Zaman Daralırken (04.12.2015)

04 Aralık 2015 Cuma

İktidar partisinin önümüzdeki dönemde kasım seçimleriyle kazandığı çoğunluğun sağladığı güvenilmez gücü başka yöntemlerle sağlamlaştırmaya ağırlık vereceği anlaşılıyor. Amaç, kaotik ve kanlı bir ortamda “istikrar” sloganı ile sağlanmış “meşruiyetin” yasallaşması, iktidarın ittifaklara gereksinim duymaksızın, siyasi ideolojik ortaklar olmaksızın tekleşmesidir. Aslında on yılda yeteri kadar olgunlaşmış tekleşme projesi, Cemaat’in tasfiyesi için düğmeye basıldığı gün hız kazandı. Orduya, ulusalcı kesimlere, demokratlara yönelmiş büyük tasfiye hareketinin kazanımlarını yeterli gören iktidar partisi için, operasyonların, yolsuzlukların ortağı, tanığı olan, bu nedenle de tehlike saçan Cemaat’in tasfiye edilmesi zorunluluktu.

***

Kuşkusuz bu adım, uzunca bir süre iktidara destek veren liberal kesimlerle de yolların ayrılmasını gerektiriyordu. Liberallerin bir kesimi kendilerini ihanete uğramış, aldatılmış hissettiler. Bu aynı zamanda onlar açısından entelektüel olarak yanlış kurgulanmış, giderek onur kırıcı olacağı anlaşılan ittifaktan kurtulma anlamı da taşıyordu. Bir kesim liberal ise tam olarak “künhüne vakıf” olmadıkları özgürlük ve laiklik konusundaki yanlışta ısrar ederek liberalizmi de terk ettiler; İslamcı partiye “biat” etmeyi seçtiler.

***

Ne demek tekleşme? Tekleşme iktidar partisinin bundan böyle kendisine ortak aramaması, içindeki ayrık otlarını, sallananları harcaması, ideolojik olarak kendi tasarımını dayatması, mutlak itaat istemesidir. Bu da tarihteki benzerleri gibi, kitle desteğini artıracak söylemlere ağırlık vermeyi, muhalif medyayı ortadan kaldırmayı zorunlu kılar. Bir iki inatçı, küçük TV kanalı, bir iki gazeteden başka muhalif kalmamıştır. Ana akım denilen kesime yönelik operasyonlar da sonuç veriyor; medyada kalmakta direnen sermaye sahiplerine, hâlâ yazıp çizenlere yönelik tehdidin, şantajın işe yaradığı görülüyor.

***

Kuşkusuz iktidar partisi büyük avantajlara sahip olsa da düz bir yolda ilerlemiyor. AKP, çözemediği sorunlar, yanlış hesaplar, stratejiler nedeniyle başı dertte olan bir partidir. Üstelik korkuları var. Dışarıyla işlerin kötü gitmesinden korkuyor; hâlâ itiraz edenlerden, küçük görünen ama potansiyeli olan soldan, Gezi isyanına benzer çıkışların parlamentoda azımsanmayacak bir güç oluşturan siyasal partilerle oluşturacağı eşgüdümlü muhalefetten ürküyor. Bu nedenle de tekleşme hamlesini bir an önce sonuçlandırmak istiyor.

***

Tarih bilgimizin bize öğrettiği sermaye çevrelerinin tam desteğini kazanmadan bu sonucun elde edilemeyeceğidir. Banka sermayesi ile iyi giden işlerin büyük sermayenin biraz da dışarıdan kaynaklanan “liberal çocukluklarının” tasfiyesiyle tamamlanması gerekiyor. Son TÜSİAD toplantısında Başbakan’ın sözlerini ayakta dinleyen büyük sermayenin artık, nihayet ideolojik politik tekleşmeye pek sevdikleri “istikrar” nedeniyle itiraz etmemesi bekleniyor.
Etmeyeceklerdir. Toplumda, doğuda, batıda, içeride, dışarıda sıkıntı sona ermeyecektir ama ne gam; zor zamanlarda kârların korunması için iyidir tekleşme; iyidir tek millet, iyidir tek parti, iyidir tek...
Nasıldı bu tekerlemenin gerisi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları