ve samimiyete yenildiler.
Kendi içlerindeki kötülüklerin kurbanı oldular.
İnandıklarını söyledikleri zaman ikna ediyorlardı.
Şimdi, inanmadıkları şeyleri söylüyorlar ve ikna edemiyorlar.
Bunu gördükleri için hırçınlar, işi kavgaya döküyorlar.
Yararı yok. Kavga ile kazanamazsınız.

Atatürk nasıl kazandı?
Atatürk, pozitif psikoloji ile kazandı.
Martin Seligman’nı biliyor muydu, bilmiyorum.
Seligman, pozitif psikolojiyi kuranlardan.
Olumlu düşünceler, olumlu duygular, karara dönen umutlar, öngörü. Kazanmak için kendini adayan kişilik.
Atatürk kazandı, çünkü asla vazgeçmedi.
Kazandı, çünkü “bunlar gitmez” demedi. “Geldikleri gibi giderler” dedi.
Kazandı, çünkü “bunlar vermez” demedi. “Biz alırız ve alacağız” dedi.
Kazandı, çünkü “bunlar vazgeçmezler” demedi. “Biz vazgeçmeyiz” dedi.
Kazandı, çünkü inandığını söyledi, inandığını yaptı, inandığını paylaştı.
İnandığı da öğrendiği idi, bildiği idi, tarihte gördüğü idi.
İnandığı, yaşadıkları idi. Boş inanç değildi, hurafeler değildi.
İnandığını bildi. Bildiğine inandı.
Aydınlanma ve Rönesans gerçeklerinin geleceğini gördü.
Atatürk böyle kazandı.
Ekrem İmamoğlu da böyle kazanıyor, bizimle kazanıyor, bizimle paylaşıyor, bütün toplumu kucaklıyor, ayrım yapmıyor, seviyor, gülüyor, geleceğe yapıcılıkla bakıyor.
Ekrem İmamoğlu bu toplumun pozitif terapisti oldu.
Merak etmeyin, çalışın ve asla vazgeçmeyin.
HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ben başkan olamazsam? 11 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları