Dünyada değişim Ortadoğu’da kaos ve yeniden açılım - Nejat Eslen
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Dünyada değişim Ortadoğu’da kaos ve yeniden açılım - Nejat Eslen

25.10.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yeni dünya düzeni için küresel güç mücadelesi devam ederken ABD ve Atlantik yapısı karşısında yer alan Çin ve Rusya ikili ilişkilerini ve karşılıklı desteklerini geliştirmekte ve dünya giderek iki kutuplu düzen görüntüsü almaktadır. 

Putin’in 2018 yılının mart ayında yaptığı açıklamaya göre Rusya, Sovyetler Birliği’nin dağılması ile topraklarının yüzde 23.8’ini, nüfusunun yüzde 48.5’ini, imalat kapasitesinin yüzde 41’ini, endüstriyel potansiyelinin yüzde 39.4’ünü, askeri gücünün yüzde 44.6’sını kaybetmişti. Günümüzde ise Rusya, ABD’nin liderliğini yaptığı 32 üyeli NATO’nun desteğine rağmen, Ukrayna’da direncini sürdürebilmekte ve değişen dünyada bu değişimi etkileyebilen önemli bir jeopolitik aktör olduğunu kanıtlamaktadır.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan, kısa süreli tek kutuplu dünya düzeninde ABD’nin amacı, Avrasya kıtasında kendisine rakip olabilecek güçlerin ve koalisyonların oluşmasını önlemekti.

RAKİP GÜÇLER

ABD’nin işgallerle, renkli devrimlerle, rejim değişiklikleri ile geçirdiği tek kutuplu dünya düzeni kısa sürmüştü. Avrasya kıtasında Rusya ve özellikle de Çin Amerika’ya rakip güçler olarak yükseldi. Mücadele alanı genişledi, Avrasya dışına taştı, Afrika’ya, Güney Amerika’ya yayıldı. Günümüzde, ABD’nin en güçlü rakibi, Çin Kuşak Yol Girişimi ile Afrika ve Güney Amerika dahil yüz elli ülkede yaptığı 1.1 trilyon dolarlık yatırım ile jeopolitik nüfuz alanını farklı bir yöntem ile genişletmektedir. Çin ve Rusya, çok kutuplu dünya düzeni için çaba gösterdiğini iddia etmektedir. Giderek büyüyen ve güçlenen BRICS ise dolara rakip yeni bir küresel para rezervi ve küresel finansal sistem oluşturmayı amaçlayarak yeni dünya düzeninin kurulmasına önemli katkı sağlamaktadır.

Zaman, Çin’in en güçlü silahıdır ve zaman Çin’in lehine çalışmaktadır. ABD hâlâ dünyanın en güçlü ekonomisine sahiptir. ABD’nin yıllık üretimi 27 trilyon dolardır. Çin’in yılık üretimi ise 19.5 trilyon dolar kadardır. Ancak, Çin’in küresel imalat sektörü içindeki payı yüzde 35 iken ABD’nin payı ise sadece yüzde 12’dir. İşte bu nedenle de ABD’nin dış ticarette yıllık açığı 1 trilyon dolardan fazladır. Ayrıca, ABD borçlu bir ülkedir. 1 Ekim 2024 tarihinde 35.4 trilyon dolar borçlu olan ABD’nin borcu giderek artmaktadır. Uzmanlar, ABD’nin borcun ödenmesinin kolay olmadığını ifade etmektedirler.

BÖLGEDEKİ GELİŞMELER

Küresel liderliğini sürdürme gayreti içinde olan ABD için Asya-Pasifik birinci, Doğu Avrupa ikinci ve Ortadoğu üçüncü öncelikli cephedir. ABD’nin aynı zamanda bu üç cephede de güçlü olması olanaklı değildir ve ABD’nin Asya-Pasifik’te gücünü yoğunlaştırması için Ortadoğu’daki gücünü azaltması gerekmektedir. Oysa, Ortadoğu’da İsrail’in arzu ettiği harita değişimi henüz tamamlanmamıştır. İsrail, ABD bölgedeki gücünü azaltmadan önce, inanca dayalı jeostratejinin gereği olarak Ortadoğu’da hamlelerini sürdürmekte, Ortadoğu’daki kaosu katliamlarla genişletmektedir. Ne yazık ki mevcut uluslararası sistem içinde, İsrail’in katliamlarını durdurabilecek kurum ve yetenek yoktur. 

Ortadoğu’da yeni haritası henüz tamamlanmamış ülkelerden birisi de Suriye’dir. ABD ve İsrail, Suriye’de, bu ülkeyi kendi çıkarlarına uygun olarak şekillendirmek amacı ile PKK uzantısı YPG’yi kullanmaktadır.

İç cephe başta ekonomik kriz ve yoksulluk olmak üzere birçok sorunla sarsılırken ve Ortadoğu’da İsrail kaosu genişletirken başlatılan yeni açılımı bölgedeki gelişmelerden, Ortadoğu’da devam eden değişimden ve Suriye’nin geleceğinden ayrı düşünmemek gerekir. 

Açılımdan beklenen hasılanın ne olduğu açıklanmamış olsa da Irak’ın kuzeyindeki PKK’nin, yani Kandil’in söndürülmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Oysa, Irak’ın kuzeyinde ve yurtiçinde PKK’nin etkinliği minimize edilmiştir ve asıl tehdit Suriye’dedir. Çünkü, terör örgütünün öncelikli coğrafyası artık Suriye’dir ve örgütün asıl gücü de Suriye’dedir. Asıl tehdit, Suriye’de ABD himayesindeki YPG’dir. İşte bu nedenle de YPG’yi etkisizleştirmeyi amaçlamayan hamleler, Türkiye’nin güvenliği için arzu edilen hasılayı sağlayamayacaktır. YPG’nin varlığının kabul edilmesi karşılığında PKK’nin söndürülmesi ise gelecekte Türkiye’yi daha büyük güvenlik sorunu ile karşı karşıya bırakacaktır.

Bu yeni süreç ile ilgili olarak şu sorulara cevaplar aramak gerekir: 

Bu yeni süreç adı ne olursa olsun, PKK’yi dört ülkeden koparılacak topraklarda KCK devleti kurmaktan vazgeçirecek midir? Bu yeni süreç PKK’nin başarı umudunu yok edecek midir?

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025