Yumuşama ve normalleşme ortamı(!)

Yumuşama ve normalleşme ortamı(!)

12.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

1) Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre:

Erkekler, Nisan 2024’te en az 30 kadını ve iki çocuğu öldürmüş...

En az 33 kadına şiddet uygulamış...

En az 20 kız ve oğlan çocuğunu istismar etmiş...

En az 10 kadını taciz etmiş...

En az 20 kadın seks işçiliğine zorlanmış.

2) Okul Müdürü İbrahim Oktugan sığınmacı bir öğrenci tarafından öldürüldü.

Olayı protesto eden eğitimciler “can güvenliği için” ülke genelinde 81 ilde iş bıraktı.

3) Doktorlar sürekli olarak saldırıya uğruyor, bazen yaralanıyor, bazen de katlediliyor.

4) Apartman ve site sakinleri arasında çıkan kavgalar bile kimi zaman ölümle sonuçlanıyor.

5) Trafikte çıkan kavgalar yaralanmalara yol açıyor.

6) Aileler ve esnaf arasında ölümle sonuçlanan çatışmalar yaşanıyor.

7) KHK ile işten atılanlar protesto eylemlerini sürdürüyor, sonuç alamıyor; “Kanun Hükmü” adlı belgesel film Antalya Film Festivali’nde sorun yaratıyor.

8) Avukatlar, “Adalet Nöbeti” tutuyor.

9) “Cumartesi Anneleri” eylemi sürüyor.

 10) DİSK-AR Raporu’na göre geniş tanımlı işsiz sayısı 9.5 milyon!

Zamana bağlı eksik istihdam bir yılda 948 bin kişi arttı!

Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 24.1!

Geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 32.1!

11) Enflasyon 2024 Mayıs ayında TÜİK’e göre yüzde 69.80 ENAG’a göre yüzde 124.35.

VE İKTİDAR 9. YARGI PAKETİ İÇİNDE “ETKİ AJANI” TANIMLAMASIYLA, YAZARLARIN, YORUMCULARIN VE DEMOKRATİK TOPLUM ÖRGÜTÜ TEMSİLCİLERİNİN, CASUSLUKLA SUÇLANMASINA OLANAK TANIYAN BİR MADDE GETİRİYOR:

1) Öyle bir iktidar ki Anayasa’dan, yasalardan, kurallardan ve bunları uygulayan bürokratlardan, bunlara göre karar veren mahkemelerden hoşlanmıyor; kendi yaptığı Anayasa’ya bile uymuyor... Ve bunu açıkça dile getiriyor, hukukun ve mahkemelerin kendisine ayak bağı olduğunu söylüyor.

2) Öyle bir iktidar ki genel ahlaka ek olarak bir de meslek ahlakı olan çalışanlardan hiç hazzetmiyor... 

Halkı, hukukçulara, doktorlara ve bütün sağlık çalışanlarına, öğretmenlere, okul müdürlerine, mimarlara, mühendislere, meslek odalarına karşı kışkırtıyor.

3) Öyle bir iktidar ki kadına şiddeti önlemekte öncü olan “İstanbul Sözleşmesi”nden bir gece, tek bir kişinin imzasıyla çıkıyor.

4) Öyle bir iktidar ki mavi ve beyaz yakalı emekçileri ve emeklileri sürekli sömürüyor, ulusal serveti ve milli geliri kendi oligarşisine aktarıyor.

5) Öyle bir iktidar ki belirsiz, muğlak ifadelerle oluşturduğu ceza maddeleriyle ve emrine aldığı bazı sözde hukukçularla, her türlü ifade özgürlüğünü zedeliyor; medyayı baskılıyor.

6) Öyle bir iktidar ki müttefiki olarak ülkeyi yönettiği Cemaati darbe yapacak güce eriştiriyor ve darbe girişimi sonrası onu terör örgütü ilan edip, hem pek çok insanı mahkûm ediyor hem de onunla temas etmiş olan bazı kişileri tehdit ederek yasalara aykırı işler yaptırıyor.

7) Öyle bir iktidar ki haksız ve hukuksuz kararlarla hapsedilenlerin, hasta ve yaşlı mahpusların, KHK’lerle işlerinden atılanların, seslerini duymuyor, haklarını aramaları için kullanabilecekleri yolları zorlaştırıyor ve uzatıyor.

Ne AYM ve ne de AİHM kararlarını uyguluyor.

8) Öyle bir iktidar ki insanların mal varlıklarına el koyuyor, kent yenileme gerekçesiyle vatandaşları tapulu evlerinden dışarı atıyor

“Rezerv Yapı Alanı” uygulaması ile kimsenin gayrimenkul mülkiyeti güvenliği kalmıyor.

9) Ve öyle bir iktidar ki Başkent’te güpegündüz işlenen bir siyasal cinayetin aydınlatılması için gerekli adımların atılmasını bile sağlayamadığı gibi, yargı sürecinin dahi “gerekli özenle” işlemesini güvence altına alamıyor.

***

BU ORTAMDA, BU ORTAMI YARATAN BÖYLE BİR İKTİDAR, MUHALEFETTEN, YUMUŞAMA VE NORMALLEŞME İSTİYOR!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025