SEZGİN TANRIKULU - Barışın anahtarı evin içinde
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

SEZGİN TANRIKULU - Barışın anahtarı evin içinde

28.08.2017 09:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çanakkale’den “Herkes İçin Adalet” diye seslenirken yıllardır tabuya dönüştürülen Kürt meselesini göz ardı edemeyiz. Hele de 25 Eylül’deki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu yaklaşmışken

 

15 yıl önce, her türlü adaletsizliğe ve şiddet olayına karşı çıkarak, baro olarak Diyarbakır’dan, tüm Türkiye’ye “Herkes İçin Adalet” çağrısında bulunmuştuk. 2017’de de Çanakkale’den tüm Türkiye için “Herkes İçin Adalet” diyoruz. O zaman Diyarbakır Barosu başkanı olarak, çalışma arkadaşlarımla Kürt sorununun tüm ezici, trajik gerçekliğini yaşamış bir kentten bu çağrıyı yapıyorduk. Bizlerin yaşadığını tanık olduklarını kimse yaşamasın, kimse tanık olmasın istiyorduk.
2002’de AKP iktidarı başladığında, çatışmasız bir dönem vardı, “terör gündemi” yoktu. Şimdi ise halimiz malum. Uluslararası Kriz Grubu’nun hazırladığı rapora göre, son iki yılda 3 binden fazla insanımızı “Kürt meselesi çerçevesinde” kurban vermişiz. Gene de, “Herkes İçin Adalet” demekten hiç vazgeçmeyecek ve inatla, bu ideali tüm Türkiye için gerçeğe dönüştüreceğiz.

Referandum krizi
Ancak, bu yolda tabuya dönüştürülen Kürt meselesini de göz ardı edemeyiz. Hele bu meselede, yeni bir krizle karşı karşıyayken. 25 Eylül 2017’de adına ne derseniz deyin, ister Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ister Kürdistan Bölgesel Yönetimi, bağımsızlık için referandum yapacak. Bu referandum, Türkiye’de büyük bir tepkiyle karşılanıyor. Türkiye’de bir nevi “vebalı” sözcük olan “Kürdistan” adını taşıyan bir ülkenin Irak’ın bugünkü sınırları içinde kurulması, “savaş sebebi” olarak da adlandırılıyor.
Diyelim, 60-80 yaş arası siyasetçilerin, cengâver naralarla attıkları savaş sloganları ve yaptıkları savaş çağrıları gerçekleşti ve Ankara, yakın zamana kadar çok yakın ilişkiler içinde olduğu Barzani yönetiminin liderliğindeki Kürtlere savaş açtı. Bu savaşın kazananı kim olacak? Dünya ve Türkiye’deki silah tüccarlarından başka, kim ne kazanacak? Balkanlar’dan Ortadoğu’ya, İran-Irak Savaşı’ndan Bosna’ya hangi bölgesel savaş kime, ne kazandırdı?

Sri Lanka modeli
Irak’taki referandum ötesinde, Türkiye’de “Sri Lanka modeli” uygulanmasından da bahsediliyor. Sri Lanka devleti, yaklaşık 20 yıllık bir çatışmanın sonunda, tüm insan hakları değerlerini, evrensel kanunları hiçe sayarak, Tamil halkını insan yerine koymayarak, tüm askeri gücünü seferber edip çatıştığı Tamil Kaplanları’nın silahlı üyeleri ve sivil halk arasında hiçbir ayrım yapmadan tam bir kıyım gerçekleştirdi. Türkiye, kendi Kürt halkına karşı bu “politikayı” mı reva görüyor?
Kaldı ki Türkiye, Güney Asya’da, dört tarafı sularla çevrili bir ada değil. Sri Lanka gibi sivil, kadın, çocuk ayrımı yapmadan bir kıyım yapmaya kalkılması tüm bölgeyi ateşe atar. Ada ülkesi olmanın getirdiği coğrafi izolasyon nedeniyle, Sri Lanka’nın Tamilleri ile Hindistan’daki ve çevre ülkelerdekiler yalıtmış durumda. Kaldı ki, Tamil halkı, Türkiye’deki Kürt nüfus örneğinde olduğu gibi, tüm ülkeye yayılmış değil. Ayrıca,Tamillerin dini Hindu ve Singallerin dini ağırlıklı olarak Budizm olduğu için, “kız alıp kız verdik” gibi bir durum yok, nüfuslar iç içe geçmemiş.

Kürtler acıyı bilir
Her şeyden önce, ayda yaklaşık bin insanın kıyıma uğradığı bir “politika”, Türkiye’de bir kişinin aklından dahi geçirmemesi gereken bir gaddarlık. Türkiye’nin de geleceğini savaşta değil barışta araması gerekiyor. Ancak, kimliklerimiz üzerinden çok ağır ithamlara maruz bırakılıyor ve Türkiye içindeki keskin kutuplaşma sonucu devamlı bir kör dövüşü içinde yaşıyor ve yaşatılıyoruz. Kürtseniz, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün katledilmesinin ardından üzüntü duyma hakkı bile verilmiyor. Hemen saldırılar ve karalama kampanyaları başlıyor.
Bundan 7 yıl önceki ağustos, çok sevdiğim bir dostumu, eski Batman Barosu Başkanı Sedat Özevin’i, PKK üyeleri tarafından yola döşenen mayının patlaması sonucu kaybettim. Sedat ve o patlamada yaşamını kaybeden Sadi, Salih ve Sofi Özdemir’in ardından şöyle demiştim: “Belki bu mayın, o yangının ihbarı üzerine muhtemelen gidecek olan askerlere denk gelecekti... Peki, ne fark edecekti? Bu sonuç ortaya çıkınca, yani dostlarımız, arkadaşlarımız değil de askerler ölseydi, biz susmalı mıydık? Böyle lanet bir tuzakta ölenler asker olunca, ‘ne büyük başarı’ diye düşünüp susmalı mıydık? Hayır! O nedenle de şimdi tam zamanıdır! Bu savaşa ve bu yöntemlere daha da yüksek bir sesle karşı çıkmanın tam zamanıdır.”
Kürtlerle, terörizmle özdeşleştirilmeye çalışılıyor. Ama bizler, en yakın dostlarımızı, insanlarımızı şiddete kurbana verdik. Ve evet, 15 yaşındaki Eren Bülbül için de büyük acı duyuyoruz. Çünkü Eren bizim insanımız, parçamız, vatandaşımız; 15 yaşında pırıl pırıl bir çocuğumuz. Hiç kimse merak etmesin; terörizm nedir, şiddet nedir Kürtler çok ağır biçimde ve çok büyük acılar çekerek öğrendi. Evlerinde oturup hiçbir yakınını kaybetmemiş insanların zehirli diliyle de konuşmazlar.
Kürtler, bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu vatandaşlarıdır. Kimse, koskoca bir topluluğu, milyonlarca insanı doğuştan gelen kimliği üzerinden damgalayamaz, karalayamaz, kimse bu kimliğe hakaret edemez. Üzerine konuşmuyoruz, konuşturulmuyoruz ama çok hazin ve trajik bir dönem yaşanıyor Türkiye’de. Çok vahim insan hakları ihlalleri “rutin hale” geliyor ve 1990’larda Kürtlerin yaşadığı acılar, tüm Türkiye’ye yayılıyor. Bu arada Kürtlerin kendileri de, bölgeye yollanan yolsuz ve hukuksuz işler peşinde kötü niyetli, devlet nüfuzunu istismar eden kimselerin insafına bırakılıyor. 90’ına gelmiş analara işkence yapan güvenlik görevlilerinden her türlü yolsuzluğa buluşan kayyımlara, Kürt kardeşleriniz bu muameleyi mi hak ediyor?
Artık, birbirimize ait olduğumuzu anımsama zamanı. Hiçbir insanımız arasında ayrım olmadan beraber yaşamamız ve birbirimizi hiçbir şekilde hakir görmememiz gerektiğini anlamanın zamanı. Asıl şimdi, sorunları konuşmanın, yanlışlara dikkat çekmenin, herkes ama herkes için ayrımsız, adaleti istemenin zamanı. Biz el değiliz, aynı toprağın evladıyız. Çünkü barışın anahtarı evin içinde, bizlerin arasında.  

SEZGİN TANRIKULU
CHP, İstanbul milletvekili

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025