Bir dava ve bir Orhan Kemal

Bir dava ve bir Orhan Kemal

18.01.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Önceki gün Ankara’da 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yıllar süren ve öldürülen aydınlık insanlarımız Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok ve Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle bağlantılı “umut davası”nın duruşması yapıldı. Uğur Mumcu ailesinin avukatları doğrultusunda yılların hukukçusu Turgut Kazan, Mehmet Ağar’ın tanık olarak dinlenmesinin nedenselliğini, 90’lı yıllarda yaşanan Susurluk’la ve “kahramanı” Mehmet Ağar’la, Güldal Mumcu’ya Ağar’ın, yine Mumcu avukatı tanıklığında sarf ettiği cinayete ilişkin “Tuğlayı çekersem yıkılır” sözleriyle ve o dönemki toplumsal olaylar üzerinden bir hat kurarak ortaya koydu. Güldal Mumcu, yeniden hafızalarımızdan silinmeyecek konuşmayı mahkeme heyeti ile paylaştı. Mumcu ailesinin diğer avukatı Yalçın Akbal da sanık Oğuz Demir’in Türkiye’de olup olmadığının tespitinin yapılmasını istedi. Böylece 32 yıldır süregelen kısa duruşmalardan birinin sonucu olarak mahkeme ara kararında dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın tanık olarak dinlenmesine ve sanık Oğuz Demir ile ailesinin Türkiye’de yaşayıp yaşamadığının tespiti için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar verdi. Mahkeme salonunda bu davayı takip etmeye çalışan üç beş gazetecinin dışında, benzer kaderi paylaşan Sol Yayınevi’nin sahibi Alaz Erdost ve Yarbay Ali Tatar’ın sevgili ağabeyi Ahmet Tatar’la birlikte içimiz soğumadan başkent sokaklarında uzun yürüyüş yaptık. Cinayetlerden sonra yargının da gereken ilgiyi göstermemesine, adaletsizliğin sıradanlaşmasına tepki göstererek Shakespeare’nin dizeleriyle “Kim dayanabilir zamanın kırbacına?/ Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,/ Sevgisinin kepaze edilmesine,/ Kanunların bu kadar yavaş/ Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine./ Kötülere kul olmasına iyi insanın” diyerek isyanımızı yine birbirimize gösterdik. Ama sürekli birbirimizi boğmaktan da yorulduk. 

***

Dün ise TÜYAP Adana Kitap Fuarı kapsamında Orhan Kemal’in otobiyografik romanlarını Okan Toygar yönetiminde Işık Öğütçü, Mazlum Vesek ve Nevzat Hız konuştu. Işık Öğütçü babası Orhan Kemal’in ev hallerinden, Nevzat Hız futbolla olan yakın ilişkisinden, Mazlum Vesek ilk dönem yazdığı otobiyografik romanlarındaki yaşama bakışından söz açtı. Okan Toygar ise bu büyük yazarın emek-sermaye ilişkisini öne alan romanlarına özel bir bakış koydu. Orhan Kemal, pek çok konu başlığıyla mercek altına alınabilecek, konuşulabilecek, tartışılabilecek ama her defasında yeni bir derinlikle karşılaşmamıza vesile olacak büyüklükte bir edebiyat insanı. Gönül ister ki Adana Büyükşehir Belediyesi dört başı mamur bir “Orhan Kemal sempozyumu” düzenlesin, romanlarına kaynaklık eden Çukurova’yla topraklarla Orhan babanın yazdıkları birleşsin! 

***

Çünkü 1940’ların Türkiye’sinden 68’e uzayan dönem süresince Orhan Kemal’in zengin halk dünyası, bu dünyanın olgularıyla, inançları ve hayat görüşleriyle çakışan kişisel yaşayışın izlenimleriyle dolar taşar. Adanalı Orhan Kemal’den mahpus Orhan Kemal’e, İstanbullu Orhan Kemal’e uzanan bu çizgi sınıf bilinciyle incelikli bir şekilde birleşir. Bu nedenle de o devlet dersinden sürekli olarak bırakılacak bir konuma ötelenir.

***

Diyeceğim o ki öldürülen aydınlarla hayatı boyunca mahpuslukta gördüğü eziyet, ekonomik sıkıntılara karşı direnişiyle hep aynı hattadır Orhan Kemal. Nitekim antik Yunan’da tanrılar, Tantalos’u bir göle hapseder. Ne zaman Tantolos susayıp bir yudum su içmeye kalksa göl aniden çekilip bataklığa dönüşür. Bu ülkede ne zaman aydınlar bilgilerini öne koyarak özgürlük alanına girse sular çekilir. Bir bakıma ölen öldüğüyle, acı çeken çektiğiyle kalır. 

***

Oysa bizim onlardan devraldığımız miras artık hazin sonlara değil güzel başlangıçlara yaraşıyor. 

Yazarın Son Yazıları

Kapitalizmin laneti futbolda şike...

Sam Shepard’ın yazdığı “Aç Sınıfın Laneti” vahşi Amerikan rüyasının çöküşünü bir çiftlikte yaşayan dört kişilik ailenin hikâyesi üzerinden anlatır bize.

Devamını Oku
06.12.2025
Erhan Gökgücü Ödülleri

Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında aklımda ellenmeden duran bir bölüm vardır.

Devamını Oku
29.11.2025
Çocuk Mezarlığı

Geçtiğimiz hafta Urfa’da marangoz atölyesinde çalışan bir çocuk işçi cezalandırılmak maksadıyla önce soyuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025