'AKP kumar oynuyor'
Selin Ongun
Son Köşe Yazıları

'AKP kumar oynuyor'

10.08.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 7 Haziran seçimlerine 20 gün kala söyleştiğimizde “AK Parti konforlu çoğunluğunu kaybedecek” diyerek 276 milletvekilinin altına inme şıkkını gündeme getirmişti. Seçimin ertesinde, 8 Haziran sabahı söyleştiğimizde “Erken seçim affedilmez” demişti. Şimdi Ankara’daki tahterevallinin bir ucunda koalisyon bir ucunda yeniden seçim varken fikri takip için sorduk: Ya sıradaki?

- 8 Haziran sabahı söyleştiğimizde “Erken seçim affedilmez” demiştiniz. Ufukta yine seçim var ise çok büyük değişiklikler getirir mi yeni seçim?

Kutuplaşma ve çok konuştuğumuz kimlik sıkışmaları gibi nedenlerle sandıkta radikal değişiklik olmadığını ve kolayca da olmayacağını söyledik hep. Son üç seçimin, 2014 yerel seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve 8 Haziran’ın analizini yaparken, bu seçim rallisini şöyle açıkladık. 1) Türkiye siyaseti dört partiye konsolide oldu. Bu dört siyasi partinin ya da hareketin beslendiği ya da üzerine oturduğu toplumsal, kültürel damarlar ve tarihsel süreçler var. 2) Bu dört parti bir bakıma dört kimliğin partisi haline dönüştü. Biri az biri çok ayrı konu. İslamcılık, laikçilik, Türkçülük üzerine üç parti var. HDP ise Kürtçülüğü aşmaya çalışıyor. 3) AK Parti ve karşıtları diye bir kutuplaşma net. Bu dinamikler hayatımızda etkin olduğu müddetçe erken seçim olsa da çok özel bir şey değişmez. Yeni bir seçim sandıkta radikal değişiklik getirmez. Yani AK Parti yüzde 48’e çıkmaz, yüzde 32’ye de düşmez. HDP yüzde 9’a düşmez, yüzde 18’e de çıkmaz. Bu anlamda büyük radikal değişiklikler söz konusu değil. Ama bu kez başka bir mesele var.

 

Erken seçim kumarı

- O nedir?

Seçime katılma oranı düşebilir. Kutuplaşma nedeniyle zaten seçmenin, 37-38 milyonun oyu belli. 8 Haziran’a giderken, seçimin kaderini kutuplaşmadan hareket etmeyen 9 milyon serinkanlı seçmen belirleyecek, demiştik. Ki öyle oldu. Bu kez o serinkanlı dediğimiz dokuz milyon seçmenin bir kısmı çatışma ortamının etkisi ile veya tepkisel olarak “bir şey değişmiyor” hissi ile sandığa gitmeyebilir. Böyle bir şıkta son seçimde kullanılan 47 milyon oy, bu kez 43 milyona düştü diyelim. Bu rakam 43 milyona düştüğünde AK Parti’nin 18 buçuk milyon oyunun yüzde karşılığı yüzde 43 buçuk olur. HDP’nin 6 milyon oyunun karşılığı yüzde 15 olur. Bu resimde de “oylar arttı” denir. Yeni tartışmalar başlar. Oysa aslında oy artmıyordur. Seçime katılan seçmen sayısının düşmesi farklı bir matematik sonuç getirir.

- 9 milyon serinkanlı seçmenin bir kısmının sandığa gitmemesi kimin işine yarar?

Önce AK Parti’nin işine yarar. Çatışma ortamı böyle bir olasılığı gündeme getirebilir. Belki de AK Parti böyle bir senaryoyu devreye soktu; bilmiyoruz. AK Parti’nin oyunun yüzde 40.7’den yüzde düşmesi, matematik olarak büyük değişiklik olmasa da bu rakamların üreteceği siyasi sonuçlar büyük olur. Dolayısıyla yeniden seçim olursa önümüzde iki önemli şık var. 1) Sandığa giden kutuplaşmadan hareket etmeyen, serinkanlı seçmen sayısı düşebilir. Bunun siyasi sonuçları da AK Parti’ye yarar. 2) AK Parti 7 Haziran sonucundan memnun değil, yeniden seçim istiyor. Ama bu aynı zamanda bir kumar.

- Neden?

Türkiye toplumunda beka duygusu çok güçlü. İnsanlar, milli takım maç kazandığında ya da Başbakan “one minute” dediğinde gururlanıyor. Ama “çıkarın ceketleri dövüşeceğiz” denildiğinde toplumsal geleceği ve devletin bekasını riske atan bir hamle görüyor ise toplum orada frene basıyor ve fena cezalandırıyor. AK Parti’nin 2002 iktidarından önceki dört yılı hatırlayalım. 2001 ekonomik krizi, 2000 ekonomik krizi, 1999 Marmara depremi ve 28 Şubat. Toplum, varolan düzen ve onun aktörleri geleceğimizi riske atıyor, dedi. Hepsini bir seçimde tasfiye etti. Cumhurbaşkanı son süreçte yaşananlara baktığımızda masadaki eli yükseltiyor. Toplum, gelen terör, saldırı haberleri vs. nedeni ile bu riskli ortamdan dolayı “devam” deyip razı olabilir. Fakat aynı toplum “bu riskli ortamı sen yarattın” deyip çok fena bir ceza da verebilir. Söze başlarken radikal değişiklik olmaz dedik. Fakat bu kumarda, böyle büyük bir radikal değişiklik de mümkün.

- “Çözüm süreci bitti” algısı, sandıkta nasıl karşılık bulur?

Uzun bir süredir hükümet, devlet, bürokrasi Kürt meselesini bölgeye kilitlemeye çalışıyor. Oysa Kürt meselesi hem metropollere hem de uluslararası arenaya taşındı çoktan. Bugünkü çatışmacı ortam, terör, ülke genelinde sokağa ve gündelik hayata yansırsa, bu işten AK Parti çok zararlı çıkar. Toplum, ülke yönetilemiyor ve her şeyimiz riske giriyor duygusuna kapılırsa, bunun faturasını AK Parti’ye keser.

- Erdoğan Kürtleri tekrar kazanır mı?

Kaybettiği Kürtleri kazanamaz artık. HDP’nin Kürtlerden aldığı oylar kalıcı.

- Erdoğan’ın kamuoyunu etkileme gücünde değişiklik var mı?

Hem gündemi etkilemek hem de tabanını dönüştürmek konusunda Erdoğan halen bir numaralı oyuncu. Sürecin başında yüzde 49’luk tabanını çözüm sürecine nasıl ikna ettiyse bugün de savaşmaya ikna etme gücü hâlâ var.

 

2017’de seçim şıkkı

- Davutoğlu’nun profilinde değişiklik var mı sizce?

Seçim meydanlarındaki gibi davranmamaya çalışıyor şimdi. Burada AK Parti ile Cumhurbaşkanı arasındaki mesele halledilmiş veya çözüme kavuşturulmuş değil. Cumhurbaşkanı’nın Davutoğlu’ndan ve partiden tümüyle mesut olmadığını anlıyoruz. AK Parti siyasal İslamdan gelip muhafazakar demokratlığa evrilen bir parti mi olacak? Yoksa siyasal İslamcılığa yeniden geri dönen bir parti mi olacak? Şu an elde başka alternatif olmadığı için o eski muhafazakâr demokratlığı itekleyen bütün dinamikler ve aktörler bugün Davutoğlu’nun arkasında hizalanıyor. Ama Suruç sonrası süren savaş hali bu aktörlerin yeniden Tayyip Erdoğan’ın arkasına geçme sonucunu da üretebilir. Bu nedenle eylüldeki AK Parti kurultayı siyasi geleceğimiz için çok önemli. Benzer bir tartışma HDP için de geçerli. HDP çoğulculuğu kurumsallaştıracak mı, Kürt siyasi hareketinin parçası olarak mı kalacak?

- “AK Parti ’de iki şık tartışılıyor, kasım ya da nisanda seçim” deniliyor. Seçmen için kasım ya da Nisan fark eder mi?

HDP hariç, diğer üç partinin (AK Parti, CHP, MHP) bir başarı hikâyesi üretmeden seçime gitmesi rasyonel siyasi akılla anlamsız. AK Parti’nin biraz daha zaman kazanarak, öyle veya böyle bir koalisyon kurarak, cebine birkaç avantaj ekleyerek seçime gitmenin peşine düşeceğini sanıyorum. Tüm irrasyonelliğin içinde şu olacak demek yazı tura atmak gibi. Ama ben hala AK Parti’nin MHP koalisyon ile 2017’de seçim şıkkına daha yakın olduğunu sanıyorum. Ama Cumhurbaşkanı’nın hemen seçim sıkıştırmalarından nasıl kurtulabilirler ya da kurtulabilirler mi, onu da bilmiyorum.

- MHP demişken Bahçeli “şerefsizler” çıkışının ardından da “Yüzde 13.1’e kaçak viski bile yetiştiremezsiniz” dedi. Bahçeli neyin peşinde?

Bence bu siyasi tarih açısından sahiden kafa yorulması gereken bir durum. Son haftaya kadar şunu düşündüm. Öcalan getirildiğinde idam meselesinin gündemden çıkarılmasında MHP kilit rol oynadı. 2002’de ülke sıkışmıştı, beklenmedik anda MHP erken seçim dedi. O seçimle çıkış bulundu. 2007’de e-muhtıra konuşulurken 367 krizinin aşılmasını ve Cumhurbaşkanı’nın seçilmesini sağladı. Türban meselesinde yine öyle. Şimdi Devlet Bey, koalisyona kapısını sıkıca kapayarak, ülkenin sıkıştığı siyasi konjonktürde, çıkış yolu için AK Parti-CHP koalisyonuna mı işaret ediyor acaba diye bir iyimser ihtimal aklıma gelmişti. Fakat kullandığı dile, danışmanın “üç bin kişilik şerefsiz listesi” gibi sözlerine bakınca bu dil bu ihtimali anlamsızlaştırıyor. Viski tartışması buraya gelince, anekdot olsun ve gülümseyelim diye anlatıyorum, Şubat 2015’te yaptığımız hayat tarzı araştırmasındaki verilere baktık. O araştırma, şirketlerin hedef kitle seçimlerine yönelik bir saha çalışmasıydı. Deneklerin içki tercihlerinden araba marka ve modellerine kadar uzanan verileri içeriyordu. Şubat 2015 bulgusundan söz ediyorum. HDP’nin içindeki içki içenler veya içkisi viski olanların oranları MHP’nin içindeki içki içenlerden veya içkisi viski olanlardan daha geride. MHP seçmeninin yüzde 4.8’i viski içiyor, HDP seçmeninin yüzde 3.8’i viski içiyor. İçki içme oranlarında da Türkiye genelinde MHP seçmeni yüzde 28, HDP seçmeni yüzde 23. Şimdi bu rakamları bu tartışmada malzeme olsun diye değil gülümseyelim ve bu saçma tartışmayı geçelim diye söylüyorum. Fakat burada başka bir problem daha var. Bunu da önce Sayın Cumhurbaşkanı başlattı, AK Parti’nin kalemşörleri de kullanıyor. “Cihangir solcuları” fişlemesinden söz ediyorum. İnsanları adresliyorsunuz ve bir insan kitlesini hedef gösteriyorsunuz. Zaten kutuplaşmadan dolayı, mekânsal olarak ayrı gettolarda yaşama eğilimindeyiz. Bu tip adreslemeler, kutuplaştırmalar giderek şiddeti körüklüyor ve ülkeye hayır getirmiyor.

 

AKP tek başına gelmez

- AK Parti ile CHP birlikte değişecekler ya da birlikte gidecekler, demiştiniz. Birlikte koalisyon kuramazlarsa?

Halen aynı fikirdeyim. AK Parti’deki değişim kıvılcımı CHP’deki değişimi de tetikler. Ya ikisi birden değişecekler ya da birlikte birer ikişer puan kayıpları olabilir. CHP’den HDP’ye, AK Parti’den MHP’ye. Az önce söyledik, bu çok büyük matematik sonuç üretmez ama siyasi sonuçları çok büyük olur. Bu ihtimal de kuvvetlidir bence.

- Erken seçim AK Parti’ye gönlündeki tek başına iktidar olmayı verebilecek mi? 276’yı bulabilecekler mi?

Hayır böyle bir ihtimal yok. Ben AK Parti’nin oyunun artmayacağı fikrindeyim. Bir kere HDP barajın altında kalmadan matematik olarak böyle bir ihtimal yok. HDP barajın altında kalır mı; hayır. Kabaca söyleyelim. HDP’nin 13 puanının 10 puanı Kürtlerden geldi. Türklerden hiç oy alamasa bile HDP hep yüzde 10’du ya da sınırdaydı. İki puanlık kesim, HDP’nin yeni iddiasına inandıkları için HDP’ye yönelmiş insanlar, bir puan ise Tayyip Erdoğan başkan olmasın, HDP barajı geçsin istemiyle stratejik oy denenler. Bu nedenle HDP en fazla bir puan geriler, yüzde 12 olur. Tabii yukarıya çıkma ihtimali de vardır. Dolayısıyla HDP’nin barajın altında kalmayacağı her durumda da siyasi tabloda radikal değişiklik, tek başına AK Parti iktidarı gibi bir durum düşük olasılık.

- CHP ve MHP için nasıl bir parantez açarsınız?

7 Haziran 54 milyon seçmenin içinden üç ya da dört milyon seçmen kabaca tercih değiştirdi. Ama ürettiği siyasi sonucun ne kadar büyük olduğunu gördük. Şimdi de en fazla bir milyon ya da iki milyon seçmen tercihini değiştirir. Burada önemli soru şu: O iki milyon tercihini değiştirecek insan, 50 milyonluk kitleden mi yoksa önceden yer değiştirmiş 3-4 milyonluk kitle içinden geriye dönüşler biçiminde mi olacak? Ben diyorum ki 50 milyonluk kitleden yeni akışlar olur. Ve üstelik de AK Parti ve CHP’nin aleyhine yeni akışlar olma olasılığı biraz daha güçlü.

 

Sıkıştırmanın nedeni HDP'nin yüzde 13'ü

- Şehit haberleri HDP’ye ilk kez şans veren Türkleri etkiler mi?

Şehit haberleri değil PKK’nın aldığı pozisyon HDP’ye oy vermiş Türklerin kararını etkiler. Bu çatışmanın kendisi ya da AK Parti’nin söyledikleri değil, PKK’nın aldığı ve almakta olduğu pozisyon etkiler. Uykudaki iki polisi öldürmenin, karısının yanında bir albayı öldürmenin ne hak mücadelesi, ne özgürlük mücadelesiyle alakası yok. Bu suikastçılık. PKK buna devam ederse başka tepki gelişir.

- Ya şu haber: “Demirtaş PKK’nın tüm eylemleri değil Ceylanpınar kirlidir” dedi. HDP, Demirtaş’ın Financial Times’da çıkan sözlerine dair bu düzeltmeyi yaptı. Bu profil HDP’ye ne yazar?

Burada durumu en sıkışık olan HDP. HDP yeni hayat, radikal demokrasi, barış iddiasıyla yola çıktı. Şimdi aniden savaş konjonktürünün içinde pozisyon almaya zorlanıyor. HDP bu sıkışıklığın içinde halen sivil siyaseti savunmaya çaba gösteriyor. Pozisyonunu korumaya çalışıyor. Bu sıkıştırma olası bir seçimde HDP’yi yüzde 13’ün altını indirmeye yönelik. HDP çoğulculuğu kurumsallaştırabilirse, Kürt siyasetinden filizlenmiş ama kimlikleri aşan siyasete yönelmeyi sürdürebilirse ülke selamete kavuşabilir.

- Parti kapatma, HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik iddianameler HDP’ye artı oy getirir mi?

Getirebilir. Yeni, barışçıl muhalefet tarzı HDP’nin lehine de çalışabilir. PKK da Kürt siyasetinin tüm unsurları da değişmeye razı ve hazır olmalılar. 2015 Türkiyesi’nde silahla sonuç almayı beklemek ve buna yaslanmak söz konusu olamaz.

- Seçim barajının düşürülmesi sandığı nasıl etkiler?

HDP açısından hiç etkilemez. Yüzde 3’e düşürürlerse o zaman radikal değişiklik olabilir. Büyük Birlik Partisi, Saadet Partisi ya da bugünkü tabloda olmayan faktörler resme dahil olur.

 

Yazarın Son Yazıları

'Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok'

Acıyı açık artırma pazarı var, ortak yas yok. Ölenler de kavgaya vesile

Devamını Oku
03.07.2016
“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”

Devamını Oku
27.06.2016
"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

"Hakan Fidan iki defa Fethullah Gülen'e gitti"

Devamını Oku
20.06.2016
Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Kan testi yaptılar, A pozitif, dünya vatandaşı çıkmışım. Yetmez mi!

Devamını Oku
13.06.2016
"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

"Suriye'de federasyon gözüküyor, kırmızı çizgiler Türkiye'yi kurtarmaz"

Devamını Oku
05.06.2016
Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Demirtaş: 'Kılıçdaroğlu, Genelkurmay'dan dokunulmazlık brifingi aldı'

Devamını Oku
30.05.2016
İslamcılık çöktü

İslamcılık çöktü

Devamını Oku
21.05.2016
AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

AKP: Neydi, ne oldu, ne olacak?

Devamını Oku
20.05.2016
Abdullah Gül biliyordu

Ahmet Sever: Gül, işlerin bu noktaya gelmesine şaşırmadı

Devamını Oku
10.05.2016
Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Ahmet Sever: Trol'lerin talimatları Saray'dan geliyor

Devamını Oku
08.05.2016
MHP'li Oğan: MHP’deki değişim AKP’nin sonu olur

MHP'li Oğan: Bizim de paralele teslim edecek partimiz yok

Devamını Oku
18.04.2016
'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

'Yangına körükle gitmek istemiyorum, gece ikide çağırsınlar yine giderim'

Devamını Oku
11.04.2016
'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

'Devletin ceberutluğunu şahsen öğrendim'

Devamını Oku
07.04.2016
'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

'Pandoranın kutusu açıldı, Diyanet ile bakanlık sessiz'

Devamını Oku
04.04.2016
‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

‘Ayar almam ayar veririm’ siyasetinin sonuna geldik

Devamını Oku
28.03.2016
Ülkemizi küçük düşürmeden...

Kısa süre önce annesini yitirdi Sezen Aksu. Başsağlığı için aradığımızda en çok onu söyledi: “Buradan da geçeceğiz..” Tutuklu akademisyenlerden Doç. Dr. Esra Mungan “İlk kez yaşamımda 50 saat kitap okumadım. Psikolojik işkenceydi” diyor. Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Bülent Arı ise “Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış cahil halktır” görüşünde.

Devamını Oku
28.03.2016
Çıkış için üç anahtar

Çıkış için üç anahtar

Devamını Oku
21.03.2016
Enkaz altındayız

Enkaz altındayız

Devamını Oku
20.03.2016
‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

‘Vize muafiyeti olmayacak kıyamet haziranda kopacak’

Devamını Oku
14.03.2016
'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

'Allah ıslah etsin demekten başka sözüm yok'

Devamını Oku
07.03.2016
'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

'Artık idrak etmeliyiz: Cumhuriyetin en sorunlu günlerindeyiz!'

Devamını Oku
29.02.2016
'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

'ABD, patlamayı YPG'nin yaptığına inansa da PYD politikasını değiştirmez'

Devamını Oku
22.02.2016
'Türkiye yeni soğuk savaşta cephe ülkesi, Rusya'nın kuşatması altında'

Irak işgalinde Bağdat büyükelçimiz olan Çeviköz: Türkiye’nin YPG’yi vurması IŞİD’e alan açmak olarak yorumlanabilir

Devamını Oku
15.02.2016
'Ambulans gelir yaralıları alır diye 5 gün bekledim'

Eski DBP Eşbaşkanı Emine Ayna siyasetten çekilmesinin ardından ilk kez konuştu

Devamını Oku
08.02.2016
'Esad'ın Suriyesi Rusya'nın mandası oldu'

Özülker’e göre Türkiye, Esad’la PYD arasında seçim yapma noktasına gelebilir.

Devamını Oku
01.02.2016
Genel başkanlık mı? Aman Allahım!

CHP’nin yeni parti sözcüsü Böke, “Partililerin desteklerinden müthiş onur duyuyorum” dedi.

Devamını Oku
25.01.2016
‘Feryat ediyorum, başaramadık Türkiye’ye yazık, hepimize yazık...’

Demokratik Toplum Kongresi EşBaşkanı Dicle Cumhuriyet’e konuştu: “Halklarımıza barış hediye edemedik. Bazen düşünüyoruz, ölüm orucuna mı yatsak? O top sesleri gelirken evde yatağa girmekten utanıyoruz...”

Devamını Oku
18.01.2016
‘Kin gütmem, demek partim bu duruma gelmiş derim, geçerim’

Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış: "Türkiye mezhepçilik yapıyor algısı var. Bizim o algıyı derhal ortadan kaldırmamız lazım. Suudi Arabistan ve İran’a eşit mesafede durmazsak bu algı daha da güçlenir...”

Devamını Oku
11.01.2016
'Necip Fazıl yaşasaydı Erdoğan’ı desteklemezdi'

2015 yılı ile birlikte Altan Öymen 83’ünü, Hüsamettin Cindoruk da 82’sini tamamlarken konuştuk

Devamını Oku
04.01.2016
‘Hemen adım atılmazsa şu anki durumu mumla ararız’

Cumhuriyet, CHP ve HDP’nin Diyarbakır il başkanlarını bir araya getirdi. CHP, HDP ve Hüda-Par’lı temsilciler “Kaybedecek vakit yok” diyor. Vatandaş, yaşananların taraflı haberleştirilmesinden bıkkın.

Devamını Oku
28.12.2015
Bir yol var: Yaşamak ve yaşatmak...

Sezen Aksu Cumhuriyet'e yazdı: Düşmanlık, öldürmenin rasyonelleştiği o pusuda pazarlanıyor.

Devamını Oku
21.12.2015
'Fokurdayan tencere patlar'

Eski BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Sözcüsü Metin Çorabatır: “Entegrasyonu yapmazsak sosyal patlamalar olacak. Açlık düzeyinde yaşayanlar, okulsuz çocuklar, hastalananlar... Entegrasyon olmazsa bu fokurdayan düdüklü tencere patlar.”

Devamını Oku
14.12.2015
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş: O barikatları anlamak gerek

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Mesele artık sadece Öcalan değil, o barikatları kuranlar 90’lı yılların taş atan çocuklarının öfkeyle büyümesidir.

Devamını Oku
08.12.2015
'Devlet sırrı da yok casusluk da'

Eski MİT Müşteşar Yardımcısı Cevat Öneş: Demokratik ülkelerde, istihbarat teşkilatlarının yasadışı faaliyetleri yargılanır, otoriter ülkelerde tartışması olmaz.

Devamını Oku
06.12.2015
Dink’ten Elçi’ye güvercin kasapları

DP milletvekili Mithat Sancar, Tahir Elçi’nin katledilmesinin aklına Hrant Dink’i getirdiğini söyledi.Sancar, “Bir başlık koymak gerekirse: Güvercinler ve güvercin kasapları...” dedi.

Devamını Oku
30.11.2015
Ruşen Çakır: İslam yok ortada iktidar savaşı var

İslamcı hareketler konusundaki uzmanlığıyla tanınan Ruşen Çakır’a göre geçen 13 yılda İslami hareket büyük bir meydan okuma ile iktidarı ele geçirdi, sonunda devlet oldu. Cemaat ile AKP savaşı ise İslami hareketin birikimlerini sıfırladı. Şu anda hükümet kazanıyor gibi görünse de iki taraf da kaybediyor.

Devamını Oku
23.11.2015
'HDP'yi sakatladılar'

Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner: Kandil’dekiler, AKP’ye ‘senin savaş oyununda yokum’ deseydi, HDP büyük bir manevrayla inisiyatif sahibi olacaktı.

Devamını Oku
16.11.2015
Ahmet Tezcan: Erdoğan'ın dar uçak kadrolarını oluşturanlar işlerini yapmadı

Ahmet Tezcan'a göre Başkanlık: Erdoğan dışarıya set çekmek istedi

Devamını Oku
12.11.2015
‘MKYK’de Tayyip Bey’e çekilseniz diyenler vardı’

Erdoğan’ın eski basın danışmanı, gazeteci-yazar Ahmet Tezcan: Nokta günlükleri vaziyeti nasıl sorguladıklarının göstergesi. Arınç’ların kopacağına inananlar bunu atlıyor.

Devamını Oku
11.11.2015
‘Demokrasiyi sürdürmek mümkün mü, sanmıyorum’

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ersin Kalaycıoğlu: 1 Kasım itibari ile Türkiye hâkim parti sistemini geçti. AKP hegemonyacı bir parti olmaya doğru gidiyor.

Devamını Oku
10.11.2015