‘Fayf mani tu fak fak!..’ (3)
Deniz Kavukçuoğlu
Son Köşe Yazıları

‘Fayf mani tu fak fak!..’ (3)

04.07.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Amerika’ya ilişkin her türlü haber Gülizar’ı umutlandırıyordu. Sabahları sokak kapısının önünü süpürürken gelip geçenlere “Yeni haberler var mı” diye soruyor, meraklı gözlerle yanıt bekliyordu. Komşular, Gülizar’ın sorularına alışmışlardı. İçlerinden artık gizli bir öfke duymaya başladıkları o “meçhul siyahın” hiçbir zaman gelmeyeceğini bile bile, kız kırılmasın diye ona küçük yalanlar uyduruyorlardı. İlkokul üçten ayrılma Gülizar kendi çapında bir Amerika uzmanı olmuştu. Amerika üzerine, yalan doğru ne duyuyorsa hepsini aklında tutuyordu. İnanılmaz bir belleği vardı. Yalnızca duyduklarıyla, kese kâğıtçılara verilmek üzere kapıya konmuş eski gazetelerde okuduklarıyla yetinmiyor, arada bir de her konuda engin bilgi sahibi olduğuna inandığı bakkal Avram Efendi’nin dükkânına gidip onun anlattıklarını dinliyordu.
Gülizar, Kore Savaşı’nın patladığını da Avram Efendi’den duymuştu. Sıcak bir haziran günüydü. Arap sabunu almak için bakkala gittiğinde adam bir gazete uzatmış, “Bak” demişti, “seninkiler de giriyorlar savaşa…” Gülizar, artık yürümeye başlayan teni çikolata renkli oğlunun, yüzünü bir daha görmediği babasına “Benimki” diyordu.

***

Onun için savaş, akşamları siyah perdelerle karartılan pencereler, arada bir duyulan acı siren sesleri, bir de kömür, ekmek, şeker karneleriydi. 1940’lı yılların tüm yoksul İstanbulluları gibi Gülizarlar da II. Dünya Savaşı yıllarını böyle yaşamışlardı.
Radyoları yoktu. Temizliğe gittiği üst katlarda evlerin beyleri akşamüstleri iş dönüşünde radyolarının başına geçer, “Ajans haberlerini” dinlerler, sonra uzun uzun savaş üzerine konuşurlardı. O da bu konuşmalara kulak verir, bir şeyler anlamaya çalışırdı. Savaşın “ölüm” demek olduğunu duymuştu. Bir süre suskun kaldıktan sonra bakkala, “Acaba benimkini de alırlar mı askere” diye sordu. Avram Efendi, “Seninki zaten asker, kızım!” deyince başı döner gibi oldu. Elindeki Arap sabunu torbasıyla dükkândan çıktı. Dizleri kesilmişti. Kapı eşiğine oturdu. İçeriden oğlunun sesi geliyordu. Döndü. Kısık bir sesle, “Sus oğlum, sus…” dedi, “baban savaşa gidiyor.”

***

25 Temmuz 1950 tarihli gazeteler, Cumhurbaşkanı Celal Bayar başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun, Türkiye’nin, Kore Savaşı’na 4 bin 500 kişilik bir kuvvet göndererek katılma kararı aldığını duyurdular. Başbakan Adnan Menderes’e göre “Kore’ye yardım, dünya barışına yapılan bir hizmetti.” Türkiye, dünya barışı için savaşa giriyordu!
Yaşamlarında Kore sözcüğünü hiç duymamış, haritada Kore’nin yerini bulamayan insanlar, şimdi hep bir ağızdan savaş çığlıkları atıyorlar, “Kore… Kore…” diyerek sokaklara dökülüyorlardı. Ülkeyi gözle görülür bir “savaş ruhu” sarmaya başlamıştı. Bu ruha karşı ilk tepki üç gün sonra Barışseverler Cemiyeti’nden geldi. Ne var ki TBMM’ye telgraf çekerek Kore’ye asker gönderilmesine karşı çıkılmasını isteyen “hainler” Adnan Cemgil, Behice Boran, Vahdettin Barut, Kemal Anıl “derhal” tutuklandılar. Aynı ayın son günü Türkiye, NATO’ya girmek için başvurdu.
Her şey yolunda gidiyordu.
Dünyada layık olduğumuz yeri yavaş yavaş alıyorduk.  

Yazarın Son Yazıları

Veda (28.09.2018)

Veda

Devamını Oku
28.09.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

Devamını Oku
13.07.2018
Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (1)

Devamını Oku
11.07.2018
Ağlamak

Ağlamak

Devamını Oku
04.07.2018
Mutlu sona doğru

Mutlu sona doğru

Devamını Oku
22.06.2018
Yorgunluk

Yorgunluk

Devamını Oku
20.06.2018
Tatarböreğini sever misiniz?

Tatarböreğini sever misiniz?

Devamını Oku
15.06.2018
Dertleşme (13.06.2018)

Dertleşme

Devamını Oku
13.06.2018
Elinizi tutan mı vardı?

Elinizi tutan mı vardı?

Devamını Oku
09.05.2018
Abdullah Gül: Nereden nereye?

Abdullah Gül: Nereden nereye?

Devamını Oku
27.04.2018
Baskın

Baskın

Devamını Oku
20.04.2018
İzmir bir başka…

İzmir bir başka…

Devamını Oku
18.04.2018
Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Cumhurbaşkanı’nın sözleri

Devamını Oku
11.04.2018
SAPTAMALAR 2

SAPTAMALAR 2

Devamını Oku
06.04.2018
Saptamalar

Saptamalar

Devamını Oku
04.04.2018
Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Hayatın içinden: Türkiye - ABD ilişkileri (10)

Devamını Oku
21.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (9)

Devamını Oku
16.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (8)

Devamını Oku
14.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (7)

Devamını Oku
09.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (6)

Devamını Oku
07.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (5)

Devamını Oku
02.03.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (4)

Devamını Oku
28.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (3)

Devamını Oku
23.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Hayatın içinden: Türkiye- ABD ilişkileri (2)

Devamını Oku
21.02.2018
Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Hayatın içinden: Türkiye-ABD ilişkileri (1)

Devamını Oku
16.02.2018
Hayalet gemiler

Hayalet gemiler

Devamını Oku
09.02.2018
Gecede İstanbul

Gecede İstanbul Deniz Kavukçuoğlu yazdı...

Devamını Oku
07.02.2018
Gerçeklerimiz

Gerçeklerimiz

Devamını Oku
02.02.2018
Ne yazacağını bilememek

Ne yazacağını bilememek

Devamını Oku
31.01.2018
Akıntıya karşı durmak

Akıntıya karşı durmak

Devamını Oku
24.01.2018
Dünden bugüne (19.01.2018)

Dünden bugüne

Devamını Oku
19.01.2018
Şiddet ve eğitim

Şiddet ve eğitim

Devamını Oku
05.01.2018
Bunlara mecbur muyuz?

Bunlara mecbur muyuz?

Devamını Oku
03.01.2018
Hayatın içinden

Hayatın içinden

Devamını Oku
29.12.2017
‘Bir telefonu bile yok!’

‘Bir telefonu bile yok!’

Devamını Oku
22.12.2017
Umut (20.12.2017)

Umut

Devamını Oku
20.12.2017
Diren Gökçeada!

Diren Gökçeada!

Devamını Oku
08.12.2017
Çürüyen çöp, çürüyen insan

Çürüyen çöp, çürüyen insan

Devamını Oku
01.12.2017
Polisiye filmi izler gibi

Polisiye filmi izler gibi

Devamını Oku
29.11.2017
Singapur’dan Türkiye’ye

Singapur’dan Türkiye’ye

Devamını Oku
17.11.2017