Hitler'li iki tespit
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

Hitler'li iki tespit

04.04.2017 10:21
Güncellenme:
Takip Et:

Nazilerin Almanya’yı kararnamelerle yönettiğini söyleyen Hollandalı Türkolog Prof. Dr. Zürcher, AKP sloganlarının Nazilerinkilere benzetilmesi kararını okuyucuya bıraktı. Türkiye siyasetini yakından takip eden Hollandalı Türkolog Prof. Dr. Erik J. Zürcher ile Hollanda krizini, ortalıkta dolaşan Osmanlı ruhunu, AKP’nin içeride ve dışarıda seçtiği yolu konuştuk.

Hollandalı bir Türkolog olarak bugünlerde ülkenizin gazetecileri tarafından çok aranıyor olmalısınız. Size en çok ne soruluyor, ne merak ediliyor?

Genelde iki mevzunun netleştirilmesini istiyorlar. İlki Türkiye’nin, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, canı gönülden AB üyeliği savunuculuğu yapması üzerinden daha on yıl bile geçmemişken Avrupa’yı neden böyle çok sert bir biçimde karşısına almayı seçtiğini anlamak istiyorlar. İkinci merakları da AKP liderliğinin bu aşırı milliyetçi çizgisini seçmeye hazır neden bu kadar çok Türk olduğuna dair...

Hollanda’nın tepkisi, içeride AKP tabanında “canlanan Osmanlı ruhu karşısında Avrupa’nın korkudan titrediği” şeklinde karşılık buluyor. Alanı tam da bu olan bir tarihçi olarak AKP’nin, Erdoğan’ın Osmanlı’nın ruhunu geri getirme iddiasına nasıl bakıyorsunuz?

Daha önce birçoğunun yaptığı gibi bir siyasetçinin tarihi bir araç olarak kullanmasının numunesi... Fakat bilhassa Osmanlı İmparatorluğu’nu anarken çok kişi, hakikaten birçok etnik yapının bir arada yaşadığı, çok kültürlü bir imparatorluk oluşunu görmezden gelebiliyor. Sanki imparatorluk bir Türk ulus-devletiymiş, sadece biraz daha büyüğüymüş gibi, Osmanlı geçmişini de Türkleştiriyorlar. Merkez Avrupa’da, Balkanlar’da ya da Ortadoğu’da çözümler ararken, çeşitliliği uzun müddet başarıyla idare etmiş yapılar olduklarından, tıpkı Habsburg İmparatorluğu gibi Osmanlı İmparatorluğu da ilginç bir referans noktası olabilirdi. Modern dünyamızda ulusdevletlerin yarattığı hasara tezat olarak ele alınabilirler. Suriye’nin, Irak’ın, Bosna’nın, Kosova’nın ve de Türkiye’nin yaşadığı felaketler bizi imparatorluklar yahut Avrupa Birliği gibi ulus kökenli olmayan çözümlerin erdemleri üzerine düşündürmeli. Bunu, geçmişi romantize etmeden, bu emperyal tarih Türk ulusal tarihiymiş gibi varsaymadan yapmak gerekiyor. Bu Osmanlı mitolojisinin yaratılması için çok uğraşmış, Necip Fazıl Kısakürek gibi kişilerin zehirli fikirlerinin, bugün insanları geçmişte hiç olmadığı kadar etkileyebilmesi büyük talihsizlik.

2005’te Türkiye tarihi üzerine bilimsel çalışmalarınız sebebiyle size Yüksek Şeref Madalyası verilirken Türkiye’nin gittikçe AB’ye yaklaştığını söylüyordunuz. Geçen yıl bu ödülü iade ederken Türkiye’nin artık Avrupalı bir ülke olma şansı kalmadığını söylediniz. 2005’teki yorumunuza dair bir pişmanlığınız, gerekçesini tespit ettiğiniz bir yanılgınız var mı?

2005’teki müspet takdirim bir dereceye kadar benim iyiniyetli okumamın sonucu olabilir. Beni AKP’nin kuzu kılığında kurt olduğuna dair uyaranların önyargıyla hareket ettiklerinden ve yeni rejime dürüstçe şans vermeleri gerektiğinden emindim. Fakat yine söyleyeceğim, 2003-2005 yılları arasında AKP Türkiye’yi daha demokratik bir ülke kılacak, yurttaşlarının haklarını önemli ölçüde artıran inanılmaz yasalar çıkardı. Abdullah Gül ve Ali Babacan gibi mühim aktörlerle Türkiye’nin Avrupa’ya entegre olabileceğini düşünmekte gerçekçi sayılmayacak bir yan yoktu. Ama başka birçok kişi gibi benim de ne kadar safça davrandığımı ya da son on yılda Erdoğan’ın ve AKP’nin ne kadar değiştiğini tam olarak ölçmek imkânsız.

Olağanüstü hal koşullarında bir referanduma doğru yol alıyoruz. Tarihin verdiği ders ışığında Türkiye’nin kısa ve uzun vadede geleceğini nasıl okuyorsunuz?

Tarihten bize geleceği göstermesini ummak hiçbir zaman iyi bir fikir değildir. Ama Türkiye’nin yakın geçmişinden bugün için geçerli bir durum arayacaksak 1961 ve 1982’deki iki referanduma bakabiliriz. İki oylama da, bilhassa 1982’deki, kısa bir süre önce gerçekleşmiş darbeleri izleyen askeri hâkimiyetin gölgesinde, “evet” demeye yönelik ağır bir devlet baskısı altında yapılmıştı.

Tabii tarihte daha karanlık bir paralellik de mevcut. 5 Mart 1933’te Adolf Hitler, Almanya’daki seçimlerden yüzde 43.9 oranında oy aldı ve sonrasında muhalif partileri yasakladı. Üç hafta sonra, 24 Mart 1933’te, Alman parlamentosundaki Nazi partisinin mutlak çoğunluğu Selahiyetlendirme Kanunu ile tüm iktidarı yürütmeye teslim etti. O andan itibaren Hitler Almanya’yı kararnameler ile yönetti. “Nasyonal Sosyalizm: Milletin Örgütlü İradesi”, “Tek Millet, Tek Devlet, Tek Lider” ve “Lider Hükmeder: Biz Takip Ederiz” şüphesiz Nazi sloganlarının en ünlülerindendir. Bunun benzerliklere işaret edip etmediğine karar vermeyi okurlara bırakıyorum.

KİMDİR?

1989-99 yılları arasında Amsterdam’daki Uluslararası Sosyal Tarih Ensititüsü’nün Türkiye bölümünü yöneten Prof. Dr. Erik J. Zürcher, 1997’den beri Hollanda Leiden Üniversitesi Türkiye Çalışmaları Bölümü öğretim üyesi. Zürcher’in çalışmaları özellikle 1880-1950 arası Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş yılları üzerine yoğunlaşmış. Derledikleri dışında Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, Milli Mücadelede İttihatçılık, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası isimli kitapları yazdı; Orta Asya ve İslam Dünyasında Kimlik Politikaları’nı ise Willem van Schendel ile birlikte hazırladı. (İletişim Yay.) Zürcher, Türkiye sıcak siyasetini de iyi takip eden bir isim. 2005’te Türkiye tarihi üzerine çalışmaları nedeniyle kendisine verilen Yüksek Şeref Madalyası’nı geçen yıl iade etmişti.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016