Açıkta kalmak korkusu...

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Değerli arkadaşımız Figen Atalay, üniversiteye girecek adaylara rehberlik edecek Cumhuriyet gazetemiz ekinde “tercihler” konusunu işledi.
Tercihler”, alan seçimi, meslek seçimi gibi çok önemli konularda adayların önündeki seçeneklerde karar vermesi demek.
Uzmanlar bu kararı verecek adaylara, aldığınız puana bakarak “açıkta kalma korkusu” ile karar vermeyin, “istediğiniz ve en iyi yapacağınız mesleği seçin” diyorlar.
Diyorlar da, demesi kolay, yapması zor türünden bir öneri bu.
Açıkta kalma korkusu.”
Aslında bu korku sadece öğrencilerin değil, toplum içinde yaşayan herkesin korkusu değil mi?
Gelin, birlikte düşünelim.

***

Çalıştığı yerde, yanı başındaki arkadaşına yapılan haksızlığı görmezden gelen kişinin davranış nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Eğer bu haksızlığa karşı çıkarsa işini kaybetmekten korktuğu için sessiz kalmıyor mu?
Çocuğunu döverken bir şey yapamamanın ezikliğini duyan annenin, bu zalim babaya ses çıkarmamasının nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
İşinden atılan sendika temsilcisinin uğradığı haksızlığa sessiz kalan işçinin benzer davranışı bu nedenle değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Bir toplumda açıkça yapılan haksızlıklara, işten atılmalara, hapse atılmalara mırıldanmakla yetinen insanların tutukluğunun nedeni bu değil midir?
Açıkta kalma korkusu.
Bu korku nedeniyle insanlar sürüleşmiyor mu?
Bu korku nedeniyle zorbalar hükümlerini sürdürmüyor mu?
Bu korku nedeniyle toplumlar otokratik yönetimlere sürüklenmiyor mu?
Aman, açıkta kalmayayım.
Aman, işimden olmayayım.
Aman, görevimden olmayayım.
Aman, rahatım kaçmasın.
Aman, çıkarım bozulmasın.
Bu korkular değil midir insanların başının belasının, toplum ahlakının çöküşünün asıl nedeni?
Ama bunlar dile getirilmez.
Dile getirilmez de, başka mazeretlerin arkasına sığınılır.
“O da dilini tutuverseydi canım.”
“Durup dururken insana bir şey yapmazlar ki.”
“Ben de üzüldüm ama.”
“İnsan kendi işine bakmalı, zamanlar böyle.”
“Söyleseydim de bir şey değişmeyecekti ki.”
Mazeretler çoktur.
Kaçışlar, viraj alışlar, U dönüşleri.
Açıkta kalma korkusu.
Korku kadar insan melekelerini felç eden bir duygu yoktur.

***

Korkumuza teslim mi olalım?
Korkumuzun engellerinin önünde duralım mı?
Korkularımızı yenmenin yolu nedir?
Bunun yolu, kaybetmeyi göze almaktır.
Bir yıl kaybetmeyi göze alırsanız, yanlış tercihe teslim olmazsınız. O bir yılı kayıp değil, kazanç yapabilirsiniz. Örnekleri vardır.
İşinden haksız yere atılan arkadaşınızı savunursanız, işinizden olursunuz ama özsaygınız devam eder. Yeni bir iş bulma olasılığınız her zaman vardır.
Bir şeyi kaybetmek her zaman acı verir, üzüntü verir.
Ama, onsuz da olabilmenin ne olduğunu öğretir.
Bir şeyi kaybettiğiniz zaman, onu neden kaybettiğinizi anlamak en büyük kazancınızdır.
Öyle şeyler vardır ki, kazanan kaybeder.
Kaybeden kazanır. Öyle şeyler vardır.
Siz, bir kayıpta sizde ne kaldığına bakın.
Özsaygınız kalsın. Özdeğeriniz kalsın. Özgüveniniz kalsın.
Kazançlısınız. Bunu bilin yeter...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları