Dolmabahçe açıklaması tanımlanamayan bir cisim olarak siyasette yer almaya devam ediyor. İşin merkezinde de yine başkanlık meselesi yatıyor.
Bülent Arınç, Erdoğan’ın Dolmabahçe açıklamasından haberdar olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı belli ki bundan fevkalade rahatsız oldu. Ta Şili’lerden Arınç’a cevap verdi. Artık işin özgülü ağırlığı kalmadı. Belli ki köprüler atılmış.
Fakat Arınç, Dolmabahçe’den Erdoğan’ın haberdar olduğunu ilk defa söylemiyor.
Vakti zamanında hâlâ hükümet üyesiyken şunu demişti:
“Bugün yapılanlardan, yarın geleceğimiz noktadan Sayın Cumhurbaşkanımızın habersiz sayılması mümkün değildir, her şeyi çok iyi bilmektedir. Milli Güvenlik Kurulu ne zaman emretmişse kendisine bilgi sunulmaktadır. Çözüm sürecinde aktör olan bakan arkadaşlarımız tarafından kendilerine arz edilmektedir. ‘Bundan hoşlanmadım, hoşuma gitmedi, soğuk veya sıcak karşıladım’ beyanları kendi hissi beyanlarıdır. Sorumluluk hükümetin üstündedir, bunları kendi özgün düşünceleri olarak kabul edebiliriz.”
Yani, o zaman Arınç, Erdoğan’ın haberi var, sorumluluk da hükümette diyerek reis vesayetine itiraz etmişti.
Cumhurbaşkanı’nın buna yanıtı ise işin merkezinde neden başkanlık tartışmasının yattığını gösteriyor:
“Hükümetle Cumhurbaşkanı her an her konuyu görüşüyor diye bir şey yok. Yani olaya böyle abartılı yaklaşım doğru değil. O dediğiniz başkanlık sistemine geçmeden olmuyor. Orada kendi tasarruflarını kullanmışlar. ‘Hayırlı olsun’ demek düşer bana. Ama ben de bu durumdan rahatsız olduğumu söyleme hakkına sahibim.”
Yani, o zaman Erdoğan, başkanlık sisteminde olmadığımız için bana haber vermeden kafalarına göre iş yapıyorlar diye yakınmış.
Peki Dolmabahçe açıklamasından Erdoğan bihaberken onun açıklamayı bildiğini ileri süren Arınç haberdar mıymış?
Pek öyle değil.
Arınç, 28 Şubat tarihindeki görüşmeden iki gün önce “HDP ile ortak açıklama söz konusu değil” demişti.
Bunun üzerine Pervin Buldan Twitter’da “Birazdan hükümet yetkilileriyle ortak basın toplantısı yapacağız. Bu arada Bülent Arınç Bey’e selamlar...” yazarak kendisine serzenişte bulunmuştu.
Selahattin Demirtaş ise Dolmabahçe açıklamasını takip eden günlerde Bülent Arınç’ın çözüm sürecine karşı olduğunu ifade ederek istifa etmesi gerektiğini söylemişti.
Ortalıkta bir muamma var.
Kim yaptı bu toplantıyı?
Böylesine kritik bir süreçte böylesine önemli bir açıklama nasıl, hangi sebeple cami avlusuna bırakılmış bebek gibi sahipsiz kaldı?
Hadi saf saf sormayalım, bize cevabı o açıklamada bulunan Yalçın Akdoğan versin.
“Biz de Erdoğan düşmanlığı yaparsak barajı geçeriz. Peki süreç ne olacak? Bunu düşünmediler. Bile bile süreci kurban ederek girdiler. (…) Erdoğan’ı başkan seçtirmeyeceğiz aslında bir tahrikti. (…) Öcalan bence bunları yakalarsa sopayla kovalar. HDP, Diyarbakır’dan Cihangir’e eksen kayması yaşadı. Kandil, İmralı’nın üzerinde bir pozisyon üretmeye çalıştı.”
Memleketin çok derin ve önemli bir sorunu bir şahsın ikbal meselesine bağlandı.
Neticesi ortada.
Arınç’ın açıklamaları, iktidarın bir kanadının reis vesayetinden rahatsız olduğunun işareti olabilir.
Olabilir de ne değişir.
Basra harap olduktan sonra.
Basra harap olduktan sonra
Yazarın Son Yazıları
Tutuklu yargı
Ete doyan vatandaş balığa yöneliyor
Kimiz biz?
Trump gidiyor mu?
Milli birlik
Gemi ve kaptan
Yazık ettiniz efendiler
Krizin faturası
Trump, Erdoğan, Brunson
Brunson meselesi
Yapalım yargıda şeyini...
Orta ve Doğu Avrupa’yı gezerken
Anayasa yok
Afrika tipi başkanlık
Muhalefet partilerinin hali
Yılgınlık
Soylu ne yapıyor?
Nasıl olacak?
Demokrasi. Şimdi!
Büyük uzlaşmaya doğru
Bir hafta kala
Az kaldı
İhtimaller
Adayı alkışlamak
En tuhaf seçim
Akıldışı
Nedir bu ‘senaryo’?
Gençlik Bayramı
Tekme
Seçime damgasını vuranlar
Bir umut
T A M A M derken
Sıkıcı manifesto
Devlet imkânı
100 bin imza?
Teşhis ve tedavi
İlk tur, ikinci tur
Biraz dinlen
Geçmişin Türkiye’sinin erken seçimi
Cin şişeden çıktı