Artan şiddet ve yasalar - MUCİZE ÖZÜNAL
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Artan şiddet ve yasalar - MUCİZE ÖZÜNAL

24.09.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İnsanın tarihsel bir varlık olması zaman içinde dönüşüp değişmesi, eylemlerine edimlerine de yansır. Toplumsal bir varlık olan insan çoğulluk içinde yaşadığından kurallar koyarak normlarla yaşaya gelmiştir. Toplulukların evrimine koşut olarak kurallarda ayrıma gidilmiştir. Giderek kamu düzeni ile ilgili normlar ötekilerden farklılaşmış bunun özel bir bölümünü ceza hukuku oluşturmuştur.

Toplumların zaman içinde değişiminin belirgin sonuçlarından biri, suç ve cezaya ilişkin sözcük, tanım, terim ve kavramların yaratılmasıdır. Bu bağlamda kanunlar da değişip gelişmekte, yeni ihtiyaçlar yeni yasaları doğurmaktadır.

Günümüzdeki bilgi birikimi ile gelişen teknoloji hızla insanlık değerlerinden koparak, kitleler üzerinde ağır tahribatlara yol açma tehlikesini getirmiştir. Öte yandan insanın değersizleşmesi, en yüce değerin para olması, banknotların birer ikona dönüşmesi, insanlaşma yolunu yürüyememiş topluluklarda makakların elindeki mitralyöze dönüşmektedir.

Ülkemizde görülen ve gittikçe artan her türlü şiddetin karşısında, yasalarımızın yetersizliği, Tavşantepe’deki katliamda bu olayların somut bir görünümüyle, kamuoyunu da ilgilendiren sosyolojik, kriminal bir olgu olarak karşımızdadır. Tek tek ortaya çıkan, toplumun en savunmasız bireylerine yönelik istismar, tecavüz ve cinayetlerin bu vakada neden ve sonuçlarıyla ortaya dökülmesi, olgu niteliğiyle ülkenin hemen her yerinde gerçekleşen bu tür eylemlerin bir temsili niteliğindedir.

İnsanlık suçu tanımı yukarıda belirttiğimiz tarihselliğin sonucu olarak 1948’de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’yle belirlenmiştir. Kısaca; “Fiili bir otorite tarafından veya onun adına işlenen, insan haklarını ağır biçimde ihlal eden yaygın ve sistematik” bir suç eylemi olarak tanımlanmaktadır. TCK Madde 77 de bu anlayışa koşuttur.

Gerek Frankfurt Autchwit duruşması gerek “Nürnberg Asli Savaş Suçluları” yargılaması, Kudüs’teki Eichman duruşmasında Alman kamuoyunun duyarsızlığı kanıt olarak yerini almıştır. Hatta bu sıradanlaşan kötülük, suçluların aleyhine olarak zaman aşımının uzatılması tartışmaları sırasında, Bonn’un Adalet Bakanı Bchher’in “Aramızdaki katilleri rahat bırakmalıyız” sözleriyle kayıtlara geçti. Bu duruşmalarda ortaya çıkan yeni bir terim ise “masa başı katilleri” idi. (H. Arendt, Sorumluluk ve Yargı, Sel Yayınları) Bunlar bir insan olarak yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeyen, hatta Hitler’in sözlü talimatlarına, yasalarına uymayı görev ifası sayarak katliama göz yuman, hatta katillere bizzat emirler verenlerdi. Bunlardan kimilerinin yargılama sırasında öteki sanıklar gibi küstahça tavırları dikkati çekmiş ve raporlara geçmiştir. (Mulka ve Diğer Sanıkların Frankfurt Mahkemelerinde Yargılanmaları üzerine rapor ve öteki raporlar)

Geçmişteki bu olayda devlet otoritesinin fiilen kullanılması söz konusu ise de içinde bulunduğumuz çağda “Moğol Yassa”ları bile bizim çok yakınımızdadır.

TCK 77 kapsamına giren eylemlerde “suskunluk yasasına” uyanların eylemleri insanlık suçu bağlamında kapsam dışıdır. Oysa son olay göstermiştir ki suskunluk, bir otorite altında kurulduğu kadar, susanların bilinçli eylemlerinden de kaynaklanmakta, küçük bir yerleşim biriminde adeta devlete ait yetkileri kullanagelmiş, bir aileden ziyade kan bağının öne çıktığı “klan”ın menfaatlerini korumaya yönelik olduğunu da göstermiştir. İnsanların bu ortak amaçla birlikte davranmaları iktidarlarını sürdürmek dürtüsüyle olup olmadığı ayrıca düşünülmelidir.

Tutuklulara dayandırılan suçların ağırlığı, tutuklu sayısının çokluğu bu işte yalnızca katillerin değil, “masa başı katillerinin” de klana sirayet etmesi olasılığını akla getirmektedir.

Susarak suça ortak olmak, kamuoyu duyarsızlığının ötesinde iradi bir eylem olarak insanlık suçlarının unsuru olduğunda, cezaların şiddet sebebi unsuruyla arttırılması adaletin tesisinde artık toplumsal bir gereksinimdir. İlkel toplum yapıları artıklarının, ortaçağ kalıntılarının varlıklarını sürdürüyor olmaları nedeniyle yasaların gözden geçirilerek “masa başı katillerini” de kapsayacak biçimde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Makakların ellerindeki mitralyözlere göz yummak kanıt niteliğine ulaştığında iş işten geçmiş olabilir.

MUCİZE ÖZÜNAL

HUKUKÇU

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025