‘Geldiğimiz nokta!’

14 Temmuz 2016 Perşembe

Binali Yıldırım açıkladı:
“Hastanelerimiz o kadar şirin
hale geldi ki, oğlunu, kızını evlendirmek için, yuvalar kurmak için hastanelere gidiyorlar. Acil servis tedavi değil yuva kurmak için hizmet veriyor. İşte geldiğimiz nokta bu” dedi.
(- Bizim oğlana kız bakmaya gideceğiz, bugün Cerrahpaşa Acil’e, yarın Amerikan Acil’e...
-Yoo bence önce Livv Hospital’ı, Memorial’ı, yabancı isimlileri deneyin...
Gerisini mizah yazarlarına bırakıyorum!)
Başbakan’ın bu sözü hani, Abdülhamid’in Maarif nazırının “Şu mektepler olmasa, maarifi ne güzel idare ederdim” lafını anımsatıyor.
Sağlık sektöründeki yanlışları, sorunları, özetle kendi yetersizliklerini ve beceriksizliklerini, “yuva kurdurmakla” gölgeleme çabası... Geldiğimiz nokta bu işte...
Geldiğimiz nokta, cehaletin yükselmesi!
Geldiğimiz nokta, seviyesizlik!
Geldiğimiz nokta, milleti gerizekâlı yerine koyma noktası!

***

Geldiğimiz noktaları bir çırpıda sayacak olursam:
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlere cadı avı sürmekte.... Geriye dönük Facebook sayfaları taranıyor ve oradaki paylaşımlar nedeniyle soruşturmalar açılıyor.
Geldiğimiz nokta: Eğitim Birliği’nin yerle bir edilmesi. Maarif Vakfı Kanunu’yla eğitimin hızla dinselleştirilmesi.
Daha önce de sözünü ettim: CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan’ın, Mersin’de, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile İl Müftülüğü’nün ilkokul çocuklarına yönelik “4 Gün Okul / 1 Gün Cami” projesi için soru önergesi vermişti.
Geldiğimiz nokta: Gelen yanıtın alay eder gibi olması. Sarıhan’ın hiçbir sorusuna yanıt verilmediği, anayasaya aykırılığı; anayasanın din ve vicdan hürriyetine aykırılığının dikkate alınmaması...
Geldiğimiz nokta: Dünya sıralamalarında eğitim alanında yerlerde sürünüyor olmamız...
Geldiğimiz nokta: Hem eğitim, hem de demokrasi konusunda uygulamalara tepki gösterdikleri için Eğitim Sen üyelerinin hedef seçilmesi, baskı görmeleri, sindirilmeye çalışılmaları...
Geldiğimiz nokta: Daha çok, daha çok gençlerin, bu ülkeyi terk etmek istemeleri...

***

Kısa sürede sosyal medyada ve Change.org aracılığıyla bir kampanya başlatıldı: “TBMM’de kabul edilen Maarif Kanunu’nu kabul etmiyorum!” başlıklı kampanyanın imza metni şöyle:
“Mevcut hükümet ve devletin eğitimi düzenleme stratejisi, çocuklarımızı ve onların geleceklerini tehdit ediyor.
TBMM’de kabul edilen Maarif Yasası’na muhalefet partilerinin reddi ise acınacak düzeyde zayıf.
Bu durumda bizlere yani halka ise hem hükümeti hem de muhalefeti reddetmek düşüyor.
Konu çocuklarımız.
Hiçbir biçimde hiçbir uzlaşmayı kabul edemeyeceğimiz konu; çocuklarımızdır.
Bir ülke, bir meclis, bir aile, bir tek insan dahi çocuğun en üstün yararından başka bir karar alıp, onu kendi siyasi, toplumsal, ekonomik, duygusal, ati çıkarı için kullanamaz.
Hepimizin birlikte savaşacağı en önemli konuda herkesin hilafsız bir araya gelmesi gereklidir.
Çocuğunu, çocuğu yoksa bir çocuğu gerçekten önemseyen herkes bu kampanyanın asıl savunucusu olmalıdır.”
Siz hâlâ bu kampanyaya katılmadınız mı? İmzalamadınız mı?
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları