Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: 'Dini savaş ve Türkiye'

Ukrayna, yakın zamana kadar hem kültürel hem de siyasal açıdan Doğu’yla Batı arasında bir geçiş bölgesi, Avrupa’yla Avrasya’nın buluşma noktasıydı. Şimdiyse ülke, köprü niteliğini kaybederek Soğuk Savaş Türkiyesi gibi kültürel ve siyasi perspektiften Batı’nın ileri karakoluna dönüyor. Rusya’yla Batı arasında dolaylı savaşın sürdüğü bu şartlarda hiçbir şeyin eskisi gibi kalması beklenemezdi.

Yayınlanma: 03.12.2022 - 02:00
Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: 'Dini savaş ve Türkiye'
Abone Ol google-news

Benzer bir çatışma, din konusunda da geçerli ve bu mesele Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Ukrayna’nın nüfusunun büyük kısmı Ortodoks mezhebine mensup. Ancak bunlar, kendi aralarında farklı cemaatlere bölünmüş durumda. Güney ve doğu illerinde, Rus Ortodoks kilisesine (Moskova Patrikhanesi) bağlı olanlar çoğunluktayken diğer bölgelerde Rusya’dan ayrılan milliyetçi cemaatler egemen. Bu milliyetçi Ortodoks cemaatleri, 2018’de Fener Patrikhanesi’nin himayesine girdiler ve Ukrayna, iki patrikhanenin rekabet ettiği bir bölgeye dönüştü. Fener Patrikhanesi’nin Ukrayna’ya girişi, ABD’nin açık desteğiyle gerçekleşmişti. Çünkü Washington, buralardaki Ortodoks nüfusu, Fener aracılığıyla denetlemek istiyordu.

‘RUSYA YANLILARI’ YASAKLANDI

Eski Ukranya Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Rus kilisesiyle mücadeleye girişmiş ve bunu başkanlık seçimlerinde milliyetçilerin oyunu alacak bir seçim malzemesi olarak kullanmaya çalışmıştı ancak sonuç alamadı. Yeni lider Volodimir Zelenski de zaten güney ve doğu illerinin oylarıyla iktidara gelmişti ve ilk yıllarda, Moskova Patrikhanesi’nin kiliselerine dokunmadı. Hatta istihbarat servisi SBU başına getirdiği Ivan Bakanov, Moskova Patrikhanesi’nin cemaatindendi. Fakat, savaşla birlikte hükümetin tutumu tamamen değişti. Geçen ay Moskova Patrikhanesi denetimindeki Kiev Peçersk Manastırı’ndaki kiliselerden birinde cemaatin Rusya lehine bir şarkı söylediğine dair video sosyal medyaya düştü. Ardından da güvenlik birimleri, manastırlarda baskın aramalara başladılar ve bazı rahiplerin Rus vatandaşı olduğunu tespit ettiler. Dün de Ukrayna yönetimi, “manevi merkezi Rusya’da bulunan dini cemaatlerin yasaklanması” kararını aldı. Bu karar, tam olarak uygulanırsa Ukrayna’da en fazla cemaate sahip olan Moskova Patrikhanesi’nin ülkedeki kolunun yasaklanması anlamına gelecek.

LOZAN BİLE TARTIŞILABİLİR

Rus kilisesinin Ukrayna kolu, geçtiğimiz aylarda, tüzüğünde Moskova’ya atıfta bulunan bütün hükümleri çıkarmıştı. Bu, inandırıcı bulunacak mı bunu göreceğiz. Bu cemaatin yasaklanması durumunda, onun denetimindeki kiliselerin Fener’in denetimindekilere verilmesi olasılığı var. Öyle bir durum, İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin, Lozan’da kendisine çizilen sınırların dışına çıkma ve sadece Rumların değil, bütün dünya Ortodokslarının lideri olma iddialarına daha da büyük cesaret verebilir. Bu da Fener’in Türk vatandaşı olma şartının kaldırılması konusunda ABD’nin ısrarlarının artması anlamına gelir. Öyle bir durum da İstanbul’un ortasında Türkiye’nin denetleyemeyeceği bir “devlet içinde devlet”in ortaya çıkmasına dahi yol açabilir.

Bu konularla ilgilenenlere, Cumhuriyet Yayınları’ndan çıkan “Rusya-Batı Çatışmasında Fener Rum Patrikhanesi kitabımı naçizane tavsiye ederim.

 

[email protected]

 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler