‘Reklam Arası Bayan’ın Beyanı..

20 Ocak 2015 Salı

Bizde “köşe” her gün yazmak demektir.
Haftanın 6 hatta 7 günü yazmayana, okuru biraz “amatör” gözüyle bakıyor.
Batı’da ise her gün yazmak, tebrik edilesi bir gayretkeşlik diye görülüyor.
Önde gelen hiçbir Batı gazetesinde her gün yazı yazmak diye bir etkinlik yok.
Bizde ise her gün yazmak artık yetmiyor.
Saat başı, hatta maç nakleder gibi dursuz duraksız 7/24 yazmak gerekiyor.
İktidarı ele geçirenlerin tarifsiz küstahlıkları, sergilenen akıl almaz soygun ve rant sahnelerini yansıtmaya, yorumlamaya değil sütunlar, günler bile yetmiyor.
Sırtını iktidara dayayan ister vekil olsun ister asil, ister bay ister bayan, trajikomik bir yarış içinde:
Çok afedersiniz, bir tür halkı eşek yerine koyma yarışı!
(Bu yarışa, kendisini iktidara hazırlamak için mi nedir, seyrek de olsa muhalefet de katılıyor. O da hüzünlü bir bahsi diğer!)
Şu “Reklam Arası Bayan”ın arsızlığına bakar mısınız?
“Asıl film başlamadı. 90 yıllık reklam arası bitiyor!” dedi.
Meğer asıl işi siyaset değil ticaret imiş!
Reklam üzerinden kendini ifade etmesi doğal.
Meclis’te uyuklarken resmi çekilen AKP’li o bay vekil de, resmi çeken hanım gazeteciye “Ben de senin bacak arasını çeksem..” demişti.
Ar hayâ, adap edep edebiyatına verdiği önemle tanınan Tayyip Bey’in kıyamet kopartacağını sanmıştık...
Üç ay sonra gelen usulen bir “uyarı” cezası verdiler.
Bacak arasından, reklam arasına geldik...
AKP’li bayan vekil belediyelerle kurduğu “paralel ilişki” sayesinden sessiz sedasız yürüttüğü “lale vurgunu” yetmezmiş gibi, çıkıp bir de de Cumhuriyet düşmanlığı yapıyor.
Çünkü, hem bahar yaklaşıyor, hem de seçim!
Liderliğin gözünde Cumhuriyete küfretmenin prim yaptığını iyi biliyor. Seçildiğinden bu yana TBMM’de sadece 2 kez kürsüye çıkmış.
Yemini de sayarsak 3...
Ama yemini saymak gerekmez.
Çünkü “reklam arasında” edilmiş yemin yok hükmünde olmalı!
Adaletin kırıntısından söz edilecekse o bayanın milletvekili andı yok sayılmalı, bugüne dek aldığı ödenek ve yollukların iadesi istenmeli.
Sattığı milyonlarca liralık lalenin kârı ile idare etsin. Milletvekili maaşını da “asıl film başlayınca” tahakkuk etsin.
Bu laleci “reklam arası bayan”ın Cumhuriyet ile ilgili beyanından ne Cumhur’un Başkanı olmakla övünen Tayyip Bey’den ne de Bakanların Başı’ndan çıt çıkmıyor.
Hâşâ lalelerden pay aldıkları için değil, reklam arası bayanın beyanlarından keyif aldıkları için!
Bize düşen Büyük Bibi’nin bedduasına amin demektir:
“Hay Osmanlı’nın mezar taşları topunuzun başına yağsın!”

Külliyen Külli-ye
Dün Kaçak Saray salonlarında fiilen Başkanlık Sistemi’ne duhul ettik.
Başbakanlık makamı da fiilen dönüştürülerek Davutoğlu’nun bakan sıralarının başında yer alması suretiyle “Bakan Başı” olarak tescil edilmiş oldu.
Sıra şimdi fiili reformlarda.
Hukuk da zaten istim gibidir. Nasıl olsa arkadan gelir.
Bu reformları 1.150 küsur odaya yerleştirilecek olan “Azman Yetkilerle Donatılmış Uzman Danışmanlar” gerçekleştirecek.
Bakan Başı’nın görevi seçimlere dek sürecek.
Sonrası ise önce Allah sonra Erdoğan kerim!
Öncelik sırası Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa İşleri Müdürlüğü’ne dönüştürülmesidir.
Böylece Yüce Divan görev ve yetkisi ortadan kalkmış olacaktır.
Kaçak Saray’ın yeni adı diye bizzat Erdoğan tarafından “Külliye” diye açıklandı.
Bundan daha uygunu olamaz.
Külliye, hem “Külliyen”, kül olan Cumhuriyetini ifade ediyor....
Neticesindeki “ye” de sistemin özünü ifade ediyor!
Yüce Divan ise Külliye’nin ruhuna uydurularak..
“Divan-ı Âli”ye dönüştürülecek..
Ve doğrudan Külliye’nin Patronu’na bağlanacaktır

Asıl Film...
Erdoğan, Muhteşem Yüzyıl dizisini şiddetle eleştirmişti.
Meğer kıskançlıktanmış...
Daha gerçekçi, daha görkemli sahneleri kendisi hazırlatıyormuş.
Balıkesir Milletvekili o Laleci Bayan’ın “reklam arası bitiyor” beyanı da bunu doğruluyor.

Karanlık Sorgusu
Türkiye Cumhuriyeti saygın bir aydını, Rakel Dink ise sevgili eşi Hırant’ı kaybetti.
Ama cenaze törenindeki konuşmasıyla Rakel Hanım, ülkemizin toplumsal siyasal yapısındaki eşsiz bir “realiteye” dikkat çekti:
“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim!”
Gerçekten de yapılamıyor.
Çünkü sorgulanacak daha yığınla karanlık var:
Mesela..
Yabancı bir ülkenin tercümanından, cukkacı bakanlar yaratan karanlık mesela...

Darağacı
Bakan Başı Sayın Davutoğlu, “İdam gömleğini giydik!” diyen liderinden daha hızlı: “Darağacına hazırız!” diyor.
Bu tür cazgırlığa hiç gerek yok.
4 bakanın Yüce Divan’a gitmesine engel olmasın yeter.
Üstelik ucunda ölüm de yok.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları