Toprağı çiçeklendiren yazar: Talip Apaydın - Su Apaydın Öğe
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Toprağı çiçeklendiren yazar: Talip Apaydın - Su Apaydın Öğe

27.09.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Derelerin içinde bir diken tohumu,

Tomurcuk olmuş dünyaya karşı, 

Kendime benzettim.”

Biz üç kardeş, babamız Talip Apaydın’ın şiirlerinden yukarıdaki dizeleri onun mezar taşına yazdırdık. Bu dizeler onun yaşam özeti gibi. Talip Apaydın yoksul ve öksüz bir köy çocuğuydu. Bir bozkır çocuğu, derelerin içinde bir diken tohumu. Ama tomurcuk oldu dünyaya karşı. Değerli edebiyat ödülleri alan bir yazar oldu. Tabii bunun arkasında Köy Enstitüleri mucizesi, bir Cumhuriyet projesi, bir Aydınlanma hamlesi vardı. Buna ek olarak zekâsı, yetenekleri ve bir ömür boyu verdiği mücadeleler onun yaşamını oluşturdu. 

O, halka karşı olanlara daima muhalifti. Onurlu ve emekçilerden yana bir duruş sergiledi. Düşüncelerinden hiç ödün vermedi. Yaşamının bütün dönemlerinde bu duruşun bedellerini de ödedi. Çalıştı, biriktirdi, üretti. Talip Apaydın’ın kişiliğinde üç ayrı kimlik vardır.

İZ BIRAKAN EĞİTİMCİ

Birincisi değerli bir eğitimcidir. Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü’nü tamamladıktan sonra Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde, güzel sanatlar müzik bölümünü bitirdi. Okulun en iyi keman çalan öğrencisi olduğu söylenir. Mezun olduğu 1946 yılı enstitülerin kapatılmaya başlandığı tarihtir. Çalıştığı okullarda çoksesli korolar, mandolin koroları kurmuştu. İz bırakan öğretmenlerdendi. 30 öğretmenlikten sonra emekli olup bir süre müşavirlik de yapmıştı.

ÜRETKEN BİR EDEBİYATÇI

Apaydın, bir yanıyla da değerli ödüller almış bir edebiyatçıydı. 17 roman, 220 öyküyü içeren 14 hikâye kitabı, 2 şiir, 3 anı, 4 deneme, 4 tiyatro oyunu, çeşitli dergilerde çıkan henüz kitaplaşmamış şiirleri ve hikâyeleri vardır.

“Toprağa Basınca” adlı çocuk romanı ile “Doğan Kardeş Çocuk Romanı Ödülü”nü kazanmış, “Yapılar Yapılırken ve “Otobüs Yarışı” adlı basılmamış radyo oyunları ile “1970 TRT Sanat Ödülleri” yarışmasında iki başarı ödülü, 1975 yılında yazdığı “Tütün Yorgunu” adlı eseri ile 1976’da “Fikret Madaralı Roman Ödülü”nü almıştır.

“Toz Duman İçinde, Vatan Dediler, Köylüler” adlı üçleme Kurtuluş Savaşı romanlarıdır. Üçlemenin son kitabı Köylüler ile 1992 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü ve Edebiyatçılar Derneği Büyük Ödülü’nü, 2009’da Köy Enstitüleri Vakfı Eğitim Başarı Ödülü’nü, 2009’da Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği’nin Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü’nü aldı.

Eskişehir Odunpazarı Belediyesi adını yaşatmak için “Talip Apaydın Parkı”, Burhaniye Belediyesi, Ören’de “Talip Apaydın Çamlığı ve Parkı” açtı. Tunceli’de Vecihi Timuroğlu Kütüphanesi’nde de Talip Apaydın köşesi vardır. Talip Apaydın’ın bir ömür biriktirdiği kitaplarını bağışladığımız Beylikdüzü Belediyesi de 2023’te Talip Apaydın Kitaplığı kurdu.

SENDİKA ÖNCÜSÜ 

Talip Apaydın aynı zamanda Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın (TÖS) kurucularından ve Anadolu’daki örgütlenmesindeki öncülerindendi. Öğretmen sendikacılığına emek vermiş; bakanlık emrine alınıp öğretmenlik yapamadığı dönemde, Anadolu’da TÖS şubelerini dolaşmış, eğitim ve örgütlenme çalışmaları yapmış, izlenimlerini İmece dergisinde paylaşmıştır.

Yitirdiğimiz değerli eleştirmen Emin Özdemir, Talip Apaydın için “...özgür bir düzenin özlemini dile getiren, halkının acılarını, çektiklerini yüreğinin derinliklerinde duyan bir yazar, bir ozan” demiştir.

Özdemir, Apaydın’ın Kurtuluş Savaşı üçlemesi “Toz Duman İçinde, Vatan Dediler, Köylüler” kitabı için eleştirel tabanlı bir çalışma yapmış ve şunları söylemiştir: “Talip Apaydın’ın Kurtuluş Savaşı romanlarının diğer Kurtuluş Savaşı romanlarından farkı şudur: O romanlarda savaşan güçler arasında eşraf, ağalar, subaylar vardır. Köylüler yoktur. Talip Apaydın ise savaşan güçlerin odağına köylüleri koymuştur. Kurtuluş Savaşı’nı bir halk hareketi olarak ele almıştır. ‘Topraktan öğrenip kitapsız bilenler’, savaşı kazandıktan sonra büyük bir düş kırıklığı yaşamışlardır.” 

Cumhuriyet ilan edilmiştir ama düş kırıklıkları devam etmiştir. Bir tümce ile Talip Apaydın’ı şöyle tanımlıyor: “Halkın acılarını roman ve öykülerinin özdeği kılan, aydınlık günlerin özlemini yalın bir dille umudun toprağında çiçeklendiren bir bahçıvandır o.” 

Öykücü, değerli yazar Osman Şahin’e göre Talip Apaydın, insan emeğini eksen almıştır. Şahin onun için, “Bütün olumsuzluklara karşın yeni bir çağın, yeni bir umudun sökmekte olduğunu okurlarına ustaca sezdirirken, kendi yaratıcı gücünü de katarak, sosyalist gerçekçi sanat anlayışının getirdiği taze renk ve tonlarda, kıyıda köşede kalmış insan ruhlarının sözcüsü olmuştur. (...) Öykülerinde canlı bir gözlem gücü, sıcacık bir yaşanmışlık, tahlilci bir güç ve bize özgü yerli ulusal bir şiir, ve ruh kokusu, ruh soluğu var. Ayrıca bazı öykülerinin derininde yer yer bir caz müziğinin hafif uçarılığı var” demiştir.

Değerli müzik yazarı ve eleştirmeni Ahmet Say, Ortakçının Oğlu isimli makalesinde Talip Apaydın için şunları söylüyor: “Topraksız köylüler yöresine göre ‘yancı’, ‘maraba’, ‘ortakçı’ diye adlandırılır. ‘Efendi’ olan yoktur içlerinde. Ama bir ortakçının oğlu Talip Apaydın vardır ki o, herhangi bir ‘efendi’ değil, tam anlamıyla ‘beyefendi’dir. Başarılı bir yazar olarak ün kazanması onun beyefendiliğini pekiştirmiştir. Bizim Köy Enstitülü yazarlarımızın da topu birden böyle alçakgönüllüdürler. Oysa sanıyorum ki Talip ağabeyin bu az rastlanır beyefendiliği sanatçı kişiliğinden yansıyan incelikler bütünüydü. Çünkü sanatçı kişiliğinin derin duyarlıklarını o, aynı zamanda yaşam biçimine dönüştürmüştü. Talip Apaydın’ı tanıyan herkes onun ‘ipek gibi bir insan’ olduğunda birleşir.”

Talip Apaydın, gerici iktidar dönemlerinde bakanlık emrine alınmış, eserleri sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanmıştır. 

Yaşamı mücadelelerle, üretkenlikle geçen babam Talip Apaydın’ın, boşa harcanmamış sevgi dolu onurlu bir yaşamı vardı. Sevgiyle, özlemle...

Yazarın Son Yazıları

Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025