İngiltere'nin yeni 'Demir Lady'si: Theresa May
Britanya’nın AB’den çıkış kararının yarattığı siyasi deprem, ülkenin 26 yıl sonra ilk ve tarihinde ikinci kadın başbakanının yolunu açtı. Referandumun ardından istifasını duyuran Başbakan David Cameron’ın koltuğu için yarışan iki kadın siyasiden Enerji Bakanı Andrea Leadsom’ın çekildiğini açıklamasıyla, İçişleri Bakanı Theresa May’in yeni Muhafazakar Parti lideri ve dolayısıyla başbakan olacağı kesinleşti.
İngiltere'nin en uzun süre İçişleri Bakanlığı yapmış isimlerinden biri olan Theresa May, 1956 yılında İngiltere'nin Sussex kentinde doğdu. Disiplinli ve mesafeli tavırlarıyla Margaret Thatcher'a benzetilen ve hakkında İngiltere'nin yeni 'Demir Lady'si yorumu yapılan May, aynı zamanda bir papazın kızı.
Theresa May, 1977-1983 yılları arasında İngiltere Merkez Bankası'nda çalıştı. Siyaset hayatına 1986 yılında Merton Belediyesi'nde meclis üyeliği yaparak başlayan May, 1997 yılında Muhafazakar Parti'nin Maidenhead milletvekili olarak parlamentoya girdi.
Muhafazakar Parti milletvekili olmasının yanı sıra 2010 yılından bu yana İçişleri Bakanlığı görevini yürüten May, Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü. Muhafazakar Parti'nin gölge kabinesinde eğitim bakanı olarak görev alan May, 2002 yılında partisinin ilk kadın başkanı oldu.
Theresa May, İçişleri Bakanlığı görevini yürüttüğü dönemde İngiltere'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olmaya son vermesi için kampanya yürüttü. Fakat daha sonra konuyla ilgili yaptığı açıklamada parlamento çoğunluğunun böyle bir hamleyi desteklemediğini söyleyen May, başbakan olması durumunda bu konudaki ısrarından vazgeçeceğini belirtti.
Çok uzun süredir Muhafazakar Parti'nin modernleşmesi gerektiğini savunan Theresa May, partisinin geleceğiyle ilgili yaptığı açıklamada 'İngiltere halkının Avrupa Birliği'nden (AB) çıkışı müzakere edecek bir başbakandan fazlasını, partiyi bir araya getirebilecek bir lideri arzuladığını' belirterek 'cesur ve pozitif bir yaklaşıma sahip olmaları gerektiğini' ifade etti.
İngiltere'nin AB'de kalması için yürütülen kampanyaya destek veren May, referandumda AB'den ayrılma kararı çıkmasının ardından halkın kararına saygı duyulması gerektiğinin altını çizerek başbakan olması halinde Lizbon Anlaşması'nın 50. maddesinin 2016 yılının sonuna kadar yürürlüğe koyulmayacağını söyledi. May, ayrıca 'Brexit' kararından geri dönülmesinin mümkün olmadığını da sözlerine ekledi.
Serbest dolaşım konusunda sert bir tutum sergileyen May, göçmen sayısının kontrol altına alınmasına yönelik talebini şu sözlerle dile getirdi: "Öncelik İngiltere'deki şirketlerin ortak pazarla ticaretinin sorunsuz olmasını sağlamak ancak Avrupa'dan İngiltere'ye gelen göçmenlerin sayısının kontrol edilmesi de önemli."
Theresa May, İngiltere'de bulunan AB vatandaşlarının durumunun 'Brexit' müzakerelerinin bir parçası olacağını belirterek rakiplerinin aksine AB vatandaşı göçmenlerin İngiltere'de kalabilecekleri konusunda herhangi bir garanti vermedi. Göç konusunda aldığı katı kararlarla tanınan May, İngiltere'ye giren yıllık net göçmen sayısını 100 binin altına düşürmeyi başaramadığı için eleştirilmişti.
Theresa May, sadece göç ve serbest dolaşım hakkıyla ilgili katı görüşleriyle değil, aynı zamanda yaptığı egzotik ayakkabı seçimleriyle de dikkat çekiyor.
(Kaynak: BBC Türkçe)
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke