Bunun adı "kartopu davası" değil
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

Bunun adı "kartopu davası" değil

07.08.2015 05:25
Güncellenme:
Takip Et:

Duruşmayı izlemeye gelenlerin bazıları "Nuh Köklü burada bizimlesin" yazan tişörtler giymişti. Tuhaf, hakikaten başka biri böyle bir cinayete kurban gitseydi Nuh orada olurdu. Ikinci bir tuhaflık daha var, insanın arkadaşının katilinin yargılandığı duruşmayı yazması. Bu ülke böyle soğukkanlılıklar bahşetti bize zaman içinde.

Başından beri "kartopu davası" olarak anılıyor. Bir insan kartopu oynadığı için nasıl canından olabilir? Buna kimse bir akli zemin bulamıyor tabii. Nuh bile gitmezden evvel "bu bir rüya olsa" demiş. Haklı. O kadar saçma.

Aslında hiç saçma değil. Aslında bunun adı kartopu davası falan da değil. Ailesi, dostları, gözlemci avukatlar, yine lüzumundan küçük bir salonda tıklım tıkış iddianameyi dinliyoruz. İfadelere göre bütün kalabalığa basbas "Hepinizi s... Hepinizi öldürürüm, raporum var, anında çıkarım" diyen adam, sanık Serkan Azizoğlu gri takım elbiseleri içinde süt dökmüş kedi gibi. Evinden işe, işinden evine giden biri olduğunu söylüyor defalarca, çocuklarını, ailesini sıkıştırıyor araya. Kendi ilk ifadesini bile değiştirerek "hatırlamıyorum"cular güruhuna katılmış. İlk ifadesinde çöpten bulduğu bir metal parçasını savurduğunu söylüyordu, şimdi bıçağı kabul ediyor ama şöyle: Bıçağı ben saplamadım, kendi üzerine düştü. İlk aklına geldiğinde "Şahane fikir, böyle yırtarım" diye mi düşündü acaba? Salon homurdanıyor.

Kasten insan öldürmek suçundan yargılanan sanık Azizoğlu hiçbir şeyi hatırlamıyor, içeri kaç kez girip çıktığının, bıçağı temizleyip biriyle telefonla konuştuğunun birçok tanığı, hatta görüntüleri varken... Bir de kavga sırasında ayırmaya girdiğini söyleyen ama hareketleriyle Azizoğlu'nun tekrar bıçağa ulaşmasını sağlayan kadın kuaförü Nazım Coşanar var. O da "işimde gücümdeyim" diyor, her esnaf gibi. Bunun yeteceğini onlar da biliyor.

Evet bu hikayenin içinde kartopu var. Ama olayın tanıkları sesleri titreyerek, küfürleri yinelemekten utanarak konuştukça bunun her mevsimin davası olduğunu anlıyorsunuz bir kez daha. Bir kere Azizoğlu'nun baharatçı dükkanının camına kartopu isabet ettiren bu grubu asla tanımadığı bilgisi doğru değil. Diyelim Nuh'un kedi-köpek için aldığı kuru mamalar aklında kalmadı. cinayetin en yakın tanıklarından olan Tamer Doğan, avukat olmasının da etkisiyle çok net ve akılcı detaylarla anlatıyor. O gün kartopu oynayan herkes Gezi sonrası oluşan mahalle inisiyatiflerinden Yeldeğirmeni Dayanışması'nın üyesi ve bir süre önce yerel esnafı desteklemek üzere yapılan "AVM'den alışveriş etme" kampanyasının afişini, koca Yeldeğirmeni'nde camına asmayan birkaç esnaftan biri de sanık. Mahalle takımı için yapılan esnaf ziyaretlerini de ekleyince Doğan, kim olduklarını bilmemesinin imkansız olduğunu söylüyor. Yine şikayetçi, tanık Elif Kireşçi'nin Ali Ismail Korkmaz Parkı'yla ilgili afişi dükkanının yakınlarına bir direğe asarken sanığın yaptığı itiraz var. Çevresindeki jandarmalar az açıldığında onları dinlerken suratını görüyorum Azizoğlu'nun. Milim kadar dudaklarını oynatarak içinden bir şeyler geçiriyor. Küfür ediyor belki. Belki mi? Bütün bunlar bir mektupla daha da anlamlı olacak.

Cumhurbaşkanım yardım et

17 Şubat tarihli cinayetin ardından 10 Mart'ta aslen Başbakanlık'a şikayet servisi olan BİMER'e Barış Azizoğlu  imzalı fakat Cumhurbaşkanı'na hitaben bir mektup düşüyor. Sanığın abisi olan şahıs, Nuh Köklü'nün "Gezi olayının öncülerinden" olduğunu ve AKP milletvekili Metin Külünk'ün çoktan haberdar edildiği bu davayla onun da ilgilenmesini istiyor. Bağlı olduğu şeyhin adını da anıyor, gönül verdiği Erdoğan'a. Belli ki bir faydası dokunacak.

Bu mektubun müdahil avukatlarca bulunduğunu tahmin etmiştim, yanılmışım. Böyle bir rica mektubu, BİMER'den bir yetkili tarafından davayla ilgili dosyaya birden ekleniveriyor. Bu şu mu demek? Gereği yapılsın. Köklü'nün avukatları zaten bu kişi hakkında adil yargıyı etkilemekten suç duyurusunda bulunacaklar. Bir de Azizoğlu'nun bıçaklama sonrası kimi aradığı meselesi var. Gülümsediğini gören var konuşurken.

Yine kafalara takılan bir soru, böyle "kendi halinde" bir aktarın gece yarısı bulduğu ilk avukatı, daha evvel Sedat Peker'in avukatlığını yapmış, AKP'den milletvekili aday adayı olmuş biri, Halil İbrahim Serbest. Şimdi mahkemede "benim ne alakam olur siyasetle" minvalinde konuşuyor.

Tamam insanlar şaşkınlığından ve çağrıştırdığı naiflikten dolayı "kartopu davası" diyor ama bu son yılların en özet, en politik davalarından biri. Gezi sonrası hükümet ve özellikle de Tayyip Erdoğan'ın düşmanlaştırıcı, kışkırtıcı dilinin cinayet aleti bulmuş hali bu dava. "Gerekirse polistir" dediği esnafın vazife ifası. "Niye polis çağırmadın madem şikâyetçiydin kartopu oynayanlardan?" diye soruyorlar, adam "Polisin gelmesi yarım saat sürerdi" deyip önce sopasını, sonra bıçağını alıyor. İşini kendi halledecek gibi, yarım saat beklemeye lüzum yok gibi.

Görüntülerin de izleneceği bir sonraki duruşma 21 Ekim'de.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016