AB üyelik süreci için son bir hamle
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

AB üyelik süreci için son bir hamle

17.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

AB’nin henüz açmadığı ve yakın gelecekte de açmayacağı müzakere fasılları kapsamında, AB’yi beklemeden yasama faaliyetine girişmek muhalefetin TBMM’deki hedefi olmalıdır. Konjonktürel olarak AB ile ilişkilerin gerilmemesine ihtiyaç duyan AKP’yi bu konuda ikna etmek imkânsız olmayabilir. En azından denemeye değer.

Yasal altyapısı 2004- 2006 yıllarında bazı kanunlarda yapılan değişikliklerle hazırlanan ve 2007 seçimleri sonrasında görünür hale gelen otoriterleşme sürecinin, Türkiye’nin AB üyelik perspektifini ortadan kaldıran başlıca etmen olduğu herkesin malumu. AKP, iktidarının ilk yıllarında hevesli göründüğü AB’ye üyelik hedefini, küresel ve ulusal güç odakları nezdinde meşruiyetini sağlama alacak bir kaldıraç olarak kullandı.
Ancak Türkiye’nin bugün geldiği nokta salt AKP iktidarının eseri değil. AB’nin de bunda payı bulunuyor. AB 2005’te Türkiye ile ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı belirsiz, ucu açık bir müzakere süreci başlattı. Türkiye’nin söz gelimi Hırvatistan’dan farklı olarak AB’ye ne zaman üye olacağının belli olmadığı, on yıllarca da sürebilecek bu müzakere modeli, birliğin demokratikleşme kaldıracı olma işlevini zayıflattı.

AKP ‘Gülen örgütü’
Dahası AB, Türkiye’deki otoriterleşmenin önemli bileşenlerinden biri olan siyasal tasfiye süreçlerini (Ergenekon gibi) destekledi. Kuvvetler ayrılığının zayıflaması ve AKP - “Gülen örgütü” koalisyonunun yüksek yargıyı ele geçirmesi bakımından kritik önemdeki 2010 referandumunun ardından, Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi şunları söyleyebildi: “Bu reformlar doğru yönde atılmış bir adımdır. Türkiye’nin AB üyelik kriterlerine uyum sürecindeki çabaları bağlamında gündeme gelen bir dizi öncelik, değiştirilen maddeler kapsamında gündeme gelmiştir.”
Bunlara ek olarak, Annan Planı adanın güneyindeki referandumda reddedilince, yani Kıbrıs meselesine bir çözüm bulunamamışken Güney Kıbrıs tüm adayı temsilen, Kıbrıs Cumhuriyeti adıyla AB’ye üye kabul edildi. Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakereleri 19’u henüz açılmamış 35 fasıldan oluşuyor ve 6 adet fasıl Güney Kıbrıs tarafından bloke edilmiş durumda.
Ezcümle Türkiye’de demokratik düzenin aşınmasında, AKP iktidarının, ilkyıllarındaki reformcu maskesini kenara atacak kadar kendini özgüvenli hissettiği noktada gerçek gündemini hayata geçirmesinin yanı sıra, AB’nin de payı bulunuyor. Fakat bu durum AB’nin demokratikleşmede kaldıraç rolü oynama potansiyelini ortadan kaldırmıyor. AB’nin siyasi aktörlerinin Türkiye’ye yönelik politikalarındaki hata ve noksanlardan bağımsız olarak, birliğin kurum ve kurallarına uyum sağlama çabalarının yeniden başlaması, çoktandır unutulmuş olan “demokratikleşme” kavramını ülke gündemine geri getirecek bir araç olabilir.

19 başlıkta AB kriterleri
Bunun için AB’nin yeni müzakere fasılları açmasını beklemek bir zorunluluk değil. Birlik yeni bir fasıl açma kararı almasa da, 35 fasıldan geçici olarak kapatılan biri ve halen açık bulunan 15’i dışında kalan 19 başlıkta AB kriterleri doğrultusunda kanun, tüzük ve yönetmelik değişiklikleri yapmanın önünde hiçbir engel yok.
Bu noktaya ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimleri öncesinde dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “Fasıl açılmasını beklemeden AB’de demokrasinin hangi kuralları geçerliyse tümünü yapacağız (...) AB ile uyum yasalarının tamamı yeni fasıl açılması beklenmeden parlamentodan çıkacak (...) Oturalım, demokrasi standartlarını kendimiz hayata geçirelim, sonra dönüp ‘sende ne kadar demokrasi varsa bizde de o kadar var’ diyelim” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci 2016’dan beri bitkisel hayatta. En son Haziran 2016’da yeni bir fasıl açılabildi. Başarısız darbe girişiminin ardından ilişkiler hızla kötüleşti. 2016’nın sonunda AB dışişleri bakanları Türkiye ile yeni fasıl açılmamasına karar verdi. 2017 referandumuyla kabul edilen sistemi Venedik Komisyonu “Türkiye’nin demokratik anayasal geleneğinden geriye doğru atılmış tehlikeli bir adım” diye tanımladı. Kasım 2017’de Türkiye’ye üyelik süreciyle ilişkili mali yardımlar kısıtlandı.

2018 Türkiye ülke raporu
Avrupa Komisyonu’nun 2018 Türkiye Ülke Raporu ise o zamana kadarki ilerleme raporları arasında en negatif olanıydı. Türkiye’nin AB’den “dev adımlarla uzaklaştığını” tespit eden rapor, Türkiye’yi yalnızca Suriyeli sığınmacılar konusundaki çabalarından dolayı övdü. Bir de gümrük birliğinin güncellenmesi önerildi. Haziran 2018’deki AB Konseyi zirvesinde ise bu öneri bile kabul edilmedi. Zirvede alınan kararda ayrıca katılım müzakerelerinin durma noktasında olduğu ve yeni fasıl açılmayacağı belirtildi, “Konsey, Türkiye’nin AB’den daha da uzaklaştığını not eder” denildi.
AKP iktidarının geçen yıl önde gelen AB ülkelerinin hükümetleriyle ilişkilerindeki göreli iyileşmenin ise AB’ye katılım süreciyle hiçbir ilgisi yok. Yaz aylarında Türk ekonomisindeki çöküşün görünürleşmesinin AB’de uyandırdığı kaygı, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin gerildiği noktada iktidarın AB’yi bir dengeleyici unsur olarak kullanmak istemesi ve bunun AB nezdinde de karşılığının olması, en önemlisi de Suriyeli sığınmacıların Avrupa’ya geçişine karşı Türkiye’nin 3 milyar Avro karşılığında bariyer olması... AB-Türkiye ilişkilerindeki sınırlı iyileşmenin kaynağı bu tür realist dış politika kaygıları.

Mayısta AP seçimleri
Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin Birliğin kurumsal çerçevesi dışında gelişiyor olması, üyelik sürecinin komada olduğu gerçeğini perdeleyemiyor, aksine teyit ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun kasım ayında Alman gazetesi FAZ’a yazdığı gibi “kısa vadede Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde önemli bir gelişme beklemek gerçekçi olmayacaktır.” CHP liderinin yazısı AB’ye hitaben “Türkiye’deki demokratlar yalnız bırakılmamalılar” başlığını taşıyordu. Günümüzde CHP başta olmak üzere muhalefetin AB’ye tam da bu doğrultuda mesajlar iletmesi, Türkiye’nin AKP’den ibaret olmadığını vurgulaması gerekiyor.
Özellikle mayısta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa kamuoyuna “başka bir Türkiye”nin de olduğunu, dahası memleketi sosyal ve ekonomik açıdan ayakta tutan ‘Türkiye’nin o olduğunu göstermek önem taşıyor. Türkiye’nin, asli bileşeni olduğu yegâne Avrupa kurumu olan Avrupa Konseyi’nin parlamenterler asamblesi bu mesajın verilebileceği en önemli platformdur.
AB’nin henüz açmadığı ve yakın gelecekte de açmayacağı müzakere fasılları kapsamında, AB’yi beklemeden yasama faaliyetine girişmek ise muhalefetin TBMM’deki hedefi olmalıdır. Konjonktürel olarak AB ile ilişkilerin gerilmemesine ihtiyaç duyan AKP’yi bu konuda ikna etmek imkânsız olmayabilir. En azından denemeye değer.

DOÇ. DR. BURAK COP / İstanbul Kültür Üniversitesi

Yazarın Son Yazıları

Askeri hastanelerin yeniden açılması - Dr. Süleyman Kalman

Sıkça gündeme gelen askeri hastanelerin yeniden açılması yönündeki tartışmalar, yalnızca yönetsel bir düzenleme sorunu değil, görünüşte ani ama belki de “bile bile” yapılmış bir yanlıştan dönmenin ve silinmeye yeltenilmiş Cumhuriyetin sağlık belleği ile kurulan ilişkinin de bir göstergesidir.

Devamını Oku
30.12.2025
Barış üzerine bir deneme - Av. Ekrem Demiröz

Savaş kabadır, çirkindir ve acımasızdır.

Devamını Oku
30.12.2025
Yeni bir toplumsal yalnızlık - Dr. Alper Demir

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasal gerilimler, derinleşen kutuplaşma ve kamusal alanın giderek daralması, artık yalnızca güncel siyasetin değil, toplumsal yapının kendisinin sorgulanmasını zorunlu kılıyor.

Devamını Oku
29.12.2025
Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025