Birden Köy Enstitülerini hatırladım...

17 Nisan 2017 Pazartesi

Birden aklıma geldi.
Köy Enstitüleri.
17 Nisan, kuruluş tarihidir. 1940 yılı.
Köy çocuklarını eğitip köye öğretmen yapma projesiydi.
Eğitimde ilk yerli, ilk milli.
Atatürk çok beğenmişti.
İsmet İnönü heyecanla destekledi.
Hasan Âli Yücel Milli Eğitim bakanıydı.
Oğlu Can Yücel sonra şair olacaktı.
İsmail Hakkı Tonguç eğitimci, uygulamanın babası.
Köy çocukları, kızlı, erkekli öğreniyorlardı.
Toprağı ekmeyi, biçmeyi. Hayvancılığı, arıcılığı.
Marangozluğu öğreniyorlardı. Demirciliği. Yapı yapmayı.
Tolstoy’u okuyorlardı. Klasik romanları. Her yıl 25 roman.
Klasik müzik dinliyorlardı.
Âşık Veysel’den türkü söylemeyi.
Geleceğin ışıkları parlıyordu.
Güneşin ışıkları pırıl pırıl beyinleri aydınlatıyordu.
Korktular. Toprak ağaları korktular.
Sonraki yıllarda itirafları vardır.
“Bunlar gelecek, köylüyü uyandıracaklar” diye korktular.
Doğruydu, öyle olacaktı.
Eğer öyle olsaydı belki de bugünler başka günler olacaktı.
Bırakmadılar.
Sömürücüler.
Emek hırsızları. Özgürlük hırsızları. İnsanlık hırsızları.
Bırakmadılar.
“Komünist yuvaları” diye suçladılar.
“Dinsizlik öğretiliyor” diye suçladılar.
Köy Enstitüleri kapatıldı. 1954 yılıydı.

***

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Köy Enstitülerini geziyordu.
Öğrencileri görmeye oralara gidiyordu.
Son Cumhurbaşkanı muhtarları sarayına çağırıyor.
Son cumhurbaşkanı kendine büyük bir saray yaptırdı.
Oraya muhtarları çağırıyor, ağırlıyor.
Köy öğretmeninin yerini köy muhtarı aldı.
Eğitimin yerini yönetim aldı.
Onun işaretidir bu değişim.
Eğitim itaat eğitimidir.
Yönetim, çobanın sürüyü gütmesi.
Eğitimden anlaşılan artık budur.
Yönetimden anlaşılacak olan da bu.

***

Köy Enstitüleri sadece bir sembol değildir, bir işlevdir.
Bir işlevdir.
Toprağı işlerken kendini de işleyeceksin.
Tohumu serperken kendini de geleceğe hazırlayacaksın.
Ürünü toplarken kendini de göreceksin.
Tahtaları birbirine eklerken kendi anlamını da düşüneceksin.
Bir yapının temelini kazarken ülkenin çatısını da bileceksin.
Bir yaşam bir işlevdir.
Yaşarken bileceksin ki,
yaşamının bir anlamı olmalıdır.
Yaşarken bileceksin ki,
dünyaya bir değer katmalısın.
İşte, Enstitülü öğrenci, öğreniyorsun ki;
ellerinle harç kararken dünyayı değiştiriyorsun.
Sürdüğün her karış toprak ürün verirken,
salladığın her çekiç bir çiviyi çakarken,
okuduğun her satır aklına yerleşirken,
dinlediğin her ezgi içine işlerken,
yaşamına anlam kazandırıyorsun,
dünyaya değer katıyorsun.
Aldığını çoğaltıp veriyorsun.
Bildiğini arttırıp paylaşıyorsun.
Biz, hepimiz, Köy Enstitülü öğrencileriz.
Böyle bildik. Böyle öğrendik. Böyle yaşıyoruz.

***

Dünkü referandum mu?
Doğrulara, sadece doğrulara EVET diyerek yaşıyorsan,
Yanlışlara, hep yanlışlara HAYIR diyerek yaşıyorsan,
Bütün referandumları SEN KAZANIYORSUN.
Bilmen gereken de budur...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ben başkan olamazsam? 11 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları