'17 yaşındayım, bana bu acıyı yaşatma'
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

'17 yaşındayım, bana bu acıyı yaşatma'

22.10.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Zaten iyi olanın işi ne, hastaneler civa gibi işleyen, civa gibi ağır yerler. Fakat 10 Ekim’deki katliamdan beri Ankara’nın hastanelerinde başka bir ağırlık var. Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin “Acil” girişinde bir kriz masası karşılıyor gelenleri. Arkada bir de depo olarak adlandırılan büyük çadır var; içi yatak çarşafından kadın pedine, kabandan kesme şekere gönüllülerin yolladıklarıyla dolu. İlk günden itibaren inanılmaz bir ağ kurulmuş. Her bir yaralının, refakatçisinin ve dışarıda kalan yakınlarının ihtiyaçları gün içinde belirleniyor, eldekilerin dağıtımı yapılıyor ya da satın alınıyor. Maddi yardım yapanların her birine faturalı, hasta yakınından imzalı belge gidiyor.

Ellerinde koca bir fihrist... Aranabilecek avukatlar, sağlıkçılar belli. Sadece evini açanların ayrı, kendi aracıyla ulaşım desteği vermek isteyenlerin sayfalarca ayrı bir listesi var. Altı otel kapılarını yaralı yakınlarına açmış, ikisinde hâlâ kalan mevcut; bunun organizasyonuyla ilgileniyorlar. Biz oradayken yağmur yağıyor, bir koca poşet yağmurluk geliyor birden. Bir kadın 100 kişiye aşure dağıtabilmek için çizelgedeki uygun güne adını yazdırıyor. İnanılmaz bir organizasyon oturtulmuş. Refakat için gönüllü olanlar, ailesi gelememiş ya da olmayan yaralıların yanında kalmış. Çok ağır bir mesaiden söz ediyoruz.

10 Ekim Dayanışması’nda öğrenciler, partilerden insanlar da var; çoğunluk ise sendikalı, izinli orada bulunan kamu çalışanı. İsimlerini vermeleri bu açıdan doğru değil ama daha çok “Ne önemi var ki” duygusundalar. Yaptıkları işin bu kadar önemsenmesinden çekiniyorlar sanki. Hepsi ya alandaymış o gün ya da varmak üzereymiş. Kimi iki kilometre ötedeki evine gitmeyip orada kalıyor şimdi, kimi ilaçsız uyuyamıyor. “Biz de böyle tedavi oluyoruz” diyorlar, işe yarama, iyi gelme hissi onları sağaltıyor. “Ben de olabilirdim” bilgisi, politik motivasyonla birleşince muadili az görülen bir dayanışma yaratmış burada. Yaralılar taburcu olurken ağlaşıyor, o derece.

İyi olacağız’

CHP Gençlik Kolları’ndan Malatyalı Orçun Murat Çalış, dün taburcu olurken dedi ki “Sadece ailemle ben duramazdım burada. Kardeşten, arkadaştan öte hepsi, bu insanlar sayesinde direndim”. 23 yaşındaki Orçun, tekerlekli sandalyede, bir kolu askıda. Saçlarındaki, sakallarındaki yanıklar gibi, parlak gözlerine ara ara inen buzlu cam da o günden. “İyiyiz, iyi olacağız abla” diyor gülerek.

Orçun ayrılırken telefonlar alınıyor, fotoğraflar çektiriliyor, defalarca sıkı sıkı sarılıyor herkes. Döner dönmez üç yıl önce bıraktığı üniversiteye dönecek ama önce kaybettiği yedi arkadaşının ailesini ziyaret edecek. Yaralı kolundaki ameliyat izine de dövme yaptırmak istiyormuş sonra.

Bir yandan 10 Ekim, ne çok bedene, ruha çoktan dövme olmuş bile, silinmesi imkânsız.

 

46 yaralı, 13'ü yoğun bakımda

O cumartesiden beri 10 Ekim Dayanışması’nda olanlar hastanelerdeki ilk günü nasıl tarif edeceğini bilemiyor. 400’e yakın yaralı girişi olmuş, kayıp yakınları, ölüm haberi alanlar, feryat figan... Dün taburcu olanlar çıkarıldığında, son yaralı sayısı 46 olarak veriliyor,13’ü hâlâ yoğun bakımda...

 

'Onun sayesinde hayattayım'

“Yaşadığımız bu kadar kötü şeyin ortasında, böyle güzellikler de var, bilinsin” diyerek anlatmaya başladı yatağında doğrulup. Aslen Malatyalı olan Can Ateş, 17 yıldır Adana Havalimanı’nda çalışıyor. 10 Ekim’de KESK’e bağlı sendikası BTS’yle alandaydı. “Onun sayesinde hayattayım” diyor. Patlamadan hemen sonra elini tutan, hiç tanımadığı 17 yaşında genç bir kadın. Önce soğukkanlılıkla hemen dibindeki kopuk bir bacağı kenara koyuyor, sonra Ateş’in şarapnel ve bilye parçalarıyla dağılan iki bacağını, muhtemelen üzerinde “barış” yazan bir afişle hızla sarıyor. “Gözlerimin içine bak, 17 yaşındayım, bana bu acıyı yaşatma” diye bağırıyor sonra. Ateş’i hastaneye götürene kadar da elini bırakmıyor. Onun sayesinde bilincini kaybetmemiş. Gözleri dolarak anlatıyor şimdi.

 

Genç kadını aradı ama...

Kendine geldikten sonra o genç kadını bulmak istemiş. Kriz Masası’ndakilerin çabalarıyla İstanbul Ümraniye, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’ndan olduğunu öğrenmiş de. Hatta telefonda konuşmuşlar. Taburcu olduğunda ilk iş görmek istiyor.

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016