Direncin şairi; Gülten Akın!
İlk şiirinin yayımlandığı 1951’den, yaşama veda ettiği 2015’e dek hep yeniyi deneyen, toplumdan hiç uzaklaşmayan ve yaşanan acı tatlı pek çok olaya ilişkin yazan Gülten Akın’ın dizeleri, insan ömrünün bir özeti gibi. Doğum, büyüme ve ölüm ya da dünyaya gelişin, yaşamı anlamlandırmanın ve hesaplaşmanın şiiri bu.
Asuman Susam ve Duygu Kankaytsın’ın yayına hazırladığı, yirmi bir yazarın metinleriyle katkı verdiği İncelikler Tarihi (Yapı Kredi Yayınları) Gülten Akın’ın poetikasının özgürlüğü, özgünlüğü, ayrıksılığının her yönüyle merceğe alındığı bir inceleme.
Bizans’ın Entelektüel Tarihi
Anthony Kaldellis ve Niketas Siniossoglou’nun yayına hazırladığı, konusunda uzman bilim insanlarının makalelerinin yer aldığı Bizans’ın Entelektüel Tarihi (Çev. Ercan Ertürk / Yapı Kredi Yay. / 488 s.) başlıklı çalışmada, Eski Yunan’dan Bizans’a geçişin, iki dönem arasındaki aktarımın, entelektüel bağlamda ne kadar kalıcı ve sağlam gerçekleştiği ortaya konuluyor.
Geç Antikçağ’dan on beşinci yüzyıla uzanan süreç anlatılırken Yunan düşünce dünyası ile Bizans arasındaki bağlantının kavramlar, teoloji ve politika ekseninde nasıl kurulduğu inceleniyor.
‘Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Eğlence Yaşamı’
Yakın dönemde Türk toplumu nasıl eğleniyordu? Geleneksel eğlence tarzlarımız nelerdi ve toplumun büyük siyasi ve içtimai dönüşümler geçirdiği son iki yüzyılda bu eğlence tarzları ne gibi değişikliklere uğradı? Hangileri zayıflayıp ortadan kalktı? Hangileri gelişti? Hangileri günümüze kadar geldi?
Batılaşma sürecinde Avrupa’dan ne gibi eğlence tarzları alındı? Yerli eğlence kültürü ve olanakları bu süreçten nasıl etkilendi?
Gökhan Akçura, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan, sinemadan müziğe, danslardan şenliklere yepyeni bir kimliğin inşasının eğlence tarihine yansımasını ele alan Yıldızların Altında: Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Eğlence Yaşamı adlı çalışması yakın tarihimize çok hareketli ve çok sesli bir bakış sunuyor.
Akçura’nın 500’den fazla görsel içeren kapsamlı çalışması, toplumsal tarihimizin yanı sıra bireysel tarihimize de ışık tutuyor.
Alberto Manguel'den ‘Hayali Yerlerden Yemek Tarifleri’
Alberto Manguel, Hayali Yerler Sözlüğü’nde düşlerle gerçekleri birleştirmiş, kimi fantastik ve ütopik mekânlarla ilgili edebi anekdotlar paylaşmıştı. O çalışmada tasavvurları, düş ülkelerine dönüşen ve gerçekliğe ayrı bir anlam katan Manguel, okurlara hayal ile hakikatin kesiştiği bir yolculuk vaat etmişti.
Manguel, Hayali Yerlerden Yemek Tarifleri’nde (Çeviren: Lâle Akalın / YKY) ise bu yolculuğu sürdürürken işin içine yemekler, mezeler, tatlılar ve içecekler giriyor. Manguel, Cervantes’ten, Borges’ten, Poe’dan, Tolkien’den, Rowling’den ve hatta Homeros’tan ilham alarak genişletiyor seyahatini.
İncelikler Tarihi-Gülten Akın Şiiri
İlk şiirinin yayımlandığı 1951’den, yaşama veda ettiği 2015’e dek hep yeniyi deneyen, toplumdan hiç uzaklaşmayan ve yaşanan acı tatlı pek çok olaya ilişkin yazan Gülten Akın’ın dizeleri, insan ömrünün bir özeti gibi. Doğum, büyüme ve ölüm ya da dünyaya gelişin, yaşamı anlamlandırmanın ve hesaplaşmanın şiiri bu.
Asuman Susam ve Duygu Kankaytsın’ın yayına hazırladığı, yirmi bir yazarın metinleriyle katkı verdiği İncelikler Tarihi (Yapı Kredi Yayınları) Gülten Akın’ın poetikasının özgürlüğü, özgünlüğü, ayrıksılığının her yönüyle merceğe alındığı bir inceleme.
Alexis Gritchenko’nun İstanbul'da iki yılı!
İstanbul’da İki Yıl (Çeviren: Ali Berktay / Yapı Kredi Yayınları), Ukraynalı ressam Alexis Gritchenko’nun hayranı olduğu Bizans sanatını ve kente ilişkin gözlemlerini cümlelere döktüğü ve şehirde kaldığı süre içinde yaptığı resimlerden oluşan bir kitap.
Selçuk Baran ve öyküler...
Öykülerinde, yarattığı karakterlerden hareketle ruhsal çözümlemelere girişen, ön plana çıkardığı bireyin hem aile ve sosyal çevresi hem de toplum içindeki konumunu işleyen Baran, gerek Türkiye’deki dönüşüm zamanlarını (1960’lar ve 1970’ler) gerek edebiyattaki değişimi metinlerine yansıtmıştı.
Bizans’ın entelektüel tarihi...
Anthony Kaldellis ve Niketas Siniossoglou’nun yayına hazırladığı, konusunda uzman bilim insanlarının makalelerinin yer aldığı Bizans’ın Entelektüel Tarihi (Çev. Ercan Ertürk / Yapı Kredi Yay. / 488 s.) başlıklı çalışmada, Eski Yunan’dan Bizans’a geçişin, iki dönem arasındaki aktarımın, entelektüel bağlamda ne kadar kalıcı ve sağlam gerçekleştiği ortaya konuluyor.
Geç Antikçağ’dan on beşinci yüzyıla uzanan süreç anlatılırken Yunan düşünce dünyası ile Bizans arasındaki bağlantının kavramlar, teoloji ve politika ekseninde nasıl kurulduğu inceleniyor.
Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası 1 (1923-1950)
Derya Bengi ve Erdir Zat, yayıma hazırladıkları ve YKY tarafından yayımlanan üçlemenin ilk kitabında; 1923’ten başlayarak Türkiye’deki hızlı değişimin ve dönüşümün nabzını tutuyorlar. İmparatorluktan ulus devlete ve hilafetten cumhuriyete geçiş sürecini, yaşanan olay ve tartışmaları yazılı ve görsel bir seçki eşliğinde, edebiyattan sinemaya, politikadan müziğe kadar pek çok alanda gelişmelerle madde madde değerlendiriyorlar.
Zarafetin ve direncin şairi; Gülten Akın!
İlk şiirinin yayımlandığı 1951’den, yaşama veda ettiği 2015’e dek hep yeniyi deneyen, toplumdan hiç uzaklaşmayan ve yaşanan acı tatlı pek çok olaya ilişkin yazan Gülten Akın’ın dizeleri, insan ömrünün bir özeti gibi. Doğum, büyüme ve ölüm ya da dünyaya gelişin, yaşamı anlamlandırmanın ve hesaplaşmanın şiiri bu.
Asuman Susam ve Duygu Kankaytsın’ın yayına hazırladığı, yirmi bir yazarın metinleriyle katkı verdiği İncelikler Tarihi (Yapı Kredi Yayınları) Gülten Akın’ın poetikasının özgürlüğü, özgünlüğü, ayrıksılığının her yönüyle merceğe alındığı bir inceleme.
Kadınlar, sanat ve iktidar!
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin. Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar (Çeviren: Süreyyya Evren / YKY) kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
Feminist eleştirinin kilometre taşı (24.11.2021)
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin.
Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar (Çeviren: Süreyyya Evren / Yapı Kredi Yayınları) kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
Genç Cumhuriyet’in takviminden... (22.11.2021)
Derya Bengi ve Erdir Zat, yayıma hazırladıkları üçlemenin bu ilk kitabında; 1923’ten başlayarak Türkiye’deki hızlı değişimin ve dönüşümün nabzını tutuyorlar. İmparatorluktan ulus devlete ve hilafetten cumhuriyete geçiş sürecini, yaşanan olay ve tartışmaları yazılı ve görsel bir seçki eşliğinde, edebiyattan sinemaya, politikadan müziğe kadar pek çok alanda gelişmelerle madde madde değerlendiriyorlar.
Fournier’den bir kadavranın hatıra defteri!
Kitaplarında ailesine ve sonra da eşinin hikâyesine yer veren, hatıralarını roman ve anlatı biçiminde okurla paylaşan Jean-Louis Fournier, Son Beyaz Saçım’ın ardından Otopsim’le bu yoldan ilerlemeyi sürdürüyor. Yazar bu kez kendisinden “kayıtsız” ve “heyecanlı” bir ölü gibi bahsederken benliğini bir kadavra hâline getirip otopsisine tanık oluyor.
Gövdesini bilime takdim eden, kendisini “kum saatinde zaman geçirirken gören” ve bunu yeniden ışığa kavuşma fırsatı diye niteleyen bir cesetle karşı karşıyayız. Otopsim, bir kadavranın hatıra defteri; yaşadıklarının hikâyeleştirilmiş Z Raporu. Fournier, kendisini zihni canlı kalan bir ölü gibi düşünüp seslendiği okura ve tıp öğrencisi Égoïne’e yaşamından kesitler sunuyor.
Tiranlar!
Önceki Soğuk Savaş’ta kâğıt üzerinde kalan ve asla uygulanmayan demokrasi, bu kez teoride bile yok. İnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor ve tiranların ya da tiran namzetlerinin yükselişi neden önlenemiyor?
Felsefeci Waller R. Newel, Tiranlar: Gücün, Adaletsizliğin ve Terörün Tarihi’nde, bu ve benzeri sorulara yanıt ararken günümüzün tartışmalarına da giriyor. Özgürlük-güvenlik-güç-şiddet bağlamında, geçmişten bugüne uzanarak tiranların ve onların etkisi altına aldığı toplumların ruh hâlini inceliyor.
Genç Cumhuriyet’in takviminden... (23.08.2021)
Derya Bengi ve Erdir Zat, yayıma hazırladıkları üçlemenin bu ilk kitabında; 1923’ten başlayarak Türkiye’deki hızlı değişimin ve dönüşümün nabzını tutuyorlar. İmparatorluktan ulus devlete ve hilafetten cumhuriyete geçiş sürecini, yaşanan olay ve tartışmaları yazılı ve görsel bir seçki eşliğinde, edebiyattan sinemaya, politikadan müziğe kadar pek çok alanda gelişmelerle madde madde değerlendiriyorlar.
Feminist eleştirinin kilometre taşı (28.06.2021)
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin.
Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası 1
Derya Bengi ve Erdir Zat, yayıma hazırladıkları üçlemenin ilk kitabı 100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası 1 (1923-1950) - Her Savaştan Bir Yara’da (Yapı Kredi Yayınları); 1923’ten başlayarak Türkiye’deki hızlı değişimin ve dönüşümün nabzını tutuyorlar.
İmparatorluktan ulus devlete ve hilafetten cumhuriyete geçiş sürecini, yaşanan olay ve tartışmaları yazılı ve görsel bir seçki eşliğinde, edebiyattan sinemaya, politikadan müziğe kadar pek çok alanda gelişmelerle madde madde değerlendiriyorlar.
Feminist eleştirinin kilometre taşı (10.05.2021)
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin. Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
İstanbul’da iki yıl!
İstanbul’da İki Yıl, Ukraynalı ressam Alexis Gritchenko’nun hayranı olduğu Bizans sanatını ve kente ilişkin gözlemlerini cümlelere döktüğü ve şehirde kaldığı süre içinde yaptığı resimlerden oluşan bir kitap.
Hiyerarşiler ve şebekeler (13.04.2021)
Ekonomi, Avrupa ve demokrasi tarihi uzmanı Niall Ferguson, Meydan ve Kule adlı kitabında, güç mücadelesinin önemli bir unsuru olan ve kendisinin “şebeke” adını verdiği örgütlerin, tarihin görünür yüzü hiyerarşik yapılanmaları nasıl etkileyip yönlendirdiğini anlatıyor.
Feminist eleştirinin kilometre taşı (05.04.2021)
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin. Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
Bir kadavranın hatıra defteri
Kitaplarında ailesine ve sonra da eşinin hikâyesine yer veren, hatıralarını roman ve anlatı biçiminde okurla paylaşan Jean-Louis Fournier, Son Beyaz Saçım’ın ardından Otopsim’le bu yoldan ilerlemeyi sürdürüyor. Yazar bu kez kendisinden “kayıtsız” ve “heyecanlı” bir ölü gibi bahsederken benliğini bir kadavra hâline getirip otopsisine tanık oluyor. Gövdesini bilime takdim eden, kendisini “kum saatinde zaman geçirirken gören” ve bunu yeniden ışığa kavuşma fırsatı diye niteleyen bir cesetle karşı karşıyayız. Otopsim, bir kadavranın hatıra defteri; yaşadıklarının hikâyeleştirilmiş Z Raporu. Fournier, kendisini zihni canlı kalan bir ölü gibi düşünüp seslendiği okura ve tıp öğrencisi Égoïne’e yaşamından kesitler sunuyor.
Feminist eleştirinin kilometre taşı (13.03.2021)
Felsefeye, sanat tarihine ve edebiyata feminist bakış açısıyla yaklaşan, metin ve eserlerde kadınların konumunu değerlendiren bir eleştirmendi Linda Nochlin. Özellikle “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Çıkmadı?” makalesiyle feminist sanat tarihinin kuramsal temellerini atmıştı. Kadınlar, Sanat ve İktidar kitabında, bununla birlikte yedi makalesi yer alan yazar, kadın-sanat ilişkisini ve kadının temsilini felsefi ve politik açıdan yorumluyor.
'Tiranlar: Gücün, Adaletsizliğin ve Terörün Tarihi'
Önceki Soğuk Savaş’ta kâğıt üzerinde kalan ve asla uygulanmayan demokrasi, bu kez teoride bile yok. İnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor ve tiranların ya da tiran namzetlerinin yükselişi neden önlenemiyor? Felsefeci Waller R. Newel, Tiranlar: Gücün, Adaletsizliğin ve Terörün Tarihi’nde, bu ve benzeri sorulara yanıt ararken günümüzün tartışmalarına da giriyor. Özgürlük-güvenlik-güç-şiddet bağlamında, geçmişten bugüne uzanarak tiranların ve onların etkisi altına aldığı toplumların ruh hâlini inceliyor.
Selçuk Baran öykülerini hatırlamak
Öykülerinde, yarattığı karakterlerden hareketle ruhsal çözümlemelere girişen, ön plana çıkardığı bireyin hem aile ve sosyal çevresi hem de toplum içindeki konumunu işleyen Baran, gerek Türkiye’deki dönüşüm zamanlarını (1960’lar ve 1970’ler) gerek edebiyattaki değişimi metinlerine yansıtmıştı.
İstanbul’un turuncu geceleri
Orhan Pamuk, Balkon’da farklı zaman dilimlerinde evinden çektiği İstanbul manzarası fotoğraflarıyla buluşturmuştu okuru. Turuncu’da ise bu kez sokağa iniyor ve İstanbul mahallelerinde deklanşöre basıyor. Turuncu, Pamuk’un, romanlarındaki karakterler gibi sokaklarda dolaşıp renklerin peşine düştüğü bir anlatının fotoğraflanmış hâli. Geleceğe düşülmüş bir not…
Hiyerarşiler ve şebekeler (04.01.2021)
Ekonomi, Avrupa ve demokrasi tarihi uzmanı Niall Ferguson, Meydan ve Kule adlı kitabında, güç mücadelesinin önemli bir unsuru olan ve kendisinin “şebeke” adını verdiği örgütlerin, tarihin görünür yüzü hiyerarşik yapılanmaları nasıl etkileyip yönlendirdiğini anlatıyor.
Alexis Gritchenko’nun İstanbul'u (30.12.2020)
İstanbul’da İki Yıl, Ukraynalı ressam Alexis Gritchenko’nun hayranı olduğu Bizans sanatını ve kente ilişkin gözlemlerini cümlelere döktüğü ve şehirde kaldığı süre içinde yaptığı resimlerden oluşan bir kitap.