Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Polonya’da İmamoğlu benzetmesi

Kısa bir Türkiye seyahati sonrasında tekrar Kiev’deyim. Ukrayna hava sahası kapalı olduğundan buraya Romanya ve Bulgaristan üzerinden 30 saatlik otobüs yolculuğuyla gidip geliyorum.

Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Polonya’da İmamoğlu benzetmesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.10.2023 - 04:00

Bu sırada, Ukraynalı göçmenlerle bol bol konuşma, soruna farklı yönlerden bakma şansı yakalıyorum. Avrupa’da Polonyalılarla karşılaşanların söylediği şey: “Polonyalılar, bizi desteklermiş gibi görünüyor ama bizim AB’de olmamızı istemiyorlar.”

‘YARDIMLARI ZORA SOKUYOR’

Kiev’de tartışılan en önemli bir konu -geçen yazıda da değindiğimiz üzere-  İsrail-Filistin çatışmalarının Ukrayna’daki savaşa etki edip etmeyeceği. Bir taraftan ABD Başkanı Biden gerek Ukrayna’yı gerekse İsrail’i savunmanın ABD’nin çıkarları açısından yaşamsal bir gereklilik olduğunu söylüyor. Fakat diğer taraftan ABD’de Cumhuriyetçilerin zaten güçlendiği ve Ukrayna’ya yardımın engele takılmaya başladığı bu dönemde bir de İsrail’deki savaşın Ukrayna’ya desteği iyice zora sokacağını Ukraynalı uzmanlar da söylüyor. Avrupa’da Ukrayna savaşına yönelik bezginlik havasını da İsrail çatışmaları iyice artırmış oldu. Nitekim Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landbergis, Ortadoğu’daki çatışmaların AB’nin Ukrayna’ya yardımını sekteye uğrattığını açıkça söyledi.

2019’DAKİ GİBİ OLABİLİR

Kiev’de merakla izlenen bir diğer konuysa Polonya’da 15 Ekim’de yapılan parlamento seçimleri. Polonya yönetici zümresi, Baltık’tan Karadeniz’e uzanan “denizden denize” politikasıyla Rusya’nın Orta Avrupa’dan tecrit edilmesini ve Polonya’nın doğusundaki Ukrayna, Belarus gibi ülkelerin Polonya’nın nüfuzu altında tampon bölgelere dönüştürülmesini savunur. O nedenle bu savaşta Ukrayna’nın en büyük destekçilerinden biri Polonya’ydı. Ancak yaz başından beri, daha belirgin olaraksa eylül başından bu yana, iki ülke arasında ticari ve siyasi sorunlar patlak verdi. İktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi, Ukraynalı çiftçileri rakip olarak gören Polonyalı çiftçilerin desteğine dayandığından ve Ukrayna’yla geçmişte yaşanan sorunları unutmayan radikal milliyetçi kesimlerin desteğini istediğinden, Kiev’den giderek uzaklaştı. Ancak seçimlerde bu parti yine en çok oyu alsa da beklentileirn aksine çoğunluk, muhalefetteki üç partinin eline geçti (eskiden de iktidarda olan Donald Tusk’ın Vatandaş Platformu Partisi,  Üçüncü Yol Patisi ve sol eğilimli Levitsa partisi). Bu üç partinin hükümeti kurmasına büyük olasılık gözüyle bakılıyor. Gerçi cumhurbaşkanı hâlâ iktidar partisinin çizgisinde olan Andrzej Duda. Onun, şimdiki muhaliflerden oluşan bir koalisyonu kurdurmamak için her şeyi yapabileceği hatta seçimlerin tekrar edilebileceği ihtimalleri konuşulmuştu. Fakat, bu konuda en çarpıcı bir benzetmeyi Polonyalı akademisyen Yaroslav Flis yaptı. Ukrayna basınına konuşan Flis, toplumun önemli bir kesiminde mevcut iktidara tepkinin şiddetli olduğunu söyleyerek seçimlerin tekrar yapılmasının, muhalefetin oylarının büsbütün patlamasına yol açacağı yorumunu yaptı. Polonyalı akademisyen, İmamoğlu’nun 2019’da iki kez seçimden zaferle çıkmasını örnek göstermiş. 

Polonya’yı, iktidarın farklı kanatları arasında bir sürtüşmenin beklediği kesin. Şimdiki muhalefet, AB ile ilişkilere öncelik verdiği için Ukrayna’yla ilişkilerde çatışmadan en azından söylem düzeyinde kaçınacaktır. Ancak bu Polonya’yla Ukrayna arasındaki sorunların yok olacağı anlamına gelmiyor. Dolayısıyla Doğu Avrupa, tam bir belisizlik dönemini yaşıyor.

denizberktay@yahoo.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler