Avrupa’nın en uzun gecesi

25 Haziran 2016 Cumartesi

Tsunami, deprem, şok, badire, karanlık, belirsizlik, panik...
Brexit referandumunun sonuçlarını tanımlamak için kullanılan sözcükler bunlar.
Lunapark trenlerinin tepetaklak yuvarlanışına benzeyen bu şok referandum sonuçlarının ardından Avrupa’nın ruh halini en iyi anlatan ifade gerçekte bir “dumur hali”.
“Londra AB’den ayrılacak, ayırılmayacak, ayrılacak, ayrılmayacak” şeklinde aylardan beri papatya falına dönüşen Brexit beklentileri sandıklar açılırken “olumlu”ya dönmüştü...
Yoyo gibi uçlara savrulan umutlar geçen aya dek, İngiltere’nin AB’de kalmasından yana görünüyordu.
Mayısta beklentiler sürpriz şekilde Brexit’e döndü. Ama referanduma bir hafta kala Brexit karşıtı bir genç kadın milletvekilinin sokaktaki infazından sonra “AB’de kalalım”cılar tekrar yükselişe geçti.
Referanduma girerken “AB’ciler” ile “AB karşıtları” kafa kafaydı.
Sandıklar açıldığında ilk sonuçlara göre “Brexit”çiler yenilmişti. Piyasalar uçmuş, Sterlin havalanmıştı.

Şok şok şok Brexit
Yatağa girerken gördüğümüz tablo buydu. Şok, şok, şok... Sabah başka bir dünyaya uyandık. Eşim “Kalk! Brexit kazandı!” diye üzerimden sabah pikeyi çektiğinde, Berlin Duvarı’nın yıkılışıyla karşılaştırılabilecek bir olguyla karşılaştığımızı anladım.
Sondajlar ve piyasalar yanılmış, Londra ve AB başkentleri saatler süren sessizliğe gömülmüştü.
Brexit cephesinin ön saftaki sponsorlarından ırkçı UKIP lideri Nigel Farage’dan başka bayram yapan yoktu.
Tarihi yenilgi alan Başbakan Cameron ortada görünmüyordu. Kesin sonuçların belli olmasından saatler sonra nihayet istifasını açıklamak üzere Downing Street’teki rezidansında beliren Cameron’ın çehresi yaşadığı fırtınayı ele vermese de yanındaki eşi Samantha’nın yüz ifadesi hortlak görmüş gibiydi.
İskoçya’nın 2 yıl önceki bağımsızlık referandumunda şansı yaver giden ve arzuladığı sonucu elde eden Cameron, şuursuzca bu defa İngiltere’nin 43 yıllık AB üyeliğini riske atarak Brexit referandumunu tetiklemiş ve siyasi kariyerini bitirmişti. Hırslı başbakanın kaybının ağırlığını, eşinin yüzünde görebiliyorduk. Samantha Cameron’ın ifadesi rulet masasında hayatlarının servetini bırakanların ifadesinden farksızdı.
AB’nin ana eksen liderleri; Almanya’da Merkel ve Fransa’da Hollande saatlerce kelam etmediler. Paris ve Berlin’in sessizliğine bakılırsa, Alman Şansölyesi ile Fransa Cumhurbaşkanı da Cameron denli derin düş kırıklığı içindeydi. Kampanya boyunca nitekim ne Paris, ne Berlin’den... İngiltere’nin AB’yi terk etmesi olasılığı karşısında somut bir “B planı” geliştirildiğine dair işaret gelmemişti.

En ağır kriz
İngiltere’nin AB’den ayrılması karşısında, kurucu ilk altı (Fransa, Almanya, İtalya, Benelüks) “Ortak Pazar ülkesi”nden “sherpa”ların evet bir dizi toplantı düzenlediğine dair haberler geliyordu ama içeriğe dair bir bilgi yoktu. “Altılılar” şimdi Berlin’de apar topar toplanacak. Ama bilinen biricik şey gerek AB, gerek Londra açısından çok büyük bir belirsizlik dönemine girildiği...
AB açısından bu, 60 yıllık tarihinin en ağır krizi.
AB’nin gerçi, hep krizlerle yol aldığı söyleniyor ama şimdiye dek hiçbir kriz AB için bu kadar devasa bir inandırıcılık krizi oluşturmadı. AB’nin hiçbir döneminde bugünkü çapta liderlik krizi yaşanmadı. Paris-Berlin işbirliği, hiç bugünkü denli zayıf olmadı. Ulusalcı popülizm hiç böyle güçlü olmadı. Birlik asla uzun dönemli stratejiden bugünkü denli yoksun kalmadı.
Brexit zaferi ardından büyük liderler nitekim suskun kalırken, ilk söz alanlar milliyetçi ve aşırı sağ popülist liderler oldu.
Farage gibi Fransa da Le Pen, Hollanda da Geert Wilders, İtalya da Matteo Salvini sahne alıp derhal benzeri referandumları ülkelerinde ilan etmek istediklerini söylediler. Korkulan “domino etkisi”nin ilk işaretlerini verdiler.
AB “bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” modunda.
İngilizler de Brüksel’den ayrılalım derken, içte İskoçlar ve Kuzey İrlandalıların bayrak açma tehdidi ile karşı karşıya.
“Dimyat’a giderken evdeki pirinçten olmak” tam bu durumlar için söylenmiş.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları