'Atatürk'ü unutturmak için Dersim'i açtılar'

Bu sırada salonda bulananlardan bir vatandaş ayağa kalkarak, "Sayın hocam ben Dersimliyim. Bizi oyuna getiremeyecekler" diye bağırdı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün dinine, mezhebine, etnik kökenine, servetine, padişahla olan ilişkisine göre değil. 'Ben eşit bireylerden oluşan bir milleti algılıyorum' diyerek Türk milleti kavramını getirdiğini vurgulayan Batum şöyle devam etti:

"Nedir bu 'Türk'üm' kavramının içerisinde, ben Türküm, Kürdüm, Lazım, Çerkezim var mı? Yok. Olmaması lazım, eşit. 'Ben sana hoşgörü gösteririm çoğunluğum ama hadi benim kıymetimi bil.' Yok böyle bir şey neyin hoşgörüsü. Ben nasıl benden farklı bir etnik kökenden başkasına hoşgörü gösterebilirim. Ben zaten onunla eşitim. İşte burada millet kavramı çıkıyor. Ancak bizler bunu hor kullandık."

Cumhuriyet kavramının topluma enjekte edilmesi gerektiğini ifade eden Batum, "Peki, bir ülkede toplumun yapısını nasıl değiştirebiliriz? İki yol var. Biri ekonomik sistem. İkincisi de hukuk. Mısır Krallığını yıkarak Nasır'ı getirdi. Libya'da Kaddafi’yi getirdi. Sosyalist Arap Halk Cemaliyesini kurdu. Hiçbiri Türkiye kadar başarılı bir şeyi başaramadı. Atatürk devrimlerinin yaptığı bir şey vardı. Fakat bunu görmezden geliyoruz bugün. Ve bunun yavaş yavaş ortadan kalkmasını gözlemlemekten başka bir şey yapmıyoruz. Benim genel başkan yardımcım şöyle diyor; 'Ekonomik sistemde Babacan ile Şimşek'i çok beğeniyorum çok başarılar.' Yahu ne başarısı kölelik sitemini getirenler bunlar. Vahşi kapitalizmi getirenler bunlar. Bunların sitemini severek Türkiye’yi nereye getirebiliriz" dedi.

'GEZİ OLAYLARINDA 130 VEKİL İNMELİYDİK'

Gezi olaylarındaki toplumsal gelişmeye de değinen Batum, şöyle devam ettti:

"O gün genel başkanımız önümüzde 130 milletvekili ile oraya inseydik, 'Hadi sık bakalım gazı' deseydik, sıkabilirler miydi? Hayır. Biz ne yaptık? Nöbetçi gönderdik. Bir otobüs düşünün yokuş aşağı iniyor freni patlamış, karşı duvara çarpacak artık. Partilerin bir tek görevi vardır. Hele AKP gibi dışa bağımlı partiler varken iktidarda. Partilerin bir tek görevi vardır o da şu; Hızla inen otobüsün çarpmasını engelleyeceğiz. Nasıl yapıcağız? İçine bineceğiz. Önüne geçeceğiz. Ama şunu yapmayacağız yanından iki üç kişi koşmayacağız. Hepimiz birden içine binip o otobüsü durdurup o toplumu kurtaracağız."