100 yıllık soru: 1915 nedir?
Selin Ongun
Son Köşe Yazıları

100 yıllık soru: 1915 nedir?

23.04.2015 22:46
Güncellenme:
Takip Et:

 

Dr. Mehmet Peri nçek kimdir ?

İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü araştırma görevlisi Dr. Mehmet Perinçek’in kitapları Rus-Sovyet devlet arşivlerindeki çalışmalarına dayanıyor. Perinçek, “Atatürk’ün Sovyetlerle Görüşmeleri/Sovyet Arşiv Belgeleri’yle”, “Boryan’ın Gözüyle Türk-Ermeni Çatışması”, “Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi” kitaplarının yazarı.

Dr. Mehmet Perinçek: ‘Ermeni tehciri hukuka uygundur’

1 TEHCİRE NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?

Çarlık arşiv belgelerinden Türkiye’yi işgal planları çerçevesinde Türkiye Ermenilerine iki görev yüklenildiği görülmektedir. İlki; Ermeniler, cephe gerisinde ayaklanma çıkararak Türk ordusunu zaafa uğratacaktır. İkincisi ise oluşturulan Ermeni gönüllü birlikleri Türk ordusunun savunma hattını yırtarak Rus işgalini kolaylaştıracaktır.

Diğer taraftan Çarlık yetkililerinin yazdığı raporlar ve Çarlık askeri mahkemelerinin tutanak ve kararları göstermektedir ki, Birinci Dünya Savaşı’nda işgal edilen bölgelerde Ermeni gönüllü birlikleri Müslüman halka karşı vahşi katliamlara girişmiştir. Belgelere göre bu katliamlar sistematiktir ve ırkçı nefrete dayanmaktadır. Türkiye’nin düşmanı Rus komutanları bile bu vahşet karşısında dehşete kapılmıştır. Son kitabım Ermeni Milliyetçiliğinin Serüveni’nde belgeleriyle ortaya koyduğum üzere birçok Ermeni gönüllüsü, askeri mahkemelerde yargılanmış ve idam cezasına çarptırılmıştır. Katliamlar tehcirden önce başlamıştır.

Tehcir kararı ve uygulaması, bir savaş önlemidir. Bu önlem, bugün Cenevre Sözleşmeleri’ne ek 2. Protokolde tedvin edilmiştir. Ayrıca Lahey Adalet Divanı’nın Hırvatistan-Sırbistan davasında verdiği yeni bir kararda tehcirin soykırım olmadığı da ifade edilmiştir. Ermeni tehciri, Osmanlı yöneticilerinin de kabul ettiği bazı aşırılıklara rağmen, hukuka uygundur.

2 KAÇ KİŞİ TEHCİR EDİLDİ?

Ne yazık ki az önce ifade ettiğim her iki görevin yerine getirilmesinde geniş Türkiye Ermenisi kitleler faal rol oynamıştır. Hareket, birkaç Taşnak çetesinden ibaret değildir. Arşivler, Çarlık ordularına hizmet etmek ve gönüllü birliklerde Türklere karşı savaşmak için Türkiye Ermenilerinin savaşın çok öncesinden Rus yetkililere başvurularıyla doludur. Bu belgeler, tehditle alınan savaş önleminin orantılılığını göstermektedir.

3 NASIL ÖLDÜLER?

15 senedir Rus devlet arşivlerinde yaptığım çalışmalar Dünya Savaşı sırasında yaşanan ölümlerin tek taraflı olmadığını gösteriyor. Bu belgeler, bir soykırımın değil, karşılıklı bir kırımın yaşandığını; bu karşılıklı kırımın Çarlık Rusyası ve Batı’nın Osmanlı topraklarını paylaşmak amacıyla kışkırttığını; buna karşılık da Türkiye’nin bir vatan savunması gerçekleştirdiği kanıtlıyor.

4 KİM ÖLDÜRDÜ?

Dönemin tanıklarından askeri tarih uzmanı Sovyet generali Prof. Dr. N. G. Korsun’un ifade ettiği üzere Türk iktidarı ve nüfusu, tehcir edilenlere karşı nazik bir tutum almıştır. Tehcir sırasındaki suiistimaller ağır şekilde cezalandırılmıştır. Soykırım suçunun oluşması için yok etme iradesi açıkça yazılı ya da sözlü beyan edilmelidir. Olaydaki tüm belgeler tam tersine Ermenilerin korunmasını ve rahatça iskân edilmelerini öngörmektedir.

5 KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?

Sadece Ermenilerin kayıpları üzerinde yoğunlaşmak tarihi eksik ve tek yanlı ele almak olur. Bölgedeki Müslüman nüfusun da ciddi kayıplar verdiği Rus ve Ermeni kaynaklarına yansımıştır. Örneğin 1916 Kasım’ında Ermeni milliyetçilerinin yayın organları dahi Müslümanların verdiği kaybın Ermenilerden az olmadığını söylüyor. Ermeni tarihçi Lalayan, Ermeni arşivlerinde yaptığı çalışmalara dayanarak hazırladığı istatistikte Taşnak Ermenistanı döneminde (1918-1920) bugünkü Ermenistan sınırları içerisindeki Türk nüfusun yüzde 77’sinin, Kürtlerin yüzde 98’inin, Yezidilerin de yüzde 40’ının Taşnak iktidarı tarafından ortadan kaldırıldığını ortaya koyuyor.

6 NEDEN ÖLDÜRÜLDÜLER?

Sovyet Ermenistanı’nın önde gelen devlet adamlarından ve dönemin tanıklarından A. B. Karinyan’a göre Taşnakların “Büyük Ermenistan” hayalinin önündeki en büyük engel, Ermenilerin o topraklarda azınlık olmalarıydı. Karinyan’ın ifadesiyle Taşnaklar, nüfustaki dengesizliği kendi lehine çevirmek için Müslüman halkın sistematik olarak tamamen yok edilmesi yöntemine başvurdu. Misilleme olarak Müslümanlardan da intikam amaçlı saldırılar yaşandı.

7 NE ZAMAN?

Amerikan Kongresi’ne devamlı gelen “Ermeni soykırımı” yasa tasarısında Türkiye’nin soykırım suçunu 1915-1923 yılları arasında kesintisiz işlediği ifade edilmektedir. Böylece İstiklal Savaşı da soykırım sürecine dahil edilmekte ve buna bağlı olarak Mustafa Kemal’ler, Kâzım Karabekir’ler soykırım suçlusu olarak nitelendirilmektedir. Lozan Antlaşması’nın ve Kurtuluş Savaşı’nın gayrimeşru ilan edilmesi bugün Ermeni soykırımı iddialarının Ermenilerin acılarını paylaşmak amacıyla değil, Türk milli devletini hedef almak üzere ortaya atıldığını ortaya koymaktadır.

8 VARLIKLARI NE OLDU?

Osmanlı hükümeti geri dönen Ermenilere veya onların mirasçılarına bu malları iade hakkı vermiştir. Lozan Antlaşması’nda da, Ermeni sözcüğü kullanılmadan, geri dönen kişilere mallarının iade edileceği belirtilmektedir. Birçok kişinin bu çerçevede mallarını almış olduğu ancak bazı taleplerin de, zamanaşımı nedeniyle yerine getirilemediği anlaşılmaktadır. Ayrıca ABD, 1923 yılında Amerikan vatandaşı olan Ermenilerin Türkiye’deki mallarının tazminini istemiş ve bu konuda 1937 yılında iki ülke arasında bir anlaşma yapılmış ve buna göre Türkiye tazminat ödemiştir. Ermenilerin malları konusu iki ülke arasında çözümlenmiştir.

9 BUNDAN SONRA NE OLACAK?

AİHM’nin Perinçek-İsviçre davasında aldığı 17 Aralık 2013 tarihli kararda İsviçre’nin sadece düşünce özgürlüğünü ihlal ettiği belirtilmemiş, ayrıca 1915 olaylarının Yahudi soykırımından farklı olduğu ve 1948 sözleşmesindeki tanımdan ayrı bir kategoride bulunduğu ifade edilmiştir. 28 Ocak 2015 günlü temyiz duruşmasından sonra kararın benzer bir şekilde bu sene sonunda çıkması beklenmektedir. Bu karar uluslararası hukuk planında meseleyi çözecek ve konunun siyasi bir silah olarak Türkiye’ye karşı kullanılmasını engelleyecektir.

10 NE YAPMALI?

Soykırım iddiaları geçmişte olduğu gibi bugün de siyasi amaçlarla gündeme getirilmektedir. 1915 yılında psikolojik savaş amacıyla imal edilen bir malzeme, stratejik amaçlar için ısıtılıp tekrar piyasaya sürülmüştür.

Kritik bir zamanda Türkiye’yi bölmenin ve müdahale etmenin hukuki zemini döşenmektedir. “Büyük Ermenistan”ın yerini artık “Büyük Kürdistan” projesi almıştır. Buna karşı Türkiye’nin sadece tarihi değil, siyasi cevabı da olmalıdır. Başı dik, bağımsız, milli bir dış politika soykırım iddialarıyla mücadele için şarttır. Türkiye’yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için de emperyalizmin eli bu meseleden çekilmelidir.

Ayşe Hür kimdir ?

Güncel siyaseti “tarih okuması” ile analiz ettiği yazılarıyla da dikkat çeken tarihçi Ayşe Hür, “Avrupa Birliği’nin Tarihle Barışma Politikaları, Beneş Kararları, Ermeni Meselesi” üzerine çalıştı. Yazılarını, Öteki Tarih-I, “Abdülmecid’den İttihat Terakki’ye”, Öteki Tarih-II , “Mondros’tan İzmir Suikastı Davası’na”, Öteki Tarih-III , “Kemalist Devrimler ve İsyanlar”, “İnönülü ve Bayarlı Yıllar” adlı kitaplarda topladı.

 

Ayşe Hür: Malları iade edilsin, çocuklarına pasaport verilsin

1TEHCİRE NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?

Osmanlı İmparatorluğu son 150 yılında çözülme sürecine girmişti. Trablusgarp ve Balkan hezimetlerinden sonra İTC hızla “Türkçülük” ideolojisine kayarken, 1878 Berlin Antlaşması’ndan beri devletin Ermeni reformlarını gerçekleştirmesinden umudunu kesen Ermeniler de Osmanlıcılık idealinden uzaklaşmaya başlamışlardı. İttihatçılar, Balkanlar’da ve Kuzey Afrika’da kaybedilen toprakları soydaşların yaşadığı Turan’daki topraklarla telafi etmeyi hayal ediyorlardı ama Ermenilerin yoğun olduğu Doğu vilayetleri, Turan’a giden yolun üzerinde tıkaç işlevi görüyordu. Ayrıca Ermenilerin zenginlikleri, Müslüman burjuvazi için iyi bir kaynak gibi görünüyordu. Bütün bunların bileşkesi olarak “dahili tümörler” olarak nitelenen Ermenilerin safdışı edilmesi fikri güçlendi. İttihatçıların isteyerek girdikleri Birinci Dünya Savaşı da bu plan için iyi bir çerçeve sundu.

2 KAÇ KİŞİ TEHCİR EDİLDİ?

Yakın tarihe kadar kaç Ermeninin tehcir edildiğini bilmiyorduk. Sayılar 2.5 milyon (Ermeni Patrikhanesi’ne göre) ile 413.067 (ATASE’ye göre) arasında değişiyordu. Murat Bardakçı’nın “Talat Paşa’nın Evrak-ı Metrukesi” kitabında 924.158 Ermeninin tehcir edildiği yazılı. Cemal Paşa ise sayıyı 1.5 milyon olarak veriyor.

3 NASIL ÖLDÜLER?

Kimi yerde bir gün, kimi yerde 15 gün içinde evlerinden ayrılmaları emredilen Ermenilerin çoğu yaya, bir kısmı paralarını kendileri ödeyerek kağnı, tren gibi araçlarla Suriye’deki çöllük Der Zor’a gönderildiler. Bu yolculukta açlık, hastalık gibi nedenlerle ölenler elbette vardı ama esas olarak İTC Merkez Komitesi üyeleri Dr. Bahaeddin Şakir ve Dr. Nazım tarafından emirlerle hapishanelerden salıverilmiş çeteler tarafından öldürüldüler.

4 KİM ÖLDÜRDÜ?

Tehcirin soykırıma dönüşmesi sürecinde, Teşkilat-ı Mahsusa’nın milisleri, ordu birlikleri, kolluk kuvvetleri ve bunların yönlendirdiği eski Hamidiye Alayları, Türk, Çerkes, Laz, Gürcü, Çeçen, Arnavut, Kürt, Arap vb. çeteleri, başıbozuklar ve sivil halk değişik oranlarda üzerine düşeni yaptı. Örneğin tehcirin eylemci ekibinde, General Mahmud Kâmil Paşa, Genelkurmay İstihbarat Dairesi’nden Albay Seyfi, Halil Paşa ve Nuri Paşa, Musul’daki 6. Ordu Komutanı Ali İhsan Sabis Paşa gibi askerler, Teşkilat-ı Mahsusa’nın tetikçisi Yakup Cemil ve ‘Deli’ Halit (Karsıalan) gibi Harbiye mezunları, İTC Merkez Komitesi üyeleri Bahaeddin Şakir, Nazım ya da Diyarbakır Valisi Mehmet Reşit gibi esas görevi can kurtarmak olan doktorlar, Trabzon Valisi Cemal Azmi, önce Erzincan Bölge Valisi, daha sonra Bitlis, Bağdat ve Musul vilayetlerinin genel valisi olan Mehmet Memduh, Maarif Nazırı Ahmet Şükrü, Emniyet Müdürü İsmail Canbolat gibi bürokratlar, Giresunlu Topal Osman Ağa ve Trabzonlu Yahya Kahya gibi eşraftan olanlar, Kürt Alo, Şaftanlı Amero gibi Kürt çeteciler, Malatya Müftüsü Sagirzade gibi din adamları vardı. Elbette bunlara yardım eden ahali de.

5 KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?

Ermeni kaynakları sayıyı 2.5 milyona kadar genişletirken, Cemal Paşa, hatıratında 600 bin Ermeni’nin öldüğünü kabul ediyor. 1918’de savaş suçlarını soruşturmak üzere kurulan Osmanlı Dahiliye Nezareti Komisyonu’nun raporuna göre Birinci Cihan Harbi’nde ölen Ermeni sayısı 800.000’di. 1928’de Genelkurmay Başkanlığı’nın bir belgesinde “800.000 Ermeni ve 200.000 Rum da katl ve tehcir yüzünden veya amele taburlarında ölmüştür” deniyordu. 1983’te resmi tarihçi Kâmuran Gürün “Binaenaleyh hangi hesabı yaparsak yapalım Türkiye Ermenilerinin Birinci Cihan Harbi içinde her türlü sebepten zaiyat miktarı 300 bini geçmez” diyerek bir iskonto yapmış ama katliam olduğunu inkâr edememişti.

6 NEDEN ÖLDÜRÜLDÜLER?

İttihatçılar, bu konuyu hayat- memat meselesi olarak görüyordu. Nitekim 1915’in planlayıcı ve uygulayıcılarından Diyarbakır Valisi Doktor Reşit, İTC Umumi Kâtibi Mithat Şükrü Bleda’ya “Onlar, bizi ortadan kaldıracaklarına, biz onları ortadan kaldırırız, dedim. Ermeni eşkıyası bu vatanın bünyesinde musallat olmuş birtakım zararlı mikroplardı. Hekimin bir vazifesi de mikropları öldürmek değil midir?” demişti. Bütün İttihatçılar, Reşit gibi düşünmüyorlardı muhakkak ama kitlesel ölümlere tepki verilmemesi ve tehcirin 17 ay durdurulmaması ölümlerin normal bulunduğunu gösteriyor.

7 NE ZAMAN?

Ermenilerin tehciri fiilen 8 Nisan 1915’te, Zeytun Ermenilerinden ilk kafilenin Konya Ovası’na, sembolik olarak 24 Nisan 1915’te İstanbul’daki Ermeni cemaatinin önde gelenlerinin Ayaş ve Çankırı’ya doğru yola çıkarılmalarıyla başladı. Resmen tehcir, 27 Mayıs 1915’te çıkarılan “Savaş Zamanında Hükümet Uygulamalarına Karşı Gelenler İçin Asker Tarafından Uygulanacak Önlemler Hakkında Geçici Kanun”la başladı. Tehcirin en kanlı fazı 17 ay sürdü.

8 VARLIKLARI NE OLDU?

Ermenilerin el konan mallarının bir kısmı Türk, Kürt ve Çerkes önde gelenleri tarafından talan edilmiş, bir kısmı Balkanlar’dan gelen muhacirlere dağıtıldı. Bir kısmı ‘Müslüman-Türk’ sermayedar yaratmak için bazen ücret dahi talep edilmeden veya düşük bedelle Müslüman kişi veya kuruluşlara verildi. Bazı binalar ile tarla, bahçelerin ürünleri satılarak gelirleri orduya verildi, bazı binalar hapishane, okul, karakol binası olarak kullanıldı. Bu talan Cumhuriyet döneminde de sürdü. Tehcirde ve bunun soykırıma dönüşmesi aşamasında görevli İttihatçılara Ermeni malları bağışlandı.

9 BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Ermeni toplumunun 100. yıl anmalarına hayati önem atfettiğini biliyoruz. Ancak Türkiye’nin devletinden halkına, cumhurbaşkanından aydınına sürdürdüğü inkâr politikası onları bile yıldırmışa benziyor. Hükümet ve devlet temsilcilerinin beyanatlarına bakılırsa, 2014’ten geriye gidiş söz konusu.

10 NE YAPMALI?

Hükümetin öncelikle, 1915 hakkında Ermenileri suçlayıcı konuşmalara son vermesi gerekir. Ermenileri karalayan yayınları engellemesi, bu bağlamda “nefret suçu” kanunu çıkarması gerekir. Ermenistan’la iyi komşuluk ilişkileri kurması, diyasporanın temsilcileriyle temasa geçilmesi gerekir.

Vakıf malları iade edilmeli, Ermeni kültür varlıklarının onarılması hızlandırılmalı, Ermeni okullarının öğrencisizlikten kapanmasını engellemek için, Ermeni olmayan öğrencilerin kabulüne izin verilmeli. Eski yerleşimlerin Ermenice isimlerinin iadesi, 1915 sürgünlerinin çocuklarına vatandaşlık verilmesi gibi adımların atılması da gerekli. Bu gibi adımlar, taziye veya özür gibi jestlerden daha önemlidir.

Yazarın Son Yazıları

'Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok'

Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok. Ölenler de kavgaya vesile

Devamını Oku
03.07.2016
“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

Devamını Oku
27.06.2016
"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

Devamını Oku
20.06.2016
Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Devamını Oku
13.06.2016
"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

Devamını Oku
05.06.2016
Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Devamını Oku
30.05.2016
İslamcılık çöktü

İslamcılık çöktü

Devamını Oku
21.05.2016
AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

Devamını Oku
20.05.2016
Abdullah Gül biliyordu

Ahmet Sever: Gül, işlerin bu noktaya gelmesine şaşırmadı

Devamını Oku
10.05.2016
Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Devamını Oku
08.05.2016
MHP'li Oğan: MHP’deki değişim AKP’nin sonu olur

MHP'li Oğan: Bizim de paralele teslim edecek partimiz yok

Devamını Oku
18.04.2016
'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

Devamını Oku
11.04.2016
'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

Devamını Oku
07.04.2016
'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

Devamını Oku
04.04.2016
‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

Devamını Oku
28.03.2016
Ülkemizi küçük düşürmeden...

Kısa süre önce annesini yitirdi Sezen Aksu. Başsağlığı için aradığımızda en çok onu söyledi: “Buradan da geçeceğiz..” Tutuklu akademisyenlerden Doç. Dr. Esra Mungan “İlk kez yaşamımda 50 saat kitap okumadım. Psikolojik işkenceydi” diyor. Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Bülent Arı ise “Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış cahil halktır” görüşünde.

Devamını Oku
28.03.2016
Çıkış için üç anahtar

Çıkış için üç anahtar

Devamını Oku
21.03.2016
Enkaz altındayız

Enkaz altındayız

Devamını Oku
20.03.2016
‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

Devamını Oku
14.03.2016
'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

Devamını Oku
07.03.2016
'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

Devamını Oku
29.02.2016
'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

Devamını Oku
22.02.2016
'Türkiye yeni soğuk savaşta cephe ülkesi, Rusya'nın kuşatması altında'

Irak işgalinde Bağdat büyükelçimiz olan Çeviköz: Türkiye’nin YPG’yi vurması IŞİD’e alan açmak olarak yorumlanabilir

Devamını Oku
15.02.2016
'Ambulans gelir yaralıları alır diye 5 gün bekledim'

Eski DBP Eşbaşkanı Emine Ayna siyasetten çekilmesinin ardından ilk kez konuştu

Devamını Oku
08.02.2016
'Esad'ın Suriyesi Rusya'nın mandası oldu'

Özülker’e göre Türkiye, Esad’la PYD arasında seçim yapma noktasına gelebilir.

Devamını Oku
01.02.2016
Genel başkanlık mı? Aman Allahım!

CHP’nin yeni parti sözcüsü Böke, “Partililerin desteklerinden müthiş onur duyuyorum” dedi.

Devamını Oku
25.01.2016
‘Feryat ediyorum, başaramadık Türkiye’ye yazık, hepimize yazık...’

Demokratik Toplum Kongresi EşBaşkanı Dicle Cumhuriyet’e konuştu: “Halklarımıza barış hediye edemedik. Bazen düşünüyoruz, ölüm orucuna mı yatsak? O top sesleri gelirken evde yatağa girmekten utanıyoruz...”

Devamını Oku
18.01.2016
‘Kin gütmem, demek partim bu duruma gelmiş derim, geçerim’

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış: "Türkiye mezhepçilik yapıyor algısı var. Bizim o algıyı derhal ortadan kaldırmamız lazım. Suudi Arabistan ve İran’a eşit mesafede durmazsak bu algı daha da güçlenir...”

Devamını Oku
11.01.2016
'Necip Fazıl yaşasaydı Erdoğan’ı desteklemezdi'

2015 yılı ile birlikte Altan Öymen 83’ünü, Hüsamettin Cindoruk da 82’sini tamamlarken konuştuk

Devamını Oku
04.01.2016
‘Hemen adım atılmazsa şu anki durumu mumla ararız’

Cumhuriyet, CHP ve HDP’nin Diyarbakır il başkanlarını bir araya getirdi. CHP, HDP ve Hüda-Par’lı temsilciler “Kaybedecek vakit yok” diyor. Vatandaş, yaşananların taraflı haberleştirilmesinden bıkkın.

Devamını Oku
28.12.2015
Bir yol var: Yaşamak ve yaşatmak...

Sezen Aksu Cumhuriyet'e yazdı: Düşmanlık, öldürmenin rasyonelleştiği o pusuda pazarlanıyor.

Devamını Oku
21.12.2015
'Fokurdayan tencere patlar'

Eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcüsü Metin Çorabatır: “Entegrasyonu yapmazsak sosyal patlamalar olacak. Açlık düzeyinde yaşayanlar, okulsuz çocuklar, hastalananlar... Entegrasyon olmazsa bu fokurdayan düdüklü tencere patlar.”

Devamını Oku
14.12.2015
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş: O barikatları anlamak gerek

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Mesele artık sadece Öcalan değil, o barikatları kuranlar 90’lı yılların taş atan çocuklarının öfkeyle büyümesidir.

Devamını Oku
08.12.2015
'Devlet sırrı da yok casusluk da'

Eski MİT Müşteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Demokratik ülkelerde, istihbarat teşkilatlarının yasadışı faaliyetleri yargılanır, otoriter ülkelerde tartışması olmaz.

Devamını Oku
06.12.2015
Dink’ten Elçi’ye güvercin kasapları

DP milletvekili Mithat Sancar, Tahir Elçi’nin katledilmesinin aklına Hrant Dink’i getirdiğini söyledi.Sancar, “Bir başlık koymak gerekirse: Güvercinler ve güvercin kasapları...” dedi.

Devamını Oku
30.11.2015
Ruşen Çakır: İslam yok ortada iktidar savaşı var

İslamcı hareketler konusundaki uzmanlığıyla tanınan Ruşen Çakır’a göre geçen 13 yılda İslami hareket büyük bir meydan okuma ile iktidarı ele geçirdi, sonunda devlet oldu. Cemaat ile AKP savaşı ise İslami hareketin birikimlerini sıfırladı. Şu anda hükümet kazanıyor gibi görünse de iki taraf da kaybediyor.

Devamını Oku
23.11.2015
'HDP'yi sakatladılar'

Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner: Kandil’dekiler, AKP’ye ‘senin savaş oyununda yokum’ deseydi, HDP büyük bir manevrayla inisiyatif sahibi olacaktı.

Devamını Oku
16.11.2015
Ahmet Tezcan: Erdoğan'ın dar uçak kadrolarını oluşturanlar işlerini yapmadı

Ahmet Tezcan'a göre Başkanlık: Erdoğan dışarıya set çekmek istedi

Devamını Oku
12.11.2015
‘MKYK’de Tayyip Bey’e çekilseniz diyenler vardı’

Erdoğan’ın eski basın danışmanı, gazeteci-yazar Ahmet Tezcan: Nokta günlükleri vaziyeti nasıl sorguladıklarının göstergesi. Arınç’ların kopacağına inananlar bunu atlıyor.

Devamını Oku
11.11.2015
‘Demokrasiyi sürdürmek mümkün mü, sanmıyorum’

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ersin Kalaycıoğlu: 1 Kasım itibari ile Türkiye hâkim parti sistemini geçti. AKP hegemonyacı bir parti olmaya doğru gidiyor.

Devamını Oku
10.11.2015