Avrupa’yla imtiyazlı ortaklık
Aslı Aydıntaşbaş
Son Köşe Yazıları

Avrupa’yla imtiyazlı ortaklık

07.01.2018 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Soğuk bir cuma akşamı Paris’teki Elysee Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel  Macron arasındaki görüşme, birkaç açıdan önemliydi.
Birincisi, uzunca bir süredir Batı Avrupa başkentlerinden davet almayan (ve bundan hayli şikâyetçi olduğunu bildiğimiz) Erdoğan, ilk kez önemli bir Avrupa ülkesinin başkentine resmi gezi yaptı ve arzuladığı protokolle ağırlandı.
Bu ne demek? Paris’e resmi gezi ve Elysee Sarayı’ndaki protokol, Türkiye’nin Avrupa yolunun yeniden açıldığı anlamına gelmiyor. Ancak Avrupa’nın Türkiye’yi artık olduğu gibi kabul ettiği, kısa dönemde fazla bir değişiklik beklemediği, bundan sonra “ikili” ilişkilere odaklanmak istediği anlamına geliyor.
İkili ilişkiler derken kastettiğim, AB üyelik sürecinde ilerleme değil. Brüksel’i unutun. Bu konuda kimsenin beklentisi yok. AB üyesi ülkeler, Ankara’nın Kopenhag Kriterleri’nden hayli uzaklaştığını ve demokrasiye dönüş noktasında bir irade göstermediğinin farkında. Bu yüzden de bundan sonra “üyelik müzakerelerini” pas geçip Ankara’yla ikili ilişkileri derinleştirmek niyetindeler. 2018 yılında, Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere gibi ülkelerle ticaret, daha daha ticaret, terörle mücadele ve Ortadoğu konularında ikili temaslar olacaktır.
Ancak Türkiye’nin AB üyelik perspektifi, belki de bir daha hiç canlanmayacak biçimde rafa kalkmış gözüküyor.
Bana göre Paris’teki görüşme bu yüzden sembolikti. Son derece iyi anlaşan ve şu zamana kadar 12 defa telefonla ve 3 kez yüz yüze görüşen Macron ve Erdoğan’ın, Elysee Sarayı’ndaki buluşması, Türkiye’nin artık AB’yle “imtiyazlı ortaklık” dönemine girişiydi.
Nedir 2000’li yıllarda Ankara’nın hararetle “Asla kabul etmeyiz” diye karşı çıktığı bu “imtiyazlı ortaklık” Avrupa kulübüne üye olmadan dış çeperde özel bir statüyle “dost ve kardeş” ülke olarak konumlanmak. Ortak değerler, reform ve ortak karar/egemenlik gibi konuları bir kenara bırakarak, ticaret ve dış politika konularında paslaşmak.
Yıllardır Avrupa Birliği’ne gönül veren diplomatlarımız “imtiyazlı ortaklık” lafını duyunca saçını başını yolsa da, aslında işin özü budur. Macron’un “Her iki tarafın da süreç normal ilerliyormuş gibi sergilediği ikiyüzlülüğü bir tarafa bırakması gerekiyor” sözlerinin özellikle altını çiziyorum. Gelecekte Türkiye ve AB ilişkileri üyelik değil imtiyazlı bir ortaklıktır.
Zaten iki liderin ifade özgürlüğü ve demokrasi konularındaki açıklamalarından da Ankara ve Avrupa arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğu, aynı kulüpte yer almanın mümkün olamayacağı belli olmadı mı? Macron’un oracıkta da ifade ettiği gibi Avrupalılar açısından, görüşleri ya da yazıları dolayısıyla bir gazeteciyi hapse atmak, en temel insan hakkı ihlallerinden biri. Hiçbir Avrupa ülkesinde ya da ileri demokraside gazeteciler yazdıklarından dolayı terörle suçlanmıyor. (Biz Türkiye’deki demokratların da savunduğu değerler bu.)
Erdoğan ise, “Terör ve teröristlerin bahçıvanları vardır. Bu bahçıvanlar düşünce adamı diye bakılanlardır. Onlar gazetelerindeki köşelerinden orayı sularlar” diyerek, bırakın Fransızları, hiçbir Batılı ya da demokrat aydının anlam veremeyeceği bambaşka bir dünya görüşünü savundu. Bu durum, “değerler” ve “demokrasi” noktasında Avrupa ve Türkiye arasında artık müzakere edecek ortak zemin kalmadığının habercisi gibiydi.
(Ancak unutmayın beyler, Türkiye’de Erdoğan değil Macron gibi düşünen, demokrasi ve ifade özgürlüğüne inanan, Ahmet Şık, Akın Atalay ve Murat Sabuncu’yu “terörist bahçıvanı” değil gazeteci olarak gören bir yüzde 50 de var.)

Yazarın Son Yazıları

Yaklaşan facia

Yaklaşan facia

Devamını Oku
06.09.2018
Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Yalancı bahar mı ikinci bahar mı?

Devamını Oku
30.08.2018
Bu mu devlet aklı?

Bu mu devlet aklı?

Devamını Oku
26.08.2018
Lale Devri bitti!

Lale Devri bitti!

Devamını Oku
23.08.2018
Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter

Devamını Oku
19.08.2018
Avrupa ile yakınlaşmak için

Avrupa ile yakınlaşmak için

Devamını Oku
17.08.2018
Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Trump, Brunson’la ilgili ne demiş?

Devamını Oku
12.08.2018
Alis harikalar diyarında

Alis harikalar diyarında

Devamını Oku
09.08.2018
Takas formülü: Önce Rahip Brunson sonra Hakan Atilla

Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük krizinde gerilim düşüyor. Henüz bir “el sıkışma” olmasa da, Brunson krizinin nasıl aşılacağı konusunda bir formül yavaş yavaş şekillenmeye başladı. Formül, iki ülkenin de aylardır konuştuğu “Andrew Brunson-Hakan Atilla” takası. Brunson’ın ABD’ye gönderilmesi karşılığında Atilla bir süre sonra Türkiye’ye gelecek.

Devamını Oku
05.08.2018
Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Brunson yaptırımları ve devam eden pazarlıklar

Devamını Oku
02.08.2018
Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Brunson’la takas fikri kimden çıktı

Devamını Oku
29.07.2018
Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Al Papaz’ı ver Halkbank’ı

Devamını Oku
26.07.2018
Sessizlik

Sessizlik

Devamını Oku
22.07.2018
Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Bir demokrasi kendini nasıl savunur?

Devamını Oku
19.07.2018
Batı’yla pazarlık

Batı’yla pazarlık

Devamını Oku
15.07.2018
Osmanlı bu değildi

Osmanlı bu değildi

Devamını Oku
12.07.2018
Yeni dönem ne olur?

Yeni dönem ne olur?

Devamını Oku
08.07.2018
Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Dünya karıştıkça biz geriliyoruz

Devamını Oku
05.07.2018
Hüzün

Hüzün

Devamını Oku
01.07.2018
Sonuçlara bir de böyle bakın

Sonuçlara bir de böyle bakın

Devamını Oku
28.06.2018
Kazanacağız

Kazanacağız

Devamını Oku
24.06.2018
25 Haziran Türkiye’si

25 Haziran Türkiye’si

Devamını Oku
21.06.2018
Emanetim sende saklı

Emanetim sende saklı

Devamını Oku
17.06.2018
İki seçim arası

İki seçim arası

Devamını Oku
14.06.2018
MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

MERKEL: Kendine gel! TRUMP: Dükkân benim

Devamını Oku
11.06.2018
"Akşener'in İnce'yi desteklemesinin önünü kesmeye çalışacaklar"

Oyun büyük

Devamını Oku
10.06.2018
Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Ver Papaz’ı, Al Münbiç’i

Devamını Oku
07.06.2018
Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Ben sana iktidar olamazsın demedim...

Devamını Oku
03.06.2018
Sessiz çoğunluk

Sessiz çoğunluk

Devamını Oku
31.05.2018
Burası Rusya değil kardeşim

Burası Rusya değil kardeşim

Devamını Oku
27.05.2018
Ne yapmalı? (24.05.2018)

Ne yapmalı?

Devamını Oku
24.05.2018
Dip dalga ne gösteriyor?

Dip dalga ne gösteriyor?

Devamını Oku
20.05.2018
Baskıda kaosa geçiş süreci

Baskıda kaosa geçiş süreci

Devamını Oku
17.05.2018
Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Dışarıda olan seçimi nasıl etkiler?

Devamını Oku
13.05.2018
Attım bunu cebe

Attım bunu cebe

Devamını Oku
11.05.2018
Bilinenler, bilinmeyenler

Bilinenler, bilinmeyenler

Devamını Oku
06.05.2018
Piyesin son sahnesi

Piyesin son sahnesi

Devamını Oku
03.05.2018
Diktatörlüğün sıradanlaşması

Diktatörlüğün sıradanlaşması

Devamını Oku
29.04.2018
CHP’nin zor kararı

CHP’nin zor kararı

Devamını Oku
26.04.2018
İki çift lafım var...

İki çift lafım var...

Devamını Oku
22.04.2018